ŞEHRİMİZİN
SAHİP OLDUĞU İMKANLARLA YAPILABİLECEK PROJELER
1-SANAYİ ŞEHRİ
2-LİMAN ŞEHRİ
3-ÜNİVERSİTE ŞEHRİ
4-TURİZM -SPOR-KÜLTÜR MERKEZİ
5-TARIM-HAYVANCILIK
6-ARSA ÜRETİMİ –KENTSEL DÖNÜŞÜM
2-LİMAN ŞEHRİ
3-ÜNİVERSİTE ŞEHRİ
4-TURİZM -SPOR-KÜLTÜR MERKEZİ
5-TARIM-HAYVANCILIK
6-ARSA ÜRETİMİ –KENTSEL DÖNÜŞÜM
1-SANAYİ ŞEHRİ:
Dünya çelik sektöründe
önemli bir yere sahip olan ERDEMİR ülkemizin en büyük sanayi kuruluşlarından
biridir.Kurulduğu 1960 lı yıllardan günümüze kadar 8000 nüfuslu bir balıkçı
kasabasından 110 000 nüfuslu sanayi şehrine dönüşümünü sağlamıştır.Bu değişim
ve dönüşüm olması gerektiği şekilde yürütülemediği için beraberinde yan
sanayisi oluşamamış,yeni sektörlerin önü açılamamıştır.Halbuki ERDEMİR in
potansiyel gücü ile birden fazla organize sanayi bölgeleri tam kapasite
çalışır olmalıydı.Erdemir gibi bir kuruluşun hammadde haricindeki tedarikçileri
şehrimizde gelişebilmiş olsaydı bu gün yüzlerce istihdam sağlanmış
olurdu.Küçük bir örnek;Günlük 10.000 öğünden fazla yemek yapılan yerin
eti,sütü,yoğurdu neden ENTEGRE bir tesis kurularak yerelden karşılanmaz ki.
ERDEMİR artık bir
kamu kurumu değil.Kar amacı olan bir ticari şirket.Yerelin imkanları ile eşit
şartlarda sunulacak herhangi bir tedarikte eşitlerin arasından EREĞLİ yi tercih
edecektir.Erdemir ile ilişkimiz sadece SAÇ TÜCCARLARI bağlamında olursa
kaybeden biz oluruz.Aslında ERDEMİR kurumsal olarak şehir ile ilişkilerini
geliştirmek istediğini biliyoruz.Çünkü 2013 yılında yapılan TSO seçimlerinde
kurumsal olarak yönetimde olmak istemiş.Ve TSO meclisine üye vermiştir.TSO
Organ seçimlerinde ERDEMİR temsilcisi YÖNETİMDE olmak istediklerini beyan
etmesine rağmen var olan yönetim ERDEMİR
temsilcisini YÖNETİME almamıştır.Üstelik
EREĞLİnin geleceğini ERDEMİR üzerine kuran bir yönetim tarafından.
Dünyadaki son büyük
krizden önce TERSANELER bölgesi çok ciddi bir sanayi bölgesi konumunda iken
kriz işleri durdurdu.Ereğli ve Alaplı, bölge olarak yüzyıllardır GEMİ inşası
konusunda geçmişi olan bir yer olmasına rağmen gerekli dönüşümler sağlanamadığı
için atıl vaziyete gelmiştir.Planlı bir çalışma ile SANAYİ ŞEHRİ olma yolundaki
EREĞLİ ye tersaneler bölgesi büyük bir katkı verecektir.
Erdemir ve Tersaneler
haricinde şehrimizin modern sanayi kuruluşları azımsanmayacak sayı ve
büyüklüktedir.Bunlar
Boru Profil fabrikaları
Çimento fabrikaları
Metal sanayi fabrikaları
Gıda sanayi
İnşaat sanayi
Orman ürünleri gibi bir çok başlıkta toplamak mümkün.
Çimento fabrikaları
Metal sanayi fabrikaları
Gıda sanayi
İnşaat sanayi
Orman ürünleri gibi bir çok başlıkta toplamak mümkün.
Ayrıca Atölye tipi sanayi kuruluşlarından
küçük imalathaneler,kimyevi madde sanayi ,dokuma sanayi ve Ev tipi sanayi
faaliyetleri de mevcuttur.
Erdemir-Tersaneler-Sanayi Kuruluşları ile
birlikte var olan Organize Sanayi Bölgesinin tam kapasite çalışmasını sağlamak
ve Alaplı ile beraber ikinci ,üçüncü Organize Sanayi Bölgelerini oluşturarak
gerçek bir SANAYİ ŞEHRİ olabiliriz.
2-LİMAN ŞEHRİ:
Şehrimiz
doğal coğrafi yapısı gereği antik çağdan günümüze kadar önemli bir LİMAN ŞEHRİ
olmuştur.Binlerce yıl boyunca Doğu Karadeniz’den Bizansa giden gemilerin de
uğrak yeri olmuştur.Osmanlı döneminde de Karadenizin önemli limanları arasında
hizmet vermiştir.Kandilliden çıkartılan kömürün dağıtımı da buradan
yapılmıştır.20 yüzyılın son çeyreğine kadar yolcu taşımacılığın da yapıldığı
Ereğli limanı Erdemirin kuruluşundan sonra daha da faal duruma gelmiştir.
Liman
şehri derken sadece var olan limanlara yenileri ekleyip çoğaltmak değil.Antik
çağlardan Bizansa oradan Osmanlı döneminde Karadenizin ticari hayatında çok
önemli bir yere sahipse şimdide öyle olmalıdır.Bunun için öncelikli olarak
Kdz.Ereğli Devrek yolu bir an önce bitmeli.Çünkü;Ankara Ostim ve civarındaki
oraganize sanayi bölgelerinin deniz yolu bağlantısı halen Kocaeli’den
yapılmaktadır.Şayet Devrek yolu bitirilirse Ankara nın deniz yoluna ulaşımı 350
km.den 280 km ye düşecek.Karayoluna ilaveten yıllardır Devlet Planlamasında
yeri olan Kdz.Ereğli-Arifiye tren yolunun yapılması gerekir.Kdz.Ereğli
-İstanbul arasına konulacak Deniz
Otobüsü seferleri ve yurt içi--yurt dışı yolcu gemilerinin Kdz.Ereğli Belediye
limanından yapılması ile gerçek anlamda Kdz.Ereğlimiz LİMAN ŞEHRİ olur.Üstelik
Denizcilik Fakültesi ve Yüksek okuluna sahip olmamız artı bir değer olarak
katkı sağlayacaktır.4.ünücü ulaşım yolu olan havayolu için ise Düzce vilayeti
ile ortak hareket ederek rüzgar,sis ve coğrafi yapıya göre hem Düzce ye hem de
şehrimize hizmet verecek bir havaalanı yapıldığında LİMAN ŞEHRİ hüviyeti
kazanmış oluruz.
Son
yıllarda bacasız sanayi olarak kabul edilen Üniversiteler konusunda maalesef
çok gerilerde kaldık.Halbuki ilk ve orta öğretim düzeyi olarak ülke
ortalamasının çok üstünde olan şehrimiz aynı başarıyı Üniversite kapasitesi
olarak sağlayamamıştır.Şöyle ki 76 milyon nüfusa sahip ülkemizin 5-6 milyon
civarında üniversite öğrencisi var.Bu da nüfusun % 7 si civarında bir orana
denk gelir.Köyleri ile 170.000 nüfuslu ilçemizde 12.000 civarında üniversite
öğrencisi olması gerekir.Geçen öğretim yılında ilçemizdeki öğrenci sayısı 2000
ler civarında olup % 1.5 bile değildi.Bu yıl yapılan artışla( katkısı olan
herkese teşekkürler) 3000 ni aşmış olup % 2 ye yaklaştı.Şu an ülkemizdeki % 7
ortalamasına göre 9000 üniversite öğrencisi eksiğimiz var.Biz pozitif
ayrımcılık istemiyoruz.Sadece ülkemizin her noktasında olduğu gibi Ereğlimizde
de eksik kalan yeni fakülteler,yüksek okullar,enstitüler hatta ÖZEL ÜNİVERSİTELER
olmasını istiyoruz.
Birçoğumuz
bilir ama özellikle gençlerimizin bilmediği bir husus var.1970 li yılların
başlarında şu an Belediye hizmeti verilen binanın üst katlarında 2 yıllık
meslek yüksek okulu vardı.Bu okul binasından çıkartıldı ve şehrin değişik
yerlerinde hizmet verdi.Ve 1980 li yıllarda önce Gülüç’e sonrada Alaplı ya
taşınmak zorunda kaldı.Zonguldak ve ilçelerinde sadece Alaplı’da ki üniversite
öğrenci sayısı ülke ortalamasına eşit oranda.Bu durum 1980 li yıllarda meslek
yüksek okulunun Alaplı’ya taşınmasının sonucudur.Yine hatırlayacaklar vardır
.1980 li yıllarda Zonguldak Maden Fakültesi ve Ereğli Meslek Yüksek okulu
Hacettepe Üniversitesine bağlı iken Hacettepe Üniversitesi yöneticileri
Zonguldak Üniversitesi için kampus yeri olarak Delihakkı civarında inceleme
yapmış.Özellikle yerel yöneticilerin desteği alınamadığı için vazgeçilmiş.
Devlet hastanesinin yeni binasına taşınması sonrası boş
kalan binalar kısa sürede yeni fakültelere tahsis edilip çok hızlı bir şekilde
eksik olan 9000 üniversite öğrencisini yerleştirecek fakülteler
açılmalıdır.Bunun için sivil toplum kuruluşlarının da aktif rol alacağı
PLATFORMLAR kurulmalıdır.Şehrimizin özel ve kamu kurum kuruluşlarında
çalışan-emekli olan üniversite eğitimli insan gücü sayısı ülke ortalamasının
çok çok üzerindedir.Bu
4-TURİZM
-SPOR-KÜLTÜR MERKEZİ;
Turizm,spor
ve kültür hizmetleri hizmet sektörünün ana başlıkları olup bu konuda da
şehrimizin üst düzeyde potansiyel gücü vardır.Bu üç sektör de eğitim sektörü
gibi bacasız fabrika olarak tanımlanır.İlçemizin var olan potansiyellerini biraz daha teferruatlı değerlendirelim.
Şehrimiz
sanayi şehri olarak bilinse de 4000 yıllık tarihi geçmişinin yanında doğal ve
beşeri güzelliklere sahiptir.Bakanlar Kurulu kararı ile de “İNANÇ TURİZMİ”
kapsamına alınan bir şehiriz.Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlere olan
yakınlığımız nedeni ile de günübirlik turlar için çok uygun bir
bölgeyiz.Hellenistik çağlardan başlayarak Roma ve Bizans dönemlerine ait sur
kalıntıları,Herakles Sarayı,su kanalları kalıntıları,kaleler gibi beşeri
eserlerin yanında ,mağaralar,şelaleler,vadiler ve küçük kumsalların olduğu kıyı
güzellikleri mevcuttur.Turizm değerlerimizin özelliklerini anlatmadan
isimlerini saymamız kafi gelecektir.
A-DOĞAL
TURİSTİK KAYNAKLARIMIZ
1-MAĞARALAR:
1-Cehennemağzı
mağaraları;Şehir merkezinde olup Hıristiyanlığın ilk yıllarında
ibadet,korunma ve su sarnıcı olarak kullanılmış.
a-Kilise Mağarası
b-Kocayusuf Mağarası
c-Ayazma Mağarası
d-Dördüncü Mağara
ii-Alayurt
Mağaraları:Yazıcılar Köyü sınırları içinde olup irili ufaklı 30 mağaradan oluşur.Şehre 22 km uzaklıkta
olup dağcılık ve traking için elverişlidirler.
iii-Göleviç
Mağaraları:Süleymanbeyler köyü içinde olup duvarlarında hasar görmüş resim
kalıntıları mevcut olup tarihi değeri vardır.
2-ŞELALELER
i-Göleviç
Şelalesi:Süleymanlar köyünde olup 100 m yükseklikten dökülen suları
mevcut.Dağcılık için güzel bir yer.
ii-Güneşli
Şelaleleri:Gülüç çayının doğduğu yerden denize dökülene kadar oluşan 5 tane
şelale var.
3-PLAJLAR:
Batıkaradeniz şehri olarak deniz mevsimi çok uzun olamamakla beraber yazın
denize girilebilen plajlar mevcut.Küçük koylardaki (Çavuşağzı) plajlar gibi
belediye ve Erdemir plajı mevcuttur.
Plajların
yanı sıra yıldız ve poyra rüzgarlarından doğal korunaklı bir liman şehri olan
Ereğlimiz YAT TURİZMİ için çok ideal bir
bölgedir.Yapılacak bir MARİNA şehir ekonomisine ciddi katkı sağlayacaktır.
B-BEŞERİ
TURİSTİK DEĞERLERİMİZ
1-SUR
KALINTILARI:
i-Helenistik
döneme ait sur kalıntıları
-Roma devri sur kalıntıları
iii-Bizans devri sur kalıntıları
2-YAPILAR
i-Herakles Sarayı.Şehir merkezi
Dikilidedir.
ii-Ereğli Kalesi.Tescilli Bizans
Kalesidir.
iii-Çeştepe
Fener Kulesi
iv-Ayasofya
Kilisesi:Orhangazi zamanında camiye çevrilen kilise ORHANGAZİ CAMİSİ olarak
hizmet vermektedir.
v-Bizans
Kilisesi.Kalıntıları üzerine Çelikel camisi yapılmış olup sadece bodrum katında
kilise mozaiği kalmıştır.
vi-Kayabaşı
sokağındaki “su sarnıcı”.
vii-Türk
devrine ait tescilli 23 adet yalı ve konak mevcuttur.Ayrıca 2 tane hamam bir
çok küçük tarihi çeşme ve antik kalıntılar mevcuttur.
3-FESTİVAL
ve ÖZEL GÜNLER
i-1 Temmuz da kutlanan KAPOTAJ BAYRAMI
ii-8 Kasım Uzun Mehmet i anma töreni
iii-18 Haziran Çilek Festivali
iv-Temmuzun ilk haftası Kültür Sanat Festivali
v-Kasım ayında düzenlenen Hamsi festivali.
Özellikle
festivallerde olmak üzere ve anma
günlerinde şehir nüfusu artmakta olup ticari hayata hareketlilik
kazandırmaktadır.
20.yüzyılın başından
beri atletizm,futbol,tenis,basket ,voleybol,güreş,deniz sporları(yelken-sörf)
gibi sporun hemen her branşında bölge ve ülke genelinde bir çok başarılı sporcu
yetiştiren şehir günümüz teknolojisine uygun tesislerine ihtiyaç
duymaktadır.Bununla beraber bölgesel futbol maçlarının yapıldığı 2
stadyum,ulusal liglerde mücadele eden basket ve voleybol maçlarının yapıldığı 2
kapalı spor salonu.Amatör futbol kulüplerinin yanında Tenis kulübü ,Yelken
kulübü,Bisiklet kulübü gibi gençlerimizin sağlıklı bir hayata hazırlayan
tesislerimiz var.
Gelecek vaat eden bir
çok gencimizi yetiştirmek ve bölgesel,ulusal hatta uluslar arası turnuvalara ev
sahipliği yapabilecek insan gücüne sahibiz.Turizm,spor ve kültür etkinlikleri
için hızlı ve planlı bir şekilde konaklama tesislerine ihtiyaç var.
5-TARIM VE HAYVANCILIK:
Tarım,ülke
ekonomimizdeki üstünlüğünü nasıl kaybettiyse şehrimizde de 1965 yıllara kadar
en önemli gelir kaynağı olma özelliğini hızlı bir şekilde kaybetti.Bu hızlı
gerileyişe bir de en verimli alanların başka sektörlere kayması eklenince
geriye gidiş çok hızlı oldu.TTK ve Erdemir yöre halkının umut kapısı olunca
tarım sektörü şehir merkezinden köylere doğru geriledi.Modern tarım
tekniklerinin kullanılmaması tarımı
bitme noktasına getirdi.Ancak son yıllarda TTK ve Erdemir istihdama cevap veremeyince tarım sektörü tekrar önem
kazanmaya başladı.Yılda 3 kez ürün vermeye uygun iklimin olması seracılığı öne
çıkardı.Orman köylüleri arıcılık yapmaya başladı.Sahil kısımlarında kivi
üretimi hız kazandı.Ceviz,kiraz ve yörenin simgesi olan Çilek üretimi artmaya
başladı.Bilimsel alt yapı hazırlığı ve de üretici destekleme politikaları ile
seracılık,meyve bahçeleri ,besi çiftlikleri ,arıcılık,fındık ,kestane,ceviz
üretimi yapılarak yöre ekonomisine katkıda bulunulabilir.Bu konu ile ilgili
Doc.Dr.Zerrin Karakuzulu’nun 2002 de yapmış olduğu “KARADENİZ EREĞLİSİNİN
COĞRAFYASI” adlı doktora tezi bilimsel rehber olmalıdır.Sayın hocamıza
Kdz.Ereğli adına bir kez daha teşekkür ederm.
6-ARSA ÜRETİMİ ve
KENTSEL DÖNÜŞÜM:
4000 yıllık geçmişi olup Hellenistik dönemden
Roma ve Bizans dönemine oradan da Osmanlı ve Cumhuriyete kadar kadim
bir geçmişe sahip olan şehrimiz konut ve işyeri binaları olarak çok gerilerde
ve ilkel bir durumda kaldı.1960 lı yıllara kadar nüfusu 7-8 bine ulaşmayan
şehrimiz son 50 yılda 110 bin nüfusa çok hızlı ulaşınca alt yapı ve imar
eksikliği gün yüzüne çıkmış oldu.
Şehrin ekonomisini en
kısa ve hızlı bir şekilde hareketlendirecek olan sektör her zaman İNŞAAT SEKTÖRÜDÜR.Bu konuda yeni seçilen
Belediye Meclis üyeleri içinde konunun uzmanları olduğunu biliyoruz.En kısa
sürede üniversitelerle ortak bir mastır çalışması yapılarak şehir yeniden inşa
edilmelidir.Örnek olarak Belediye hizmet binasını söyleyebiliriz.110 000
nüfuslu bir şehir değil 10 000 nüfuslu bir şehirde bile hizmet binası
bizimkinden iyidir.
Şehrimizin geleceğini
planlamak için en az 20.000 konutluk arsa üretimi yapılmak zorunda.Bu hem şehir
merkezini rahatladır hem de planlı bir yerleşim sahibi oluruz.Zaten gelişmiş
ülkelerde iş ve alışveriş alanları ayrı, konut alanları da şehrin dışında
olur.Delihakkı-Subaşı-Kızılcapınar bölgesinin tarıma elverişsiz bölgeleri bu
amaç için değerlendirilebilir.
İKİNCİ BAHAR YAŞAMA ALANLARI
Bu başlık altında bir
proje üretimi de mümkündür.Bu projeye İKİNCİ
BAHAR YAŞAMA ALANLARI diyebiliriz.Bu
konuya satır başı açarsak;
Gelişmiş ülkelerde
ortalama yaşam süresi daima uzun olur.Ülkemizde ise yıllar ilerledikçe yaşam
süresi de uzamaktadır.Bu sevinilecek bir durum.1960-70 li yıllarda ortalama
yaşam süresi 60 lı yaşlar iken günümüzde bu 70 li yaşlara uzandı.Günlük
hayatımızdan biliriz
ki hekimlikte çocuk sağlığı ve hastalıkları
uzmanlığı modern tıbbın kuruluşundan beri vardır.Ama Geriatri(yaşlılık) sağlığı
ve hastalıkları uzmanlık dalı ülkemizde yeni yeni oluşmaya başladı.Çünkü artık
yaşı ilerleyen insanımızın sadece yaşlılıkla sonucu oluşan sağlık sorunları var.Bunun gibi yaşı
ilerlemiş insanımızın hayatını huzurlu yaşayabilmesi için alternatif yaşam
alanlarına ihtiyaç var.Ben buna İKİNCİ BAHAR YAŞAMA ALANLARI diyorum.50-55
yaşlarında emekli olup 65-70 yaşlarına kadar bir şekilde aktif hayatın içinde
olunurken 70 li yaşlardan sonra sıkıntılar başlıyor.Çünkü evlatlar yuvadan
uçmuş herkesin kurulu bir düzeni var.Ana babayla aynı evde yaşamak mümkün
değil.Hepimiz ana babamıza hizmet etmek isteriz.Ancak evlerimizin mimari yapısı
bu hizmet için hiçte uygun değil.Hele de hastalanıp yatağa bağımlı olunduğunda
ise hiçten mümkün değil.Mecburen evimiz haricinde bir yerde bu hizmet olmalı.
“İkinci bahar yaşama alanları” gelecek yılların en
önemli sektörü olacak.Site şeklinde oluşacak bu alanlar tek katlı evler
olabileceği gibi çok katlı binalar şeklinde de olabilecek.Karı koca veya veya
sadece eşlerden birinin yaşayabileceği daireler.Ki bunlar 30-50 m2 arasında
olabilir.Ortalama 100 kişinin hayatını sürdüreceği bu yerlerde hastalandığında
hizmet verilebilecek bir sağlık ünitesi, yemek-çamaşır-temizlik gibi günlük
ihtiyaçlara cevap verecek üniteler.Sosyal hayatın içinde olmak açısından da
lokal,kütüphane,bahçe gibi alanları olan yerlerden bahsediyorum.
Yukarıda teferruatını
anlatmaya çalıştığım ”İKİNCİ BAHAR YAŞAMA ALANLARI” şehrimiz için bir sektör
olarak görülmeli ve özellikle yerel yönetimin öncülüğünde şehrin bir çok
bölgesinde yapılması sağlanmalı.Hem yaşı ilerlemiş insanımıza sahip çıkmış
olacağız hem de önemli bir sektör oluşturacağız.Bu şekilde 1000 insanımızın
hayatını kolaylaştırsak bu aynı zamanda hizmet sektöründe ciddi bir istihdam
alanı oluşturmuş oluruz.Batı Karadeniz Bölgesinde bu hizmet alanı için her yönü
ile alt yapısı en uygun olan yer Kdz.EREĞLİ dir.
Sonuç olarak 6 maddede izah etmeye çalıştığım projeler
daha da geliştirilerek şehrimiz gelecek bekleyen gençlerimiz için ilk akla
gelen şehir olabilir.Bunun için ;
*yerel yönetim,
*meslek odaları(en önemli sorumluluk TSO),
*sendikalar,
*siyasi partiler
*sivil toplum kuruluşları ortak hareket ederek merkezi
yönetimi desteğini de yanına alarak hedefe ulaşabilir.
“30 MART DEĞİŞİM ŞART SLOGANI “hayat
geçmelidir.Kdz.Ereğli’de her şey var helvayı yapıp yiyelim artık.15.04.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder