KITMİR’İN PEŞİNDEN GİDENLER (???) TOPLULUĞU
Kimlik tanımlaması ,isim sahibi olmak veya
kişi(ler)nin özelliklerine göre tanımlanması çok önemlidir.
Canlı
mı cansız mı,
İnsan
mı hayvan mı
Çocuk
mu büyük mü,
Kadın
mı erkek mi,
İmanlı
mı imansız ,
Tutsak
mı özgür mü,
Aç
mı tok mu,
Fakir
mi zengin mi ,
Cahil
mi bilgili mi,
Kabile
mi devlet mi,
Başkan
mı üye mi,
Çirkin
mi güzel mi,
Deli
mi akıllı mı,
.....
Sorular uzayıp gider.Bu sorulara verilen cevaplar kişi
ve kurumlara özel veya tüzel kişilik kazandırır. Kimlik tanımlaması kişileri
yaşadığı topluluklar içinde özel kılar, devletlerin de dünya ölçeğindeki
konumunu belirler.
Akmayan kokmayan insanlar olduğu gibi etkili başarılı
omurgalı insanlar da kişilik özellikleri ile belirlenir.
İnsanların iki türlü
özellikleri vardır;
i-Birinde
tercih hakkımız olmayan özellikler;Cinsiyet,yaş,ana-baba
seçme,coğrafya,ırk gibi doğum anı ile var olan özellikler. Hiç birimiz
doğacağımız zamanı, yeri, ana-babamızı seçme hakkımız olmadan doğarız. Doğduktan
sonra ismimiz gibi sonradan edindiğimiz ve tercih hakkımızın olmadığı
özelliklerimiz de var. İsimlerimizi inancımız veya sosyal hayattaki statümüz
gereği değiştirebiliriz. Hatta bazı durumlarda kendimizi daha özel kılmak veya
saklamak için lakaplar veya mahlaslar kullanabiliriz.
ii-Sonradan
edindiğimiz özelliklerimiz ise;zaman
zaman değişiklik gösterebilir. Meslek,eğitim,hobiler,sosyal hayat,inanç giyim-kuşam
gibi.
BEN KİMİM sorusunu sorduğumuzda;
Canlı bir varlığım,
İnsanım,
Cinsiyetim bu,
Mesleğim şu,
Yaşım bu kadar,
Evliyim veya bekarım,
Diye tanımlama yaparız.
Ruh hastaları hariç olmak üzere kendini YARATICI-YARATAN olarak gören İNSAN yoktur yer yüzünde. İnançlarımız
değişik olabilir veya hiç inanmayabiliriz. Kişisel olarak ben ve yaşadığım
çevremdeki insanlar MÜSLÜMANIZ deriz. İslam dinine inanır mümin gibi yaşamaya gayret
eder ve son nefesimizde de İMAN ile ölmeyi hayatımızın ESAS
ve TEK GAYESİ olarak görmek isteriz. Benim bu
düşünceme-inancıma herkes saygı duymak zorunda tıpkı benim saygı duyduğum gibi.
İnancımız İslam'ın ana kaidelerinden (AKAİD)
bazıları.
1-Yaratanımız
olan ALLAH tektir eşi benzeri ortağı yoktur. Doğurmamıştır, doğmamıştır.
2-İnsanları
O yaratmıştır.
3-Allah
,görevlendirdiği nebiler ve peygamberler ile insanların dünya ve ahiret alemi
için uyması gereken kuralları bildirmiştir.
3-Allah,İnsanların
uyması için gönderdiği en son din İSLAMDIR.
4-En
son peygamber Hz.Muhammet Mustafa S.A.V.dir.
5-Allah
tarafından gönderilen en son kitap Kur’an dır.
6-Hz.Muhammet
S.A.V. en son nebi ve peygamberdir.
7-İslam
dinini ve Kur’anı kıyamete kadar koruyacak olan ALLAHTIR. Başkaca koruyucuya
ihtiyaç yoktur.
8-Hz.Muhammet
S.A.V. ve tüm Müslümanlar İSLAM DİNİNİ tebliğ etmekten sorumludur. İnsanların
iman edip etmemelerinden sorumlu değillerdir.
Şimdi bir insan (ve avukatı) kendisini;
1-“Müslüman bir ana babadan
dünyaya gelmiş, tekke ve zaviye
çevresinde yetişmiş, İslâm’ı duya duya gelişmiş; bütün bunlardan sonra da Cenâb ı Hak, onu din i mübin i İslâm’ı
yüceltme adına mübarek bir
hizmette istihdamla şereflendirmişse, bu mazhariyetleri tam değerlendiremediğinden ötürü
bu insanın kendine yer yer “kıtmîr”, “âciz”, “fakir” demesinden daha tabiî ne
olabilir?” www.tr.fgulen.com. 07.02.2012 .
2- “Müvekkilimin kamuoyuna
bizzat defaatle açıkladığı üzere, kendisi herhangi bir isim ya da nam altında hiçbir cemaatin lideri olmayıp, bu türden faaliyetlerin içerisinde de
değildir....”
“...cemaat kelimesinin daha ziyade dini topluluklar
için kullanıldığını, oysa kendisinin hizmet fikriyle yola çıktığını, farklı
düşünceden insanlarla diyalogda bulunduğunu, insanları iyiye ve doğruya teşvik
ettiğini, dolayısıyla her hangi
bir hareketin veya dini cemaatin lideri olmadığını belirtmiştir.” Posta
Gazetesi'nde 14 Mart 2013 tarihinde 'Okyanus Ötesinden İlan" başlıklı
yazıda müvekkilim Fettullah Gülen'den "Nur Cemaati Lideri" olarak
sözedilmiştir
tanımlıyorsa.Bu tanımlamalardan anlaşılanları
sıralayalım;
1-Doğduğu
ve çocukluğunun geçtiği iklim ,İslami bir iklim.
2-İslami
bir iklimde kişiliği olgunlaşmış.
3-Tekke
ve zaviye çevresinde yetişmişim dediğine göre tekke ve zaviyeler de 1925
senesinde kanunla kapatıldığına göre bu kişinin çocukluğunu Cumhuriyet
kurulmadan önce yaşamış olması gerekir. Biliyoruz ki KITMİR in doğum tarihi
1940 lı yıllar.
4-Var
olan her türlü eğitim ve bilgilerini legalitesi olmayan informel
yollardan edindiği.
5- Din i mübin i İslâm’ı yüceltmek için bir hizmet hareketinin var olduğunu
söylüyor.
6- Cenâb ı Hak onu bu hizmette istihdamla şereflendirmiş.
7-
Cenâb ı Hakın bahşettiği bu mazhariyetleri tam değerlendiremediğini düşünüyor.
8-Bunun
için de kendine “kıtmîr”, “âciz”, “fakir” diyor.
9- Hiçbir cemaatin lideri olmadığını
10-
Bu türden faaliyetlerin içerisinde de olmadığını (6 maddeye ters)
11-
Cemaat kelimesinin daha ziyade dini topluluklar için kullanıldığını
12-
Oysa kendisinin hizmet fikriyle yola çıktığını
13-
Farklı düşünceden insanlarla diyalogda bulunduğunu
14-
İnsanları iyiye ve doğruya teşvik ettiğini
15-
Her hangi bir hareketin veya dini cemaatin lideri olmadığını ifade ediyor.
Özet;
çocukluğunda bulunduğu ortam itibarı ile İslamı duya duya öğrenmiş ve Cenâb ı
Hak tarafından İslami yüceltmekle görevli bir hizmet hareketinin içine
yine Cenâb ı Hak tarafından istihdam edilmiş bir şahıs.
Sonra da;Cemaat tanımı daha çok dini topluluklar için
yapıldığını kendisinin böyle bir topluluk lideri olmadığı hatta herhangi bir
din ile özdeşleşmeyip farklı inançlarda olanlarla diyalog içinde olup o
insanları iyiye doğruya teşvik ettiğini söyleyen çağımızın hümanist bir insanı
.
Ve hiç bir şekilde hiç bir dini cemaat veya
hareketin lideri olmadığını beyan eden bir KITMİR.
Kıtmir,ben lider
değilim hele hele dini bir cemaat lideri hiç değilim diyor kıtmiri
sevenler,peşinden gidenler, gülüşüne servetini verenler ne diyor acaba? Bu hal üzere olduğunuz sürece İMANINIZI
sorgulamanız gerekmez mi?19.10.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder