Kdz.EREĞLİ’de YENİ YERLEŞİM ALANLARI
(22.11.2005 tarihli makalem)
Mahalle kültürü,aidiyet duygusu,iyi komşuluk ilişkileri,huzurlu
aile-mutlu çocuk. Bunların hepsi ve daha fazlası için dikey mimariden yatay mimariye geçmek ve de mahalle kültürüne sahip
olmakla mümkündür. En güvenilir sitelerin bile kapıları, site
duvarları aşılmaz değildir. Mahalle
kültürünün oluşturduğu manevi kalkanları aşmak ise çok çok daha zordur. Ülke
genelinde yatay mimariye geçiş iradesinin belirlendiği 2018 yılında konu ile
ilgili 22.11.2005 yılında
yazdığım makaleyi tekrar paylaşmak istedim.
Yüzyıllardan
beri yerleşik hayata geçen Türk Milleti son asırda apartman hayatına alıştırılmaya
çalışılıyor. Halbuki çok katlı apartman hayatı, sosyal yapımıza yapılmış en
büyük darbedir. Millet olarak tek katlı veya konak şeklindeki evlere yaşamış ve
o kültürle yoğrulmuşuz.
Apartman
hayatı;Özellikle sosyal bütünlüğü bozan komşuluk ilişkilerini yıkan bir yapı
şeklidir.Hele hele site şeklinde 8-10 katlı her katta 3-4 daire olan binalar
var ki kapı komşunu tanımazsın.Binanın önüne yük kamyonu çekip evin eşyalarını
çalan hırsızlara komşular tanışmadığı için müdahale edemez bile.Alt kat,üst kat
yan kat arada sadece bir duvar olan komşu dairelerde aile mahremiyeti de
kalmaz.Komşuda konuşulan her şey duyulur.İnsan doğal ihtiyacını bile
karşılarken tuvalette rahatsız olur.Hele hele mimarisi düzgün olmayan
dairelerde misafir kabulü de zorlaşır.Çok çok yakın akraba olmadığı durumlarda
yatılı misafir kabul edilemez.
Yine
apartman hayatında önemli bir sıkıntı da genel giderlerin karşılanması ve fiili
kullanım tecavüzleri yaşanır.İstatistik yapılsa yapım tarihinden 10 yıl sonra
dış cephesi değişmeyen apartman yok gibidir.İç mimarisi değişenler de çoktur.Bu
değişikliler yapılırken ekseri komşuluk hakları göz ardı edilir.Aidatlar,yakıt
giderleri,dış cephe bakımı çatı onarımı gibi işlemlerde her apartmanda 1-2
uyumsuz aile çıkar.
Bütün
bu yaşanan gerçekler insanlar arasında huzursuzluk ve kavgaya sebebiyet
verir.Ve aile içi geçimsizlikler başlar.Mutsuz aileden mutsuz çocuklar ve
mutsuz bir nesil yetişir.Bu durumdaki nesil mutluluğu başka mecralarda arar.
Çözüm...
Çözüm
kolay.Tek veya iki katlı evlerden oluşan yeni yerleşim merkezleri üretmek.Konut
sayısı ne kadar çok olursa alt yapı ve çevre düzenlemesi sosyal tesislerin
maliyeti o kadar düşük olur.
Bahsettiğim
yerleşim merkezleri şehir merkezlerinde olması gerekmez.Şehre 5-10-15 hatta
büyük şehirlerde bu rakam 25-30 km ye kadar çıkabilir.500-1000 dönüm veya daha
büyük araziler tespit edilerek imar çalışmaları alt yapı ve çevre düzenlemeleri
yapıldıktan sonra 500-1000-1500 m2 gibi parselasyonlarla tek katlı veya iki
katlı ev projeleri yapılır.Sokak-mahalle -semt kültürü yeniden oluşturulur.
Geçmişi
anlatırken biz falan mahalle
çocuğuyuz veya burası bizim sokak veya şu şu özelliklere sahip olanlar ancak bu
semtte oturabilir gibi aidiyet duyguları hakim olur.
Şehrimizin
etrafında bahsettiğim araziler var ve arayan muhakkak bulur. Yeter ki
istemesini bilelim.Saygılarımla.22.11.2005
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder