FESTİVALLER ve GELECEĞİMİZ
Ülke
genelinde bir festival rüzgarı esip gidiyor.Çocukluğumuzda
bu şekilde
festivaller yoktu.Festival olarak ta bildiğimiz
Uluslar arası Film Festivali,Antalya Film Festivali ve tabi ki
festivaller ülkesi olan BREZİLYA
daki her türlü çılgınlıkların yaşandığı
festivaller.
Teknolojiyi
kullanarak ınternetten TÜRK DİL
KURUMU sitesine girerek festivalin kelime anlamını öğrenmek
istedim.Aşağıda
ki 4 ayrı tanımı olduğunu
öğrendim.
Bu tanımlarla bizim festivallerimiz ne kadar uyumlu.Biraz da bunu
irdeleyelim istedim.
1
. Dönemi,
yapıldığı çevre,
katılanların sayısı veya niteliği
programla belirtilen ve özel önemi olan sanat gösterisi.
2
.
sinema, tiyatro Belli
bir sanat dalında oyun ve filmlerin sunulması ve gösterilmesi
sonunda ödül veya derece verilmesi biçiminde düzenlenen ulusal
veya uluslararası gösteri dizisi, şenlik
3
. Bir
bölgenin en ünlü ürünü için yapılan gösteri, şenlik.
4. teklifsiz
konuşmada Düzensiz
toplantı, curcuna: "İlk
bakışta
festivale benzer bir durum göremedi."- A.
İlhan.
Birinci
tanımlamayla uyumlu olsa dahi tam olarak örtüşmüyor.Dönemi,yapıldığı
yer ve program var ancak “özel
önemi olan sanat gösterisi”
bölümü ile örtüşmüyor.
İkinci
tanımda ise sinema,tiyatro gibi belli bir sanat dalı gösterileri
ve sonunda ödül veya derece veriliyor ki bizim festivalimiz de buna
uymuyor.
Üçüncü
tanım bu güne kadar yapılan festivaller için tam uygun bir
tanımlama idi.Şehrimizin
en ünlü ürünlerinden olan “Osmanlı Çileği”
adına yapılan etkinlikler festival tanımına uygundu.Ancak bu yıl
değiştirilince
bu madde de uygun düşmemiş
oldu.
Dördüncü
tanımı hiç değerlendirmeye
almıyorum.Bu madde ile festivallerimizin bir ilişkisi
yok.
İşin
teorik kısmını bir yana bırakıp yaşadıklarımıza
bakalım.Festivale mek veren herkesi emek harcadıkları için tebrik
etmek ediyoruz.Görkemli bir festival yaptık.Organizasyonda bazı
eksiklikler olsa da her şey
planlandığı
gibi yürüdü.Ama SABANCI ailesinden ödül almak için hiç
kimsenin gelmemesi hoş
olmadı.Ancak pazar akşamı
Tarkan ın konseri ilgiyi tavan yaptırdı.Görüştüğüm
insanlar Tarkan konserini çok beğendiklerini
ve ses ve gösterinin bu kadar hoş
kullanılmasının yanında sanatçının alçakgönüllülüğü
gönülleri fethetmiş.
Festivalde
ilçemize ne kaldı.Maddi olarak 100 trilyonlardan bahsediliyor.Bu
paranın yansımalarını inşallah
görürüz.
Başlık
olarak festivaller ve geleceğimiz.Neden
geleceğimiz
dedik ?.Bu güne kadar olan tüm festivalleri bire bir yaşadık.Ama
bu yılki festival kadar serbestçe “ALKOL” tüketimi olan
festival yaşamadık.
13-14 yaşlarında
kızlı-erkeli çocuklar ellerinde bira şişeleri-kutuları
meydanlarda caddelerde serbestçe içtiler dolaştılar.Şehir
dışından
gelenler bu “ÖZGÜRLÜĞÜ
! ” yaşamak
istercesine ilçemizi doldurdular. Bu gidiş
hiçte hoş
bir gidiş
değil.Eğer
işin
sosyal boyutu bu ivme ile devam ederse gelecek yıllarda festivalde “
ÖZGÜRLÜKLER ! “daha geniş
bir biçimde kullanılacak.
Festivallerimiz
bir diğer
boyutu tanıtım.Bu alanda ki başarılı
çalışmanın
ürünlerini muhakkak almamız gerekir.Ülkemizin her köşesinden
ilçemizin tanınıyor.Bu tanınmayı ilçemiz ekonomisine artı
olarak katmalıyız.Yıl 1979. Bundan 25 yıl önce Ereğli
ye ilk gelişim.Bu
günkü terminale gelmiştim.Aradan
25 yıl geçmesine rağmen
hala aynı terminali kullanıyoruz.25 yıl önce bu terminali
yapanlara teşekkür
etmeliyiz.En az 25 yıllık ihtiyacı görüp planlamayı ona göre
yapmışlar.
Saygılarımla.17.07.2004
FESTİVALLERİMİZE BİR BAKIŞ
Bölgemizde
yapılan festivallerin sayısı her geçen gün artıyor.Bu
festivaller ile bölgemiz özellikle de EREĞLİ
nin tanıtımı-reklamı üst düzeyde oluyor.Ancak festivallerin
sadece yapıldığı
günler haricinde de yaşanması
lazım.Yapılacak etkinlikler-çalışmalar
ile yıl içine yaymak gerekiyor.
Her
düzey okullarda belirlenecek konular ile ilgili
şiir,kompozisyon,hikaye,resim,spor
gibi değişik
dallarda yarışmalar
düzenleyerek derece alanlara festival günlerinde ödüller
verilebilir.Şehrin
özelliğine
göre ve festivalin yapısına uygun üretim dallarında dereceye
girenlere ödüller verilebilir.Osmanlı çileği
olabilir,fındık olabilir,köy yemekleri olabilir.O şehirde
resmi kurum olmayıp ta kamuya hizmet veren mesleklerden
seçileceklere ödül verilebilir.Yılın pazarcısına seçmek ve
ödüllendirmek her halde diğer
pazarcılarında müşterilerine
daha iyi hizmet vermesini sağlayacaktır.Yılın
en iyi berber-kuaförünü seçmek hizmet alanlar için de hoş
olmaz mı? Yılın şoförünü
seçmek için halk otobüsçüsünden taksiciye,servis şoföründen
dolmuş
şoförlüğü
yapanlara kadar geniş
bir yelpazenin heyecanlanmasını sağlamak
FESTİVALLERİN
katılımcılığını
artırır kanaatindeyim.Tabi ki bu arada mizahi-magazin yönü(en
yaşlı
dedemiz,en yaşlı
nenemiz,en çok torun sahibi gibi) olan yarışmalar
ödüllerle toplumun tüm kesimine hitap eden yönler ortaya konulur.
Yine
çok önemli gördüğüm,üstelikte
EREĞLİMİZDE
gurur kaynağımız
EĞİTİM
CAMİAMIZ
ile ilgili önerimiz olacak.Devlet olarak uluslar arası başarı
sahibi sporculara “yönetmelik” çerçevesinde ödüller
veriyoruz.Bizlerde ilçemizde ülke bazında ve uluslar arası
düzeyde başarılı
olan öğrencilere
ödüller verelim.Bu organizasyonu da festival etkinliklerine dahil
edelim.Mesela;Üniversite giriş
sınavında ilk üç dereceye giren,ilk ona giren veya ilk yüze-bine
giren öğrencilere
ödül verelim. Üniversite giriş
sınavında Türkiye birincisi olana 250 cumhuriyet altını
verelim,bir ev verelim,bir araba verelim.Ödüller ve kime verileceği
önceden belirlenir ve her öğrenci
için iyi bir hedef olur .Bu ÖDÜL ETKİNLİĞİNİ
festival ile bütünleştirdiğimiz
zaman daha geniş
katılım sağlanmış
olunur.
Festivallerin
bölge ekonomisine birebir katkısını sağlamak
için de;Her yıl değişik
bir dal belirlenir.Ülkemizin en popüler markalarına alt yapı
hazırlanarak direk ve ucuz alış-veriş
imkanı sağlanır.Mesela;Önümüzdeki
yıl giyim sektöründen vakko-sarar-kığılı-beymen-piercardin
gibi firmaların mallarını uygun fiyata EREĞLİLİ
lere sunmaları sağlanmış
olur.Giyim,güzellik,kırtasiye,elektronik eşya,bilgisayar
gibi sektörler çoğaltılabilir.Ama
biliriz ki bu yıl bir sektörün en kaliteli malı en ucuza EREĞLİ
den alınabilecek.Bu
sayede bölgenin cazibe merkezi olarak EREĞLİMİZİ
yapmış
oluruz.
Olaylara,insanlara,dünyaya
olumlu yönden bakmayı öğrenmeli
ve uygulamalıyız.Bardağın
boş
tarafını görmek istediğimiz
her zaman bir boşluk
buluruz. Ama dolu tarafını görmek ve boş
tarafında nasıl dolacağına
kafa yorarsak daha mutlu bir dünyada yaşarız.
Saygılarımla.09.08.2004
EĞLENCELER
ÜLKESİ
“Aşağıdaki
yazının hiçbir ülke,devlet,şehir
ile ilgisi olmayıp tamamen hayal ürünüdür.”
Vakti
zamanında ülkenin birisinde insanlar sürekli yarış-eğlence
yaparlarmış.Değişik
değişik
konular bulup,bu konularda yarışmalar
düzenleyip şampiyonlar
yetiştirirlermiş.Konuların
ne olduğu
önemli değilmiş.Yeter
ki konu insanların dikkatini çeksin ve yapılan çalışmalar,
yarışmalar
ülke gündemine taşınsın.Hatta
ülke kamuoyu yeterli görülmeyip iş
uluslararası boyutuna da taşınırmış.Her
halde tarif ettiğimiz
ülkeler ve yarışmalar,ilginçlikler
çoğalmış
olacak ki bu işi
guinnes rekorlar kitabı(ismi yanlış
yazmış
olabilirim) adı ile kayıt altına almışlar.
Bu
yarışmalar,birincilikler
ülke insanını mutlu edermiş.Ülke
kralı da birinci olanlara ödüller verirmiş.Nasıl
vermesin ki .Kral ülkesini ne kadar iyi yönetse de
sıkıntılar,huzursuzluklar,kavga,anarşi
durmazmış.Yeni
üretim yerleri de açmak için kralın maddi kaynakları yokmuş.Olan
kaynaklar ile kral ancak geçinebiliyormuş.Tabi
ki ismi üzerinde KRAL.Fakirin sofrası ile kralın sofrası aynı
olacak değil
ya.Fakirin düğünü
ile kralın düğünü
de aynı olmazmış.Sıra
eğlenceye gelince ise
fakir halk kraldan geri kalmak istemezmiş.Bir
gecelik eğlencesi
için birkaç yıllık kazancını feda ederlermiş.Bu
durum kralın işine
gelmeye başlamış.Halkımla
ortak duygumuzu buldum diyerek sevinirmiş.Kralın
yağdanlıkları da bu
işi o kadar ileri
götürmüşler ki
eğlencelerin birinin
programı bitmeden diğerlerinin
programları yapılmaya başlanıyormuş.Ve
o ülke EĞLENCELER
ÜLKESİ adını
almaya başlamış.Dünyada
herkes o ülkeyi tanır olmuş.O
ülkeyi görmeye can atarlarmış.İş
öyle bir noktaya gelmiş
ki o ülkeyi görmeden ölenler öteki dünyaya eksik gittiklerine
inandırılmışlar.Dünyanın
değişik
yerlerinden akın akın insanlar gelmeye başlamış
eğlenceler ülkesine
.İnsanoğlu
bir kere inanmaya görsün.İnandığı
“şey” uğruna
her şeye katlanır
misali geldikleri eğlenceler
ülkesinde bir çok sıkıntılar,eziyetler ile
karşılaşmışlar.Nelerle
mi karşılaşmışlar?.Bu
kadar güzel hayaller ve eğlenceler
varken sıkıntılardan-eziyetlerden mi bahsedilir.Ekmek bulamazlarsa
bari pasta yesinler denmişti
zamanın birinde.
Yapılan
yarışmalardan bir
örnek verelim.Adamın biri kralın sarayına gelmiş.Ben
çok maharetliyim demiş.Yaverler
ne olduğunu
sormuşlar.Adam
cevaben demiş; 5
metre uzaklıktan iğnenin
deliğine ipliği
atarak geçiririm.Herkes hayret etmiş.Huzura
çıkarılmış.Maharetini
göstermesini istemiş
kral. 5 metreden iğnenin
deliğine ipliği
geçirmiş
adam.Kral,yapılan işin
gerçekten maharet isteyen ve zor bir iş
olduğunu
anlamış.Adamlarına
emretmiş.Bu adama 100
altın verin ve 100 sopa atın.Emir yerine getirilmiş.Bilge
yaver krala sormuş.100
altını anladım ama 100 sopa niye.Kralın cevabı çok ilginç ve
bir o kadar da düşündürücü
olmuş.
-Adamın
5 metreden iğnenin
deliğine
ipliği
geçirmesi büyük maharet.Bunun için 100 altın verdim.Ancak böyle
fuzuli,işe
yaramaz , insanlığa
hiç faydası olmayan bir işle
uğraştığı
için de cezayı hak etti.100 sopa vurulsun emrini verdim.
Meğer
bizim yarışmacı maharetli adamımız EĞLENCELER ÜLKESİ ne giden
trene binecekken tam tersi istikamete giden trene binmiş.Hikaye bu
ya.Bu kadar ufak tefek yanlışlıklar
olabilir.Saygılarımla.27.04.2005
2005 YILI FESTİVALİ
Acısı
ile tatlısı ile 2005yılı festivalini de geride
bıraktık.Festival kendi iç gündemi dışındaki
gündemle de konuşulacağa
benzer.20.06.2005 günü festival programını açıklayan Sn.
POSBIYIK .
“Bu
memlekette yaşayıp
para kazanıp çevredeki belediyelere yardım yapan, ,bize
yapmayanları protesto ediyorum. Bununla kalmayacağım”
mesajını vermişti.Daha
sonraki günlerde iş
adamlarından ve siyasilerden gelen cevaplar kamuoyunu meşgul
etti.Hatta Sn. POSBIYIK festival günlerinde güzel havanın
bozulmaması konuşmayacağını
pazartesinden itibaren yine konuşacağını
belirtti.
Sn.
Başkana
hak vermemek mümkün değil.Özellikle
Ereğli’nin
ekonomik,sanayi,kültürel ve coğrafi
imkanlarından yararlanan her kişi
ve kurum Ereğli’ye
“bir
şeyler”
vermek zorundadır.
Bir
şeyleri
açmakta fayda var. Bir bölgede ticaret yapan,sanayi işletmesi
olan hasılı o bölgenin öz kaynaklarını kullanıp gelişen
büyüyen her işletmenin
o yörenin sosyal hayatına destek olması demektir. Bunu yaparken
kimi;kazandığı
imkanları ile yeni iş
yerleri kurarak istihdam oluşturur.Kimi
eğitim,sağlık
hizmetleri kurar veya kurulmuş
olanların verimliliğini
artırıcı destekler verir.Kimi de yeni iş
sahaları hatta yeni sektörlerin gelişimine
ön ayak olur.
Şehirden
kazanıp şehirde
harcama yapmak,hizmetleri ve ürünleri ilçemizden almak bu
sorumluluğun
en basitidir.Olayı bu açıdan değerlendirdiğimizde
insanlarımızın Ereğli
dışına
alış-veriş
vs için gitmemesi gerekir.Yerel yönetimin başı
olarak ta Sn. Başkanımızın
ilçe halkını esnafını koruyup kollaması asli
vazifelerindendir.Daha iyi bir Ereğli
için bu konudaki gayretlerini şehrimizde
yaşayan
her kesin desteklemesi şarttır.
Festivallerimiz
uluslar arası festivallerde adı geçer oldu.Ülkemizdeki en büyük
festivallerden biridir.Bu büyüklükteki festivalleri organize etmek
ve başarmak
gerçekten özverili çalışma
ve profesyonelliği
gerektirir.Profesyonellikte parayla olur.Başkanımızı
bu konuda da takdir etmek gerekir.Belediye bütçesinden bir kuruş
harcamadan yılda 3 festivali organize etmek büyük
başarıdır.Sosyo-ekonomik
düzeyi yüksek olan şehrimiz
böyle başarılı
insanı yetiştirebildiğine
göre hayatın her alanında da yetiştirebilir.Yeter
ki kendilerine imkan verilsin.
Eğitimin
en belirgin özelliği
“yaşayarak
ve yaşatarak
“öğretmektir.Sn.
Başkanımızın
ilçemizin gelişimi
için düşündüklerini
bizlerle paylaştığı
gibi yaptıklarını da bizlerle paylaşması
bu konuda da en iyi örnek olacaktır.
Yazımın
son kısmında Sn. Başkanımızdan
bir istirhamım olacak.Kendileri her konuda örnek olduğu
şehrimiz
insanı ve esnafı için yine örnek olduğu
bir uygulamalarını kamuoyu ile paylaşmasını
isteyeceğim.Kdz.Ereğli
Belediye başkanı
olarak 12 yıldır festivaller düzenleyip dünya rekorlarına imza
attı.Bu festivallerin bu güne kadar olan toplam bütçeleri
trilyonları bulmuştur.Bu
vesile ile şehrimizde
yeni iş
alanları ve sektörlerin doğup
büyümüş
olması gerekir.Örneğin,plaketçiden,reklamcıya,reklam
ajansından,özel güvenlikçiye,menajerlikten broşür
basımına,hizmet organizasyon şirketlerine
kadar. İstirhamım
şu;Trilyonları
bulan festival bütçelerinden sadece 2005 yılı festivalleri için
YEREL İNSANIMIZDAN-ESNAFIMIZDAN
alınan hizmetlerin dökümünü iş
adamlarımızı teşvik
etmesi için kamuoyu ile paylaşması
isterim. 05.07.2005 Saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder