Sn.Kemal KILIÇDAROĞLU’NA SALDIRI OLAYI
Hepimizin malumu ve ülkenin ilk sıra
gündemi olan olayın üzerinden birkaç gün geçtiği için bir değerlendirme yazısı
kaleme almak istedim. Şunu belirtmekte fayda var. Olayın kendisi,olay sonrası oluşan
tartışmalardan daha geride kaldı. Bu da hiç iyi bir işaret değil. Tıpkı toplumu
sarsan diğer sosyal olaylarda(Soma faciası-Çocuk tecavüzler-Kadın cinayetleri
vb ) olduğu gibi.
Ankara-Çubuk’ta vatan uğruna şehit olan bir evladımızın cenaze
merasimine katılan CHP Genel Başkanı Sn.Kemal KILIÇDAROĞLU’na şehidimizin dayısı olduğu söylenen kişi
tarafından saldırıp yüzüne yumruk vuruldu.
Cenazeye katılan on binlerin arasından öfkeli bir kalabalık hem Sn Kemal Kılıçdaroğlu’na hem de parti yetkililerine
karşı sözlü-fiili saldırıda bulundular. Çok şükür ki yumruk darbesi haricinde
vahim olaylar yaşanmadı. Sn K.Kılıçdaroğlu olay mahalline yakın bir eve
götürülerek güvenliği sağlandı. Öfkeli kalabalık ; makam aracını taşlıyor, biri
evi yakın diye bağırıyor ve CHP yetkililerine fiili saldırılarda bulunuyorlar.
Öfkeli kalabalık, yetkililer ve de özellikle M.S.B. Sn Hulusi AKAR’ın megafondan
yaptığı konuşmaları ile sakinleştiriliyor. Olaylar kontrol altına alınıyor. Sn
Gn Başkan korunduğu evden Zırhlı bir araç ile çıkartılıyor. Bu menfur Olayı aradan
geçen süre içinde medyada yapılan haberler ve açıklamalardan yola çıkarak bu
şekilde özetleyebildim. Vee asıl saldırı-kaos olaylar yatıştıktan sonra
başlayıp çığ gibi büyüyerek ülke gündeminin birinci sırasına oturdu.
Sosyal olaylar matematik gibidir. Denklemi kur sonucu bekle. Hiçbir olay durup dururken oluşmaz.
Tıpkı cansız bir cismin hareket etmesi için dıştan bir müdahaleye ihtiyaç
duyduğu gibi. Sosyal olaylarda ise hem dış etkenler hem de kişilerin kendi iç
dünyasından gelen güç ile oluşur. Sosyal bilimciler, fertlerin ve
kalabalıkların nasıl hareket edeceklerini bildikleri için 2+2 nin nerede ne
zaman nasıl kaç olacağını da bilirler. Toplumları iyi veya kötü yönde
yönetmek-yönlendirmek isteyenler SOSYAL BİLİMCİLERDEN destek almak zorundadırlar. Bunun doğal
sonucu olarak her hangi bir olayı değerlendirilmesinde yer ve zaman çok önem
arz eder.
Ankara Çubuk’ta yaşanan olayın en
kısa ve basit özeti; Bir cenaze evine taziyeye gidenlere cenaze yakınlarının
darp etmesi ve linç girişiminde bulunmasıdır. Peki hayatın
olağan akışında böyle bir olayın vuku bulma ihtimali nedir? Cevabım tabi ki
sıfırdır.
Eğer bu ve benzeri olayları bir daha
yaşamak istemiyorsak “olay hangi nedenlerden dolayı oluştu” sorusunun cevaplarını
bulmak zorundayız. Bunun kadar önemli olan bir diğer husus ise; Hayatın olağan
akışı içinde asla mümkün ol(a)mayacak bu
olayın oluşumuna etkisi-katkısı olan herkesin ADLİ-İDARİ soruşturmasını yaparak
hak edenlere hak ettiği cezayı vermektir. Verilecek cezaların toplumun
ortak vicdanını rahatlatması da elzemdir. Adli-idari soruşturma ne kadar elzem
ise bir o kadar elzem olan bir iş daha var. Olayın SOSYAL BİLİMCİLER tarafından akıl ve bilimin
önderliğinde araştırılması-incelenmesi gerekir. Çıkan sonuçlardan , ülkeyi yönetenler
başta olmak üzere toplumun her bir ferdine kadar haberdar etmek gerekir.
Sonuç olarak;
Şehidimize Allahtan rahmet, ailesi ve sevenlerine sabır-baş sağlığı diliyorum.
Şiddetin asla bir çözüm yolu olmadığını ifade ederek yaşanan menfur saldırıyı
kınıyor-lanetliyorum. Başta Sn Kemal
KILIÇDAROĞLU olmak üzere menfur saldırıdan etkilenen-yaralanan-zarar gören herkese geçmiş olsun diyorum. Dünyanın en zor ve bir o kadar da kıymetli
coğrafyasında yaşayan milletimizin her bir ferdi sağ duyulu-birleştirici-yapıcı
olmak zorundayız. Coğrafyamızın kaderimiz olduğu bu topraklarda ilelebet
bağımsız-hür ve özgür bir birey olarak yani “İNSAN” olarak yaşayabilmemizin
yolu da budur.25.04.2019
Not:Bu makale Kdz.Ereğli Son Havadis Gazetesinde 26.04.2019 de yayınlandı
https://www.karadenizsonhavadis.com/sn-kemal-kilicdaroglu-na-saldiri-olayi/15823/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder