25 Ağustos 2013 Pazar

FESTİVALLERİMİZ 2004-2005

FESTİVALLER ve GELECEĞİMİZ


Ülke genelinde bir festival rüzgarı esip gidiyor.Çocukluğumuzda bu şekilde festivaller yoktu.Festival olarak ta bildiğimiz Uluslar arası Film Festivali,Antalya Film Festivali ve tabi ki festivaller ülkesi olan BREZİLYA daki her türlü çılgınlıkların yaşandığı festivaller.
Teknolojiyi kullanarak ınternetten TÜRK DİL KURUMU sitesine girerek festivalin kelime anlamını öğrenmek istedim.Aşağıda ki 4 ayrı tanımı olduğunu öğrendim. Bu tanımlarla bizim festivallerimiz ne kadar uyumlu.Biraz da bunu irdeleyelim istedim.
1 .    Dönemi, yapıldığı çevre, katılanların sayısı veya niteliği programla belirtilen ve özel önemi olan sanat gösterisi.
2 .   sinema, tiyatro  Belli bir sanat dalında oyun ve filmlerin sunulması ve gösterilmesi sonunda ödül veya derece verilmesi biçiminde düzenlenen ulusal veya uluslararası gösteri dizisi, şenlik
3 .    Bir bölgenin en ünlü ürünü için yapılan gösteri, şenlik.
4.  teklifsiz konuşmada  Düzensiz toplantı, curcuna:       "İlk bakışta festivale benzer bir durum göremedi."- A. İlhan.
Birinci tanımlamayla uyumlu olsa dahi tam olarak örtüşmüyor.Dönemi,yapıldığı yer ve program var ancak “özel önemi olan sanat gösterisi” bölümü ile örtüşmüyor.
İkinci tanımda ise sinema,tiyatro gibi belli bir sanat dalı gösterileri ve sonunda ödül veya derece veriliyor ki bizim festivalimiz de buna uymuyor.
Üçüncü tanım bu güne kadar yapılan festivaller için tam uygun bir tanımlama idi.Şehrimizin en ünlü ürünlerinden olan “Osmanlı Çileği” adına yapılan etkinlikler festival tanımına uygundu.Ancak bu yıl değiştirilince bu madde de uygun düşmemiş oldu.
Dördüncü tanımı hiç değerlendirmeye almıyorum.Bu madde ile festivallerimizin bir ilişkisi yok.
İşin teorik kısmını bir yana bırakıp yaşadıklarımıza bakalım.Festivale mek veren herkesi emek harcadıkları için tebrik etmek ediyoruz.Görkemli bir festival yaptık.Organizasyonda bazı eksiklikler olsa da her şey planlandığı gibi yürüdü.Ama SABANCI ailesinden ödül almak için hiç kimsenin gelmemesi hoş olmadı.Ancak pazar akşamı Tarkan ın konseri ilgiyi tavan yaptırdı.Görüşğüm insanlar Tarkan konserini çok beğendiklerini ve ses ve gösterinin bu kadar hoş kullanılmasının yanında sanatçının alçakgönüllülüğü gönülleri fethetmiş.
Festivalde ilçemize ne kaldı.Maddi olarak 100 trilyonlardan bahsediliyor.Bu paranın yansımalarını inşallah görürüz.
Başlık olarak festivaller ve geleceğimiz.Neden geleceğimiz dedik ?.Bu güne kadar olan tüm festivalleri bire bir yaşadık.Ama bu yılki festival kadar serbestçe “ALKOL” tüketimi olan festival yaşamadık. 13-14 yaşlarında kızlı-erkeli çocuklar ellerinde bira şişeleri-kutuları meydanlarda caddelerde serbestçe içtiler dolaştılar.Şehir dışından gelenler bu “ÖZGÜRLÜĞÜ ! ” yaşamak istercesine ilçemizi doldurdular. Bu gidiş hiçte hoş bir gidiş değil.Eğer işin sosyal boyutu bu ivme ile devam ederse gelecek yıllarda festivalde “ ÖZGÜRLÜKLER ! “daha geniş bir biçimde kullanılacak.
Festivallerimiz bir diğer boyutu tanıtım.Bu alanda ki başarılı çalışmanın ürünlerini muhakkak almamız gerekir.Ülkemizin her köşesinden ilçemizin tanınıyor.Bu tanınmayı ilçemiz ekonomisine artı olarak katmalıyız.Yıl 1979. Bundan 25 yıl önce Ereğli ye ilk gelişim.Bu günkü terminale gelmiştim.Aradan 25 yıl geçmesine rağmen hala aynı terminali kullanıyoruz.25 yıl önce bu terminali yapanlara teşekkür etmeliyiz.En az 25 yıllık ihtiyacı görüp planlamayı ona göre yapmışlar. Saygılarımla.17.07.2004




FESTİVALLERİMİZE BİR BAKIŞ



Bölgemizde yapılan festivallerin sayısı her geçen gün artıyor.Bu festivaller ile bölgemiz özellikle de EREĞLİ nin tanıtımı-reklamı üst düzeyde oluyor.Ancak festivallerin sadece yapıldığı günler haricinde de yaşanması lazım.Yapılacak etkinlikler-çalışmalar ile yıl içine yaymak gerekiyor.
Her düzey okullarda belirlenecek konular ile ilgili şiir,kompozisyon,hikaye,resim,spor gibi değişik dallarda yarışmalar düzenleyerek derece alanlara festival günlerinde ödüller verilebilir.Şehrin özelliğine göre ve festivalin yapısına uygun üretim dallarında dereceye girenlere ödüller verilebilir.Osmanlı çileği olabilir,fındık olabilir,köy yemekleri olabilir.O şehirde resmi kurum olmayıp ta kamuya hizmet veren mesleklerden seçileceklere ödül verilebilir.Yılın pazarcısına seçmek ve ödüllendirmek her halde diğer pazarcılarında müşterilerine daha iyi hizmet vermesini sağlayacaktır.Yılın en iyi berber-kuaförünü seçmek hizmet alanlar için de hoş olmaz mı? Yılın şoförünü seçmek için halk otobüsçüsünden taksiciye,servis şoföründen dolmuş şoförlüğü yapanlara kadar geniş bir yelpazenin heyecanlanmasını sağlamak FESTİVALLERİN katılımcılığını artırır kanaatindeyim.Tabi ki bu arada mizahi-magazin yönü(en yaşlı dedemiz,en yaşlı nenemiz,en çok torun sahibi gibi) olan yarışmalar ödüllerle toplumun tüm kesimine hitap eden yönler ortaya konulur.
Yine çok önemli gördüğüm,üstelikte EREĞLİMİZDE gurur kaynağımız EĞİTİM CAMİAMIZ ile ilgili önerimiz olacak.Devlet olarak uluslar arası başarı sahibi sporculara “yönetmelik” çerçevesinde ödüller veriyoruz.Bizlerde ilçemizde ülke bazında ve uluslar arası düzeyde başarılı olan öğrencilere ödüller verelim.Bu organizasyonu da festival etkinliklerine dahil edelim.Mesela;Üniversite giriş sınavında ilk üç dereceye giren,ilk ona giren veya ilk yüze-bine giren öğrencilere ödül verelim. Üniversite giriş sınavında Türkiye birincisi olana 250 cumhuriyet altını verelim,bir ev verelim,bir araba verelim.Ödüller ve kime verileceği önceden belirlenir ve her öğrenci için iyi bir hedef olur .Bu ÖDÜL ETKİNLİĞİNİ festival ile bütünleştirdiğimiz zaman daha geniş katılım sağlanmış olunur.
Festivallerin bölge ekonomisine birebir katkısını sağlamak için de;Her yıl değişik bir dal belirlenir.Ülkemizin en popüler markalarına alt yapı hazırlanarak direk ve ucuz alış-veriş imkanı sağlanır.Mesela;Önümüzdeki yıl giyim sektöründen vakko-sarar-kığılı-beymen-piercardin gibi firmaların mallarını uygun fiyata EREĞLİLİ lere sunmaları sağlanmış olur.Giyim,güzellik,kırtasiye,elektronik eşya,bilgisayar gibi sektörler çoğaltılabilir.Ama biliriz ki bu yıl bir sektörün en kaliteli malı en ucuza EREĞLİ den alınabilecek.Bu sayede bölgenin cazibe merkezi olarak EREĞLİMİZİ yapmış oluruz.
Olaylara,insanlara,dünyaya olumlu yönden bakmayı öğrenmeli ve uygulamalıyız.Bardağın boş tarafını görmek istediğimiz her zaman bir boşluk buluruz. Ama dolu tarafını görmek ve boş tarafında nasıl dolacağına kafa yorarsak daha mutlu bir dünyada yaşarız.
Saygılarımla.09.08.2004








EĞLENCELER ÜLKESİ


Aşağıdaki yazının hiçbir ülke,devlet,şehir ile ilgisi olmayıp tamamen hayal ürünüdür.”

Vakti zamanında ülkenin birisinde insanlar sürekli yarış-eğlence yaparlarmış.Değişik değişik konular bulup,bu konularda yarışmalar düzenleyip şampiyonlar yetiştirirlermiş.Konuların ne olduğu önemli değilmiş.Yeter ki konu insanların dikkatini çeksin ve yapılan çalışmalar, yarışmalar ülke gündemine taşınsın.Hatta ülke kamuoyu yeterli görülmeyip iş uluslararası boyutuna da taşınırmış.Her halde tarif ettiğimiz ülkeler ve yarışmalar,ilginçlikler çoğalmış olacak ki bu işi guinnes rekorlar kitabı(ismi yanlış yazmış olabilirim) adı ile kayıt altına almışlar.
Bu yarışmalar,birincilikler ülke insanını mutlu edermiş.Ülke kralı da birinci olanlara ödüller verirmiş.Nasıl vermesin ki .Kral ülkesini ne kadar iyi yönetse de sıkıntılar,huzursuzluklar,kavga,anarşi durmazmış.Yeni üretim yerleri de açmak için kralın maddi kaynakları yokmuş.Olan kaynaklar ile kral ancak geçinebiliyormuş.Tabi ki ismi üzerinde KRAL.Fakirin sofrası ile kralın sofrası aynı olacak değil ya.Fakirin düğünü ile kralın düğünü de aynı olmazmış.Sıra eğlenceye gelince ise fakir halk kraldan geri kalmak istemezmiş.Bir gecelik eğlencesi için birkaç yıllık kazancını feda ederlermiş.Bu durum kralın işine gelmeye başlamış.Halkımla ortak duygumuzu buldum diyerek sevinirmiş.Kralın yağdanlıkları da bu işi o kadar ileri götürmüşler ki eğlencelerin birinin programı bitmeden diğerlerinin programları yapılmaya başlanıyormuş.Ve o ülke EĞLENCELER ÜLKESİ adını almaya başlamış.Dünyada herkes o ülkeyi tanır olmuş.O ülkeyi görmeye can atarlarmış.İş öyle bir noktaya gelmiş ki o ülkeyi görmeden ölenler öteki dünyaya eksik gittiklerine inandırılmışlar.Dünyanın değişik yerlerinden akın akın insanlar gelmeye başlamış eğlenceler ülkesine .İnsanoğlu bir kere inanmaya görsün.İnandığı “şey” uğruna her şeye katlanır misali geldikleri eğlenceler ülkesinde bir çok sıkıntılar,eziyetler ile karşılaşşlar.Nelerle mi karşılaşşlar?.Bu kadar güzel hayaller ve eğlenceler varken sıkıntılardan-eziyetlerden mi bahsedilir.Ekmek bulamazlarsa bari pasta yesinler denmişti zamanın birinde.
Yapılan yarışmalardan bir örnek verelim.Adamın biri kralın sarayına gelmiş.Ben çok maharetliyim demiş.Yaverler ne olduğunu sormuşlar.Adam cevaben demiş; 5 metre uzaklıktan iğnenin deliğine ipliği atarak geçiririm.Herkes hayret etmiş.Huzura çıkarılmış.Maharetini göstermesini istemiş kral. 5 metreden iğnenin deliğine ipliği geçirmiş adam.Kral,yapılan işin gerçekten maharet isteyen ve zor bir iş olduğunu anlamış.Adamlarına emretmiş.Bu adama 100 altın verin ve 100 sopa atın.Emir yerine getirilmiş.Bilge yaver krala sormuş.100 altını anladım ama 100 sopa niye.Kralın cevabı çok ilginç ve bir o kadar da düşündürücü olmuş.
-Adamın 5 metreden iğnenin deliğine ipliği geçirmesi büyük maharet.Bunun için 100 altın verdim.Ancak böyle fuzuli,işe yaramaz , insanlığa hiç faydası olmayan bir işle uğraşğı için de cezayı hak etti.100 sopa vurulsun emrini verdim.

Meğer bizim yarışmacı maharetli adamımız EĞLENCELER ÜLKESİ ne giden trene binecekken tam tersi istikamete giden trene binmiş.Hikaye bu ya.Bu kadar ufak tefek yanlışlıklar olabilir.Saygılarımla.27.04.2005

2005 YILI FESTİVALİ


Acısı ile tatlısı ile 2005yılı festivalini de geride bıraktık.Festival kendi iç gündemi dışındaki gündemle de konuşulacağa benzer.20.06.2005 günü festival programını açıklayan Sn. POSBIYIK . “Bu memlekette yaşayıp para kazanıp çevredeki belediyelere yardım yapan, ,bize yapmayanları protesto ediyorum. Bununla kalmayacağım” mesajını vermişti.Daha sonraki günlerde iş adamlarından ve siyasilerden gelen cevaplar kamuoyunu meşgul etti.Hatta Sn. POSBIYIK festival günlerinde güzel havanın bozulmaması konuşmayacağını pazartesinden itibaren yine konuşacağını belirtti.
Sn. Başkana hak vermemek mümkün değil.Özellikle Ereğli’nin ekonomik,sanayi,kültürel ve coğrafi imkanlarından yararlanan her kişi ve kurum Ereğli’ye bir şeyler” vermek zorundadır.
Bir şeyleri açmakta fayda var. Bir bölgede ticaret yapan,sanayi işletmesi olan hasılı o bölgenin öz kaynaklarını kullanıp gelişen büyüyen her işletmenin o yörenin sosyal hayatına destek olması demektir. Bunu yaparken kimi;kazandığı imkanları ile yeni iş yerleri kurarak istihdam oluşturur.Kimi eğitim,sağlık hizmetleri kurar veya kurulmuş olanların verimliliğini artırıcı destekler verir.Kimi de yeni iş sahaları hatta yeni sektörlerin gelişimine ön ayak olur.
Şehirden kazanıp şehirde harcama yapmak,hizmetleri ve ürünleri ilçemizden almak bu sorumluluğun en basitidir.Olayı bu açıdan değerlendirdiğimizde insanlarımızın Ereğli dışına alış-veriş vs için gitmemesi gerekir.Yerel yönetimin başı olarak ta Sn. Başkanımızın ilçe halkını esnafını koruyup kollaması asli vazifelerindendir.Daha iyi bir Ereğli için bu konudaki gayretlerini şehrimizde yaşayan her kesin desteklemesi şarttır.
Festivallerimiz uluslar arası festivallerde adı geçer oldu.Ülkemizdeki en büyük festivallerden biridir.Bu büyüklükteki festivalleri organize etmek ve başarmak gerçekten özverili çalışma ve profesyonelliği gerektirir.Profesyonellikte parayla olur.Başkanımızı bu konuda da takdir etmek gerekir.Belediye bütçesinden bir kuruş harcamadan yılda 3 festivali organize etmek büyük başarıdır.Sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan şehrimiz böyle başarılı insanı yetiştirebildiğine göre hayatın her alanında da yetiştirebilir.Yeter ki kendilerine imkan verilsin.
Eğitimin en belirgin özelliği “yaşayarak ve yaşatarak “öğretmektir.Sn. Başkanımızın ilçemizin gelişimi için düşündüklerini bizlerle paylaşğı gibi yaptıklarını da bizlerle paylaşması bu konuda da en iyi örnek olacaktır.
Yazımın son kısmında Sn. Başkanımızdan bir istirhamım olacak.Kendileri her konuda örnek olduğu şehrimiz insanı ve esnafı için yine örnek olduğu bir uygulamalarını kamuoyu ile paylaşmasını isteyeceğim.Kdz.Ereğli Belediye başkanı olarak 12 yıldır festivaller düzenleyip dünya rekorlarına imza attı.Bu festivallerin bu güne kadar olan toplam bütçeleri trilyonları bulmuştur.Bu vesile ile şehrimizde yeni iş alanları ve sektörlerin doğup büyümüş olması gerekir.Örneğin,plaketçiden,reklamcıya,reklam ajansından,özel güvenlikçiye,menajerlikten broşür basımına,hizmet organizasyon şirketlerine kadar. İstirhamım şu;Trilyonları bulan festival bütçelerinden sadece 2005 yılı festivalleri için YEREL İNSANIMIZDAN-ESNAFIMIZDAN alınan hizmetlerin dökümünü iş adamlarımızı teşvik etmesi için kamuoyu ile paylaşması isterim.                  05.07.2005 Saygılarımla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder