ELEŞTİRMENİN DAYANILMAZ
CAZİBESİ
İnsanoğlunun
yapısında var olan bir duygu; ELEŞTİRMEK. Hemen hepimizin gördüğümüz-yaşadığımız
her olayla ilgili eleştirileri vardır ve bunları sorgulamadan-araştırmadan
ortalığa boca ederiz. Hele de kendimizi “etkili-yetkili-entel-özgül
ağırlığı yüksek-bilgili-tecrübeli vs ” gördüğümüzden olsa gerek eleştirilerimizin dahi ölçüsünü
kaçırırız. Bu durumun nedenlerini sosyologlara bırakalım. Biz bir durum tespiti
yapalım.
Herkes HEKİM, herkes HAKİM, herkes HAKEM ve bu üç
mesleğe ilaveten herkes YÖNETİCİ.
Bir lokanta açsak ve çorba pişirecek insan arasak bulmakta zorlanırız. Lakin
hükümetin herhangi bir bakanlığına (Adalet-İçişleri-Maliye vs) atama yapılacak
dense istisnasız hepimiz kabul ederiz. Nasılsa
ülke yönetmek çorba pişirmekten daha kolay(!!!). Atalarımız “yarım
hoca dinden, yarım doktor candan eder” diyerek durumu özetlemiş.
En çok
eleştirilen, yetersiz görülen fıkralara konu olan mesleklerden biri de
İMAMLARIMIZ. Bende bir gün (M.S. 5-6 yüzyılda AYASOFYA KİLİSESİ olarak yapılmış ve
1300’lü yıllarda Orhangazi’nin fethi
ile Camiye çevrilen ORHANGAZİ CAMİİ imamı olan )Mahmut
KÖSE hocama aynı sitayişte bulundum.
---“NEDİR
BU İMAMLARIN HALİ. DİNE HİZMET ETMELERİ GEREKİRKEN ZARAR VERİYORLAR” mealinde
sözler söyledim. Hocamın cevabı ülkemizdeki çok önemli bir sosyolojik gerçeği
ortaya koydu.
---Şöyle
etrafımıza bir bakalım. Babası doktor, eczacı, avukat, mühendis, vali, kaymakam
olan kaç tane İMAM var.
Diyanet
camiasında yukarıdaki vasıflara sahip birçok görevli olduğunu biliyoruz. Lakin
İMAM olarak hemen hemen yok gibi. Hocam devam etti.
---Ne
zamanki sosyo-ekonomik ve kültür düzeyi yüksek olan aileler çocuklarını dini
hizmetlere yönlendirirse o zaman İMAMLAR iyi noktaya gelir. “İMAM” örneğini
hemen her meslek gurubu için yapmak mümkündür.
Şimdi
gelelim ÜLKEMİZDEKİ SİYASİ ELEŞTİRİLERE;
Eli kalem
tutmuş, kamuda çalışmış beyaz ve mavi yakalılar. Günlük hayatlarında ve de sosyal medyada, basın
medya dünyasında sürekli eleştirirler.
Ülkemiz
doğru yönetilmiyor hatta yönetilemiyor.
Adalet
yok (sanki hep varmış gibi)
Ekonomi
kötü (Sanki dünyanın en ileri ekonomisine sahiptik)
Eğitim
berbat (Ne zamandan beri acaba)
Gelir
dağılımı adaletsiz (Eskiden adaletli miydi)
Özgürlük
yok ( Özgürlük herkese hakaret ve küfretmek mi)
Basın
sansürü var ( Bu basın yoluyla söylenebiliyor)
Makam ve
mevkilere liyakatle atamalar yapılmıyor ( Ne zamandan beri acaba)
Gibi sayfalar
dolusu eleştirileri görmek mümkün. Ve ne
yazık ki bu eleştirilerin hemen hepsi değişik oranlarda ülkemizde de dünyada halen
yaşanmış-yaşanıyor- yaşanacak.
Ülkemizde
bu eleştirileri yapanların tamamına yakınının TEK HEDEFLERİ var. İKTİDAR. Bu
durum dün de böyleydi bugün de böyle yarın da böyle olacak. Siyasilerin
yetersizliği, liyakatsizliği gibi aşağılayıcı sıfatlar ile ELEŞTİRİLER sürer
gider. Peki bu eleştirileri yapanlara baktığımızda;
*Kendi
meslek örgütleri dahil kaç tane SİVİL TOPLUM KURULUŞU üyesidirler,
*Ömürleri
boyunca meslekleri dahil olmak üzere KAÇ KİTAP okumuşlar,
*Her
hangi bir konuda kaç tane MAKALE yazmışlar,
*Ülke ve
dünya siyasetini ilgilendiren kaç KONFERANS vb takip etmişler,
Gelelim
daha özel sorulara;
*Hayatları
boyunca herhangi bir SİYASİ PARTİNİN kapısından içeri girmişler mi,
*Veya
yaşamlarının hangi dönemlerinde (öğrencilik yılları dahil) az-çok SİYASİ
FAALİYETLERDE bulunmuşlar,
*Herhangi SİYASİ PARTİ ÜYELİKLERİ var mı,
*Hadi
eğitim-kariyer kaygısı vs gerekçeleri ile kendileri için yukarıda
sıraladıklarımıza zaman ayıramamışlar. Peki ya ÇOCUKLARIMIZ , Siyasetin
NERESİNDELER?.
Kaçımızın çocukları siyasetin içinde. Gençlik
kollarında, kadın kollarında, ana kademelerde. Ama yaşımız olgunlaşmış unumuzu
elemiş eleğimizi asmışız. Ama SİYASETE AYAR vermeyi hakkımız olarak görüyoruz. Her
türlü eleştiriyi yapalım siyaseti ve yöneticileri en ağır dille eleştirelim.
Ama biz de elimizi taşın altına koyalım. Siyasette de STK’larda da boşluk
bırakmayalım. Kendimize, ailemize, ülkemize ve insanlığa sahip çıkalım. Biz
sahip çıkmaz isek sahip çıkanlara mahkum oluruz. 19.10.2022 Kdz.EREĞLİ