Son
yıllarda ülkemizde “İFTAR” adı altında her türlü gayri –İslami uygulamalar aldı
başını gidiyor. Ve bu durumun hızlı bir şekilde daha da kötüye gittiği apaçık.
Bundan tam 12 yıl önce 18.10.2005 tarihinde yazdığım bir makaleyi noktası ve
virgülüne dokunmadan paylaşmak istiyorum. İftar çılgınlıklarının geldiği nokta
ve 15 Temmuza giden yolda döşenen “ILIMLI İSLAM-DİNLER ARASI DİYALOG” gibi
taşların o zamanlarda da beni rahatsız ettiğini vurgulamak
isterim.08.06.2017
İFTAR ÇILGINLIĞI-PAPAZLARLA İFTARLAR(!)
Ramazan ayını ortaladığımız bu günlerde
ülkemizde ciddi anlamda İFTAR ÇILGINLIĞI yaşanmaktadır.Bu çılgınlık yerel
düzeyde tüketim çılgınlığı olarak gözlenirken asıl mesele ulusal düzeyde
verilen iftarlar oluyor.
İftar;oruç açma veya oruç bozma olarak
tanımlanırken iftar sofrası ise Ramazanda akşam ezanı okunduğunda oruç açmak
için hazırlanmış sofra olarak tanımlanır.Nedir son yıllarda yaşadığımız iftar
çılgınlıkları.
Ramazan ayında
şehirlerimizde iftar programları eski sosyete ailelerinin “balo”larına dönüşmüş durumda. Benim
balom pardon iftarım filancanın verdiği
iftardan daha muhteşemdi, vs,vs. Dernekler, meslek örgütleri, partiler, iş
adamları hülasa akla gelebilecek herkes birbirine iftar veriyor. Tabi ki sosyal
ve ekonomik seviyeye göre de iftarın verildiği mekan değişiyor.3-4 çeşit tabldot yemeğin 5YTL nin altında olduğu ülkemizde iftar yemekleri asgari 10 YTL den başlayıp 100 YTL
ye kadar çıkabiliyor.Bu ne israf.
İftar açtırmanın
velev ki sade bir su ile olsun mükafatını takdir edecek olan Allah tır.Niyet “Allah rızasını
“ kazanmaksa bu çılgınlığa ne
gerek var.Eğer amaç yemek sektörünün kazanması ise buna “dini”karıştırmamak “din bezirganlığı” yapmamak gerekir.Özellikle
büyük şehirlerimizde iftar çadırları ve ramazan eğlenceleri(!) yapılıyor.Bu
eğlence ve çadırlarda orucun özü olan ibadet tamamen unutulmuş ve insanların
gözünü para,şöhret kaplamış vaziyette.Bunun iftarla,oruçla ne ilgisi var.
Buraya kadar
anlattığım husus tamamen biz Müslümanlar arasında yeni gelişmiş olgu.Bunun
çözümü daha kolaydır.Ama benim anlayamadığım husus İFTAR PROGRAMLARI adı ile birilerine şirin görünmek.Bilmem
hangi kilisenin papazı, hahambaşı, piskoposu, ekümeni vs vs. ye iftar
vermek.Her halde bu tür iftarlarda kalben oruç tutup iftar açan Müslüman sayısı
çok azdır. Bu iftarlardan nerden çıktı.Benim
dinim bana senin dinin sana.Kural bu.Papazlarla,piskoposlarla,hahamlarla ne
iftarı açılıyor.Yahudiler,Hıristiyanlar kendi dini törenlerini ayinlerini bizim
müftülerimizle alimlerimizle beraber yapıyorlar mı?.Adamların iftar açması için
oruç tutması gerek.Oruçlu iseler o zaman Müslüman olmuşlardır.Hem papaz olacak
hem haham olacak hem de onlara iftar vereceğim.Ilımlı İslam dedikleri herhalde bu olmalı.Zaten
dinler arası
diyalog diye bir şey tutturmuşuz.Bunun
peşinin de böyle gelmesi normaldir.
Ancak iftar sofram
herkese açıktır.İftar soframa gayri Müslim bir kişi gelse soframın baş
köşesinde yeri olur.İnancımın gereği misafirperverlik ve aç insanı doyurmak
görevimdir.Ama gayri Müslimler için iftar tertip etmem.Çünkü iftar,benim
dinimin gereği bir ibadettir.İftar, oruçlu insanlar için geçerlidir.Müslüman
olmayan için sadece karın doyurmaktır.Benim dinim bana onların dini onlara.Ama
insan olarak yardıma muhtaç olanlar için koşuştururum. Medeni ölçülerde herkesle
görüşür,yemek yer,sohbet ederim.Ama bunu orucumu açarken değil.
Toplum
mühendisliğinin bir kuralı da “sosyal bir olayı değiştirmeye gücün
yetmiyorsa o kuralı sulandırmak en iyi yoldur”.Bu tür iftar programları
dinimizi sulandırmaya çalışmaktan başka bir şey değildir. Yani ILIMLI İSLAM
.Ne demekse? Allah bu tür iftar programları
yapanlara akıl-fikir versin.Saygılarımla.18.10.2005
08.06.2017 Kdz.Ereğli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder