30 Nisan 2014 Çarşamba

ŞEHRİMİZİN SAHİP OLDUĞU İMKANLARLA YAPILABİLECEK PROJELER

ŞEHRİMİZİN SAHİP OLDUĞU İMKANLARLA YAPILABİLECEK PROJELER


1-SANAYİ ŞEHRİ
2-LİMAN ŞEHRİ
3-ÜNİVERSİTE ŞEHRİ
4-TURİZM -SPOR-KÜLTÜR  MERKEZİ
5-TARIM-HAYVANCILIK
6-ARSA ÜRETİMİ –KENTSEL DÖNÜŞÜM


1-SANAYİ ŞEHRİ:


Dünya çelik sektöründe önemli bir yere sahip olan ERDEMİR ülkemizin en büyük sanayi kuruluşlarından biridir.Kurulduğu 1960 lı yıllardan günümüze kadar 8000 nüfuslu bir balıkçı kasabasından 110 000 nüfuslu sanayi şehrine dönüşümünü sağlamıştır.Bu değişim ve dönüşüm olması gerektiği şekilde yürütülemediği için beraberinde yan sanayisi oluşamamış,yeni sektörlerin önü açılamamıştır.Halbuki ERDEMİR in potansiyel gücü ile birden fazla organize sanayi bölgeleri  tam kapasite çalışır olmalıydı.Erdemir gibi bir kuruluşun hammadde haricindeki tedarikçileri şehrimizde gelişebilmiş olsaydı bu gün yüzlerce  istihdam sağlanmış olurdu.Küçük bir örnek;Günlük 10.000 öğünden fazla yemek yapılan yerin eti,sütü,yoğurdu neden ENTEGRE bir tesis kurularak yerelden karşılanmaz ki.

ERDEMİR  artık bir kamu kurumu değil.Kar amacı olan bir ticari şirket.Yerelin imkanları ile eşit şartlarda sunulacak herhangi bir tedarikte eşitlerin arasından EREĞLİ yi tercih edecektir.Erdemir ile ilişkimiz sadece SAÇ TÜCCARLARI bağlamında olursa kaybeden biz oluruz.Aslında ERDEMİR kurumsal olarak şehir ile ilişkilerini geliştirmek istediğini biliyoruz.Çünkü 2013 yılında yapılan TSO seçimlerinde kurumsal olarak yönetimde olmak istemiş.Ve TSO meclisine üye vermiştir.TSO Organ seçimlerinde ERDEMİR temsilcisi YÖNETİMDE olmak istediklerini beyan etmesine rağmen var olan yönetim ERDEMİR
temsilcisini YÖNETİME almamıştır.Üstelik EREĞLİnin geleceğini ERDEMİR üzerine kuran bir yönetim tarafından.

Dünyadaki son büyük krizden önce TERSANELER bölgesi çok ciddi bir sanayi bölgesi konumunda iken kriz işleri durdurdu.Ereğli ve Alaplı, bölge olarak yüzyıllardır GEMİ inşası konusunda geçmişi olan bir yer olmasına rağmen gerekli dönüşümler sağlanamadığı için atıl vaziyete gelmiştir.Planlı bir çalışma ile SANAYİ ŞEHRİ olma yolundaki EREĞLİ ye tersaneler bölgesi büyük bir katkı verecektir.

Erdemir ve Tersaneler haricinde şehrimizin modern sanayi kuruluşları azımsanmayacak sayı ve büyüklüktedir.Bunlar 

Boru Profil fabrikaları
Çimento fabrikaları
Metal sanayi fabrikaları
Gıda sanayi
İnşaat sanayi
Orman ürünleri gibi bir çok başlıkta toplamak mümkün.

Ayrıca Atölye tipi sanayi kuruluşlarından küçük imalathaneler,kimyevi madde sanayi ,dokuma sanayi ve Ev tipi sanayi faaliyetleri de mevcuttur.

Erdemir-Tersaneler-Sanayi Kuruluşları ile birlikte var olan Organize Sanayi Bölgesinin tam kapasite çalışmasını sağlamak ve Alaplı ile beraber ikinci ,üçüncü Organize Sanayi Bölgelerini oluşturarak gerçek bir SANAYİ ŞEHRİ olabiliriz.


2-LİMAN ŞEHRİ:

Şehrimiz doğal coğrafi yapısı gereği antik çağdan günümüze kadar önemli bir LİMAN ŞEHRİ olmuştur.Binlerce yıl boyunca Doğu Karadeniz’den Bizansa giden gemilerin de uğrak yeri olmuştur.Osmanlı döneminde de Karadenizin önemli limanları arasında hizmet vermiştir.Kandilliden çıkartılan kömürün dağıtımı da buradan yapılmıştır.20 yüzyılın son çeyreğine kadar yolcu taşımacılığın da yapıldığı Ereğli limanı Erdemirin kuruluşundan sonra daha da faal duruma gelmiştir.
Liman şehri derken sadece var olan limanlara yenileri ekleyip çoğaltmak değil.Antik çağlardan Bizansa oradan Osmanlı döneminde Karadenizin ticari hayatında çok önemli bir yere sahipse şimdide öyle olmalıdır.Bunun için öncelikli olarak Kdz.Ereğli Devrek yolu bir an önce bitmeli.Çünkü;Ankara Ostim ve civarındaki oraganize sanayi bölgelerinin deniz yolu bağlantısı halen Kocaeli’den yapılmaktadır.Şayet Devrek yolu bitirilirse Ankara nın deniz yoluna ulaşımı 350 km.den 280 km ye düşecek.Karayoluna ilaveten yıllardır Devlet Planlamasında yeri olan Kdz.Ereğli-Arifiye tren yolunun yapılması gerekir.Kdz.Ereğli -İstanbul   arasına konulacak Deniz Otobüsü seferleri ve yurt içi--yurt dışı yolcu gemilerinin Kdz.Ereğli Belediye limanından yapılması ile gerçek anlamda Kdz.Ereğlimiz LİMAN ŞEHRİ olur.Üstelik Denizcilik Fakültesi ve Yüksek okuluna sahip olmamız artı bir değer olarak katkı sağlayacaktır.4.ünücü ulaşım yolu olan havayolu için ise Düzce vilayeti ile ortak hareket ederek rüzgar,sis ve coğrafi yapıya göre hem Düzce ye hem de şehrimize hizmet verecek bir havaalanı yapıldığında LİMAN ŞEHRİ hüviyeti kazanmış oluruz.
Son yıllarda bacasız sanayi olarak kabul edilen Üniversiteler konusunda maalesef çok gerilerde kaldık.Halbuki ilk ve orta öğretim düzeyi olarak ülke ortalamasının çok üstünde olan şehrimiz aynı başarıyı Üniversite kapasitesi olarak sağlayamamıştır.Şöyle ki 76 milyon nüfusa sahip ülkemizin 5-6 milyon civarında üniversite öğrencisi var.Bu da nüfusun % 7 si civarında bir orana denk gelir.Köyleri ile 170.000 nüfuslu ilçemizde 12.000 civarında üniversite öğrencisi olması gerekir.Geçen öğretim yılında ilçemizdeki öğrenci sayısı 2000 ler civarında olup % 1.5 bile değildi.Bu yıl yapılan artışla( katkısı olan herkese teşekkürler) 3000 ni aşmış olup % 2 ye yaklaştı.Şu an ülkemizdeki % 7 ortalamasına göre 9000 üniversite öğrencisi eksiğimiz var.Biz pozitif ayrımcılık istemiyoruz.Sadece ülkemizin her noktasında olduğu gibi Ereğlimizde de eksik kalan yeni fakülteler,yüksek okullar,enstitüler hatta ÖZEL ÜNİVERSİTELER olmasını istiyoruz.
Birçoğumuz bilir ama özellikle gençlerimizin bilmediği bir husus var.1970 li yılların başlarında şu an Belediye hizmeti verilen binanın üst katlarında 2 yıllık meslek yüksek okulu vardı.Bu okul binasından çıkartıldı ve şehrin değişik yerlerinde hizmet verdi.Ve 1980 li yıllarda önce Gülüç’e sonrada Alaplı ya taşınmak zorunda kaldı.Zonguldak ve ilçelerinde sadece Alaplı’da ki üniversite öğrenci sayısı ülke ortalamasına eşit oranda.Bu durum 1980 li yıllarda meslek yüksek okulunun Alaplı’ya taşınmasının sonucudur.Yine hatırlayacaklar vardır .1980 li yıllarda Zonguldak Maden Fakültesi ve Ereğli Meslek Yüksek okulu Hacettepe Üniversitesine bağlı iken Hacettepe Üniversitesi yöneticileri Zonguldak Üniversitesi için kampus yeri olarak Delihakkı civarında inceleme yapmış.Özellikle yerel yöneticilerin desteği alınamadığı için vazgeçilmiş.
         Devlet hastanesinin yeni binasına taşınması sonrası boş kalan binalar kısa sürede yeni fakültelere tahsis edilip çok hızlı bir şekilde eksik olan 9000 üniversite öğrencisini yerleştirecek fakülteler açılmalıdır.Bunun için sivil toplum kuruluşlarının da aktif rol alacağı PLATFORMLAR kurulmalıdır.Şehrimizin özel ve kamu kurum kuruluşlarında çalışan-emekli olan üniversite eğitimli insan gücü sayısı ülke ortalamasının çok çok üzerindedir.Bu

4-TURİZM -SPOR-KÜLTÜR  MERKEZİ;

Turizm,spor ve kültür hizmetleri hizmet sektörünün ana başlıkları olup bu konuda da şehrimizin üst düzeyde potansiyel gücü vardır.Bu üç sektör de eğitim sektörü gibi bacasız fabrika olarak tanımlanır.İlçemizin var olan potansiyellerini  biraz daha teferruatlı değerlendirelim.
Şehrimiz sanayi şehri olarak bilinse de 4000 yıllık tarihi geçmişinin yanında doğal ve beşeri güzelliklere sahiptir.Bakanlar Kurulu kararı ile de “İNANÇ TURİZMİ” kapsamına alınan bir şehiriz.Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlere olan yakınlığımız nedeni ile de günübirlik turlar için çok uygun bir bölgeyiz.Hellenistik çağlardan başlayarak Roma ve Bizans dönemlerine ait sur kalıntıları,Herakles Sarayı,su kanalları kalıntıları,kaleler gibi beşeri eserlerin yanında ,mağaralar,şelaleler,vadiler ve küçük kumsalların olduğu kıyı güzellikleri mevcuttur.Turizm değerlerimizin özelliklerini anlatmadan isimlerini saymamız kafi gelecektir.
A-DOĞAL TURİSTİK KAYNAKLARIMIZ
1-MAĞARALAR:
         1-Cehennemağzı mağaraları;Şehir merkezinde olup Hıristiyanlığın ilk yıllarında ibadet,korunma ve su sarnıcı olarak kullanılmış.
                   a-Kilise Mağarası
                   b-Kocayusuf Mağarası
                   c-Ayazma Mağarası
                   d-Dördüncü Mağara
         ii-Alayurt Mağaraları:Yazıcılar Köyü sınırları içinde olup irili ufaklı  30 mağaradan oluşur.Şehre 22 km uzaklıkta olup dağcılık ve traking için elverişlidirler.
         iii-Göleviç Mağaraları:Süleymanbeyler köyü içinde olup duvarlarında hasar görmüş resim kalıntıları mevcut olup tarihi değeri vardır.
2-ŞELALELER
         i-Göleviç Şelalesi:Süleymanlar köyünde olup 100 m yükseklikten dökülen suları mevcut.Dağcılık için güzel bir yer.
         ii-Güneşli Şelaleleri:Gülüç çayının doğduğu yerden denize dökülene kadar oluşan 5 tane şelale  var.
3-PLAJLAR: Batıkaradeniz şehri olarak deniz mevsimi çok uzun olamamakla beraber yazın denize girilebilen plajlar mevcut.Küçük koylardaki (Çavuşağzı) plajlar gibi belediye ve Erdemir plajı mevcuttur.
Plajların yanı sıra yıldız ve poyra rüzgarlarından doğal korunaklı bir liman şehri olan Ereğlimiz YAT TURİZMİ  için çok ideal bir bölgedir.Yapılacak bir MARİNA şehir ekonomisine ciddi katkı sağlayacaktır.
B-BEŞERİ TURİSTİK DEĞERLERİMİZ
         1-SUR KALINTILARI:
i-Helenistik döneme ait sur kalıntıları
                   -Roma devri sur kalıntıları
                   iii-Bizans devri sur kalıntıları
2-YAPILAR
         i-Herakles Sarayı.Şehir merkezi Dikilidedir.
         ii-Ereğli Kalesi.Tescilli Bizans Kalesidir.
iii-Çeştepe Fener Kulesi
iv-Ayasofya Kilisesi:Orhangazi zamanında camiye çevrilen kilise ORHANGAZİ CAMİSİ olarak hizmet vermektedir.
v-Bizans Kilisesi.Kalıntıları üzerine Çelikel camisi yapılmış olup sadece bodrum katında kilise mozaiği kalmıştır.
vi-Kayabaşı sokağındaki “su sarnıcı”.
vii-Türk devrine ait tescilli 23 adet yalı ve konak mevcuttur.Ayrıca 2 tane hamam bir çok küçük tarihi çeşme ve antik kalıntılar mevcuttur.
         3-FESTİVAL ve ÖZEL GÜNLER
                   i-1 Temmuz da kutlanan KAPOTAJ BAYRAMI
                   ii-8 Kasım Uzun Mehmet i anma töreni
                   iii-18 Haziran Çilek Festivali
                   iv-Temmuzun ilk haftası Kültür Sanat Festivali
                   v-Kasım ayında düzenlenen Hamsi festivali.
Özellikle festivallerde olmak üzere  ve anma günlerinde şehir nüfusu artmakta olup ticari hayata hareketlilik kazandırmaktadır.
20.yüzyılın başından beri atletizm,futbol,tenis,basket ,voleybol,güreş,deniz sporları(yelken-sörf) gibi sporun hemen her branşında bölge ve ülke genelinde bir çok başarılı sporcu yetiştiren şehir günümüz teknolojisine uygun tesislerine ihtiyaç duymaktadır.Bununla beraber bölgesel futbol maçlarının yapıldığı 2 stadyum,ulusal liglerde mücadele eden basket ve voleybol maçlarının yapıldığı 2 kapalı spor salonu.Amatör futbol kulüplerinin yanında Tenis kulübü ,Yelken kulübü,Bisiklet kulübü gibi gençlerimizin sağlıklı bir hayata hazırlayan tesislerimiz var.
Gelecek vaat eden bir çok gencimizi yetiştirmek ve bölgesel,ulusal hatta uluslar arası turnuvalara ev sahipliği yapabilecek insan gücüne sahibiz.Turizm,spor ve kültür etkinlikleri için hızlı ve planlı bir şekilde konaklama tesislerine ihtiyaç var.

5-TARIM VE HAYVANCILIK:


Tarım,ülke ekonomimizdeki üstünlüğünü nasıl kaybettiyse şehrimizde de 1965 yıllara kadar en önemli gelir kaynağı olma özelliğini hızlı bir şekilde kaybetti.Bu hızlı gerileyişe bir de en verimli alanların başka sektörlere kayması eklenince geriye gidiş çok hızlı oldu.TTK ve Erdemir yöre halkının umut kapısı olunca tarım sektörü şehir merkezinden köylere doğru geriledi.Modern tarım tekniklerinin kullanılmaması  tarımı bitme noktasına getirdi.Ancak son yıllarda TTK ve Erdemir istihdama  cevap veremeyince tarım sektörü tekrar önem kazanmaya başladı.Yılda 3 kez ürün vermeye uygun iklimin olması seracılığı öne çıkardı.Orman köylüleri arıcılık yapmaya başladı.Sahil kısımlarında kivi üretimi hız kazandı.Ceviz,kiraz ve yörenin simgesi olan Çilek üretimi artmaya başladı.Bilimsel alt yapı hazırlığı ve de üretici destekleme politikaları ile seracılık,meyve bahçeleri ,besi çiftlikleri ,arıcılık,fındık ,kestane,ceviz üretimi yapılarak yöre ekonomisine katkıda bulunulabilir.Bu konu ile ilgili Doc.Dr.Zerrin Karakuzulu’nun 2002 de yapmış olduğu “KARADENİZ EREĞLİSİNİN COĞRAFYASI” adlı doktora tezi bilimsel rehber olmalıdır.Sayın hocamıza Kdz.Ereğli adına bir kez daha teşekkür ederm.

6-ARSA ÜRETİMİ ve KENTSEL DÖNÜŞÜM:


4000  yıllık geçmişi olup Hellenistik dönemden Roma  ve Bizans dönemine  oradan da Osmanlı ve Cumhuriyete kadar kadim bir geçmişe sahip olan şehrimiz konut ve işyeri binaları olarak çok gerilerde ve ilkel bir durumda kaldı.1960 lı yıllara kadar nüfusu 7-8 bine ulaşmayan şehrimiz son 50 yılda 110 bin nüfusa çok hızlı ulaşınca alt yapı ve imar eksikliği gün yüzüne çıkmış oldu.
Şehrin ekonomisini en kısa ve hızlı bir şekilde hareketlendirecek olan sektör her zaman   İNŞAAT SEKTÖRÜDÜR.Bu konuda yeni seçilen Belediye Meclis üyeleri içinde konunun uzmanları olduğunu biliyoruz.En kısa sürede üniversitelerle ortak bir mastır çalışması yapılarak şehir yeniden inşa edilmelidir.Örnek olarak Belediye hizmet binasını söyleyebiliriz.110 000 nüfuslu bir şehir değil 10 000 nüfuslu bir şehirde bile hizmet binası bizimkinden iyidir.
Şehrimizin geleceğini planlamak için en az 20.000 konutluk arsa üretimi yapılmak zorunda.Bu hem şehir merkezini rahatladır hem de planlı bir yerleşim sahibi oluruz.Zaten gelişmiş ülkelerde iş ve alışveriş alanları ayrı, konut alanları da şehrin dışında olur.Delihakkı-Subaşı-Kızılcapınar bölgesinin tarıma elverişsiz bölgeleri bu amaç için değerlendirilebilir.

İKİNCİ BAHAR YAŞAMA ALANLARI


Bu başlık altında bir proje üretimi de mümkündür.Bu projeye İKİNCİ BAHAR YAŞAMA ALANLARI diyebiliriz.Bu konuya satır başı açarsak;
Gelişmiş ülkelerde ortalama yaşam süresi daima uzun olur.Ülkemizde ise yıllar ilerledikçe yaşam süresi de uzamaktadır.Bu sevinilecek bir durum.1960-70 li yıllarda ortalama yaşam süresi 60 lı yaşlar iken günümüzde bu 70 li yaşlara uzandı.Günlük hayatımızdan biliriz

ki hekimlikte çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlığı modern tıbbın kuruluşundan beri vardır.Ama Geriatri(yaşlılık) sağlığı ve hastalıkları uzmanlık dalı ülkemizde yeni yeni oluşmaya başladı.Çünkü artık yaşı ilerleyen insanımızın sadece yaşlılıkla sonucu oluşan   sağlık sorunları var.Bunun gibi yaşı ilerlemiş insanımızın hayatını huzurlu yaşayabilmesi için alternatif yaşam alanlarına ihtiyaç var.Ben buna İKİNCİ BAHAR YAŞAMA ALANLARI diyorum.50-55 yaşlarında emekli olup 65-70 yaşlarına kadar bir şekilde aktif hayatın içinde olunurken 70 li yaşlardan sonra sıkıntılar başlıyor.Çünkü evlatlar yuvadan uçmuş herkesin kurulu bir düzeni var.Ana babayla aynı evde yaşamak mümkün değil.Hepimiz ana babamıza hizmet etmek isteriz.Ancak evlerimizin mimari yapısı bu hizmet için hiçte uygun değil.Hele de hastalanıp yatağa bağımlı olunduğunda ise hiçten mümkün değil.Mecburen evimiz haricinde bir yerde bu hizmet olmalı.
“İkinci bahar yaşama alanları” gelecek yılların en önemli sektörü olacak.Site şeklinde oluşacak bu alanlar tek katlı evler olabileceği gibi çok katlı binalar şeklinde de olabilecek.Karı koca veya veya sadece eşlerden birinin yaşayabileceği daireler.Ki bunlar 30-50 m2 arasında olabilir.Ortalama 100 kişinin hayatını sürdüreceği bu yerlerde hastalandığında hizmet verilebilecek bir sağlık ünitesi, yemek-çamaşır-temizlik gibi günlük ihtiyaçlara cevap verecek üniteler.Sosyal hayatın içinde olmak açısından da lokal,kütüphane,bahçe gibi alanları olan yerlerden bahsediyorum.
Yukarıda teferruatını anlatmaya çalıştığım ”İKİNCİ BAHAR YAŞAMA ALANLARI” şehrimiz için bir sektör olarak görülmeli ve özellikle yerel yönetimin öncülüğünde şehrin bir çok bölgesinde yapılması sağlanmalı.Hem yaşı ilerlemiş insanımıza sahip çıkmış olacağız hem de önemli bir sektör oluşturacağız.Bu şekilde 1000 insanımızın hayatını kolaylaştırsak bu aynı zamanda hizmet sektöründe ciddi bir istihdam alanı oluşturmuş oluruz.Batı Karadeniz Bölgesinde bu hizmet alanı için her yönü ile alt yapısı en uygun olan yer Kdz.EREĞLİ dir.

Sonuç olarak 6 maddede izah etmeye çalıştığım projeler daha da geliştirilerek şehrimiz gelecek bekleyen gençlerimiz için ilk akla gelen şehir olabilir.Bunun için ;
*yerel yönetim,
*meslek odaları(en önemli sorumluluk TSO),
*sendikalar,
*siyasi partiler
*sivil toplum kuruluşları ortak hareket ederek merkezi yönetimi desteğini de yanına alarak hedefe ulaşabilir.


“30 MART DEĞİŞİM ŞART SLOGANI “hayat geçmelidir.Kdz.Ereğli’de her şey var helvayı yapıp yiyelim artık.15.04.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder