24 HAZİRAN SEÇİMLERİ (3)-III
SİYASİ
PARTİLERİMİZ-III
CUMHURİYET HALK PARTİSİ(C.H.P.):
Geçmişi
100 yıla yaklaşan ve “Cumhuriyeti kuran parti” olarak ta kendini gören müzmin
muhalefet partisi CHP. Bu seçimin en
hareketli partilerinden biri oldu. İttifaklar kurdu, çatı aday peşine koştu,
stratejik oylar dağıttı ve sonuçta seçimi kaybetmesine rağmen kendini en
başarılı siyasi parti olarak gördü. Bu nedenlerledir ki biraz daha farklı bakış
açıları gerekiyor.
CHP si Cumhuriyeti
kurduğunu iddia eden ve asırlık geçmişi olan bir siyasi partimiz. Çok partili
hayata geçtiğimiz 1946 yılına kadar ülkeyi yöneten ve bu yönetim tarzını da
genetiğine yerleşen bir CHP var. Çok partili hayatımızdan günümüze kadar
seçimlerle tek başına iktidar olamadı. C.H.P + ORDU = İKTİDAR formülünden
kendini kurtar(a)madı. Milletin kahır ekseriyeti ile gönül bağı kuramayan bir
siyasi partinin iktidar olması da mümkün değil. Yapılan araştırmalarda
üniversite mezunları grubundan en fazla oyu alan siyasi parti olmasına rağmen ilk okul düzeyi olanlardan aldığı oy
her zaman az oldu. Ülke gerçeğimiz ise
seçmenin %60 civarının ilk okul düzeyi olduğudur. Bu gruptan aldığını
her eksik puan için diğer gruplardan 2-3
katı fazla puan almanız gerek.
Halbuki
kendini sol-sosyal demokrat-sosyalist ideolojilerle tanımlayan bir siyasi partinin eğitim ve gelir düzeyi
düşük olan gruplardan çok oy alması beklenir. C.H.P. bunu başaramadığı gibi
başarısızlığının sebeplerini de kendine oy vermeyenlere yüklemektedir. Bunu
yaparken de yobaz,gerici,1 kilo makarnaya-1 torba kömüre oyunu satan, göbeğini
kaşıyan, dağdaki çobanın oyunu değersizleştiren düşünceler ile arasına KURUMSAL
MESAFE KOYDUĞUNU MİLLETE inandırmayı başaramadı. Toplumun genel kabulü ise;
C.H.P nin elitlerin partisi olduğudur.
Yine
bir asra uzanan geçmişi ile parti içi demokrasi söylemi ön planda tutularak
PARTİ İKTİDARI İÇİN SÜREKLİ OLAĞANÜSTÜ KURULTAYLARIN yapıldığı bir siyasi
partidir C.H.P. Ülkeyi yönetmeye talip olmaktansa partiyi yönetmeye talip olmak
,hem daha heyecanlı hem de daha risksiz bir siyaseti sağlıyor.
CHP
yönetimi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun 24 Haziran seçimleri stratejisi ise çok
çeşitlilik arz ediyordu.
i-Tek
başına başkanlık seçimini kazanma ihtimali görülmediği için çatı aday Abdullah
GÜL veya bir muhafazakar aday ile yarışa girmek. Kazanılırsa çok iyi olur.
Kaybedilir ise parti İKTİDARI devam eder.
ii-Özellikle
seçimi ikinci tura taşıyabilmek için ittifaklar oluşturmak.
iii-Referandumda
% 50 ye yaklaşan oyları konsolide etmek için ittifaklar oluşturmak.
iv-Recep
Tayyip Erdoğan ve AK PARTİ’den oy alabilmek için ittifaka katılacak partilere
her türlü tavizi vermek. Örnek;CHP nin seçilebilecek yerlerden listelerine
S.P.adaylarına yer vermesi. Bu sayede S.P li 6 kişiden 2 si meclise girdi.
v-Referandum
öncesi TBMM nin yetkisinin kısıtlandığı hatta işlevinin yok edildiğini iddia
eden CHP. Bu seçimde mecliste özellikle AK PARTİ nin olmak üzere CUMHUR
İTTİFAKININ ezici çoğunluk almasını önlemek için SIFIR BARAJ sloganı ile tüm
partiler ile ittifak yapması doğru bir strateji idi. Bu konuda da başarılı
olundu.
vi-İttifak
içine al(a)madıkları HDP ye verdirilen stratejik oylar ile seçim barajı
aştırıldı. Aynı stratejinin ürünü olarak 15 vekil İYİ PARTİYE transfer edildi.
Sonra ihtiyaç olmadığı anlaşılınca 15 vekil yuvaya döndürüldü.
Parti
içi iktidar mücadelesi o kadar büyük ki PARLAMENTER SİSTEMDE parti genel
başkanı her an BAŞBAKAN ADAYI iken yeni sistemde CUHMURBAŞKANI adayı dahi
olmaya gerek duyulmadı. Çünkü Cumhurbaşkanı adayı olan milletvekili olamıyor o
durumda da Genel Başkanlık koltuğu gidiyor. CHP Genel Başkanı K.Kılıçdaroğlu bu
riski göze alamadığı için Cumhurbaşkanlığına aday olmadı. Söylemler çok farklı
olsa da asıl gerçek bu. Abdullah Gül’ün çatı adaylığı için ciddi efor harcayan
Kılıçdaroğlu umduğunu elde edemedi. Bu sıralar parti içinden aday adayları da
çıkmaya başladı. Parti içi demokrasi derken yine bir iç karışıklık başladı.
Teşkilattan gelen yoğun baskılar ve restleşmeler sonrası muhafazakar seçmene
hoş görünmek için gündemde tutulan adaylardan vaz geçildi. Ve “GEL BAKALIM
MUHARREM “ söylemi ile Sn.Muharrem İNCE ,CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ilan
edildi.Muharrem İnce’yi aday gösteren CHP yönetimi; İki hedefe varmak istedi.
Birincisi ki milyonda bir ihtimal dahi olsa Muharrem İNCE kazandığı takdirde,
Tayyip ERDOĞAN’dan kurtulunmuş olacak, kaybetme ihtimali yüzde yüze yakın olan
ihtimal gerçekleştiğinde ise Muharrem İNCE’den kurtulunmuş olacak. Muharrem
İNCE’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığını kabul etmesi ise; Şayet kazanırsa CHP ye
başkanlığı değil Ülkeye başkan olacak.
İyi bir performans ile kaybederse o
zaman da CHP Başkanlığı için ciddi avantaj sağlamış olacak. 24 Haziran
sonuçları Muharrem İNCE’yi haklı gösterdi. Çünkü beklenenin üzerinde bir
performans göstererek 15.340.321 oy
ve yüzde 30,64 oy aldı. CHP si ise 11.354.190 oy yüzde 22.65 oran ile 3 puan oy kaybı olunca
liderlik mücadelesi başlamış oldu.
24
Haziran günü ve gecesi CHP si yönetimi ile Muharrem İNCE arasında seçime bakış
farklılıkları belirgin hale geldi. Parti yönetimi gece yarısını geçen bir saatte açıklama yaparak seçimin 2 tura kaldığını
iddia ederken Muharrem İNCE bir gazeteciye yolladığı mesaj ile “ADAM KAZANDI”
dedi.25 Haziran de ise Muharrem İnce seçim yenilgisini kabul ederek rakibini
tebrik etti.Kemal Kılıçdaroğlu ise seçimin tek kaybedeninin AK PARTİ olduğunu
tek adam diktatörü(!!!) olarak seçileni tebrik etmeyeceğini söyledi. CHP olarak
başarılı bir seçim geçirdiklerini toplumun tüm kesimlerinin meclise yansımasını
sağladıklarını ifade etti. Hatta belirli dönemi aşıp bir sonraki seçim için
büyük avantaj elde ettiklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı
adayı olarak yarışa giren Muharrem İNCE meydanlarda seçimi kaybederse bile VEFA
gereği CHP de genel başkanı adayı olmayacağını söyledi. Buna rağmen aile
yemeğinde Genel Başkanına Kurultayı toplamasını kendisinin Genel Başkan ve
Kılıçdaroğlu’nun da Onursal başkan yapılması isteğini ilettiğini açıkladı.
Kemal Kılıçdaroğlu kongreyi toplamaz ise örgütün gereğini yapacağına inandığını
söyledi. Delege imzalarının toplanmaya başladığı şu günlerde süreci hep beraber
yaşayıp göreceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder