25 Ağustos 2013 Pazar

EREĞLİ İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

2004-20065-2006 YILLARINDAKİ MAKALELERİM

1-SEMT SAHALARI


2005 yılı mayıs ayındayız ve ülke genelinde ilçemiz birçok ilden daha fazla ekonomik sosyal ve kültürel zenginliklere sahip.Belediyemizin kuruluşunun 125 yılı görkemli bir şekilde kutlandı.Belediyede çalışıp şehrimize hizmet eden herkese ulaşılmaya çalışılmış ve yaşayanlar bir araya getirilmiş.”Vefa” çok önemlidir.Hele bu kurumlar açısından değerlendirildiğinde çok daha önem arz eder.Bu vesile ile Ereğlimizin belediyesinin kuruluşunun 125 yılı kutlamalarını gerçekleştiren herkese teşekkür ederiz.Teşekkürün en büyüğü şehrimize 125 yıldan bu yana hizmet edenlere.Ve de bu vefayı Ereğli adına yapan Sn. Halil Posbıyık’a.Teşekkürler başkanım.
Şehrimizi bu günlere taşıyanlar aynı zamanda yarınlar için de hedef büyütmüş oldular. Bu hedef büyütme beraberinde yeni projeleri de getiriyor.Kısa,orta ve uzun vadeli projeler olarak sıralayabiliriz.İhtiyaçlarımızı iş merkezleri,çarşılar,terminal,pazar yeri,yeni iş sahaları,şehir içi trafiğinin çözümü,konaklama yerleri,öğretmen evi,yeni adliye binası gibi müşahhas projelerin yanında genel anlamı ile yeni istihdam sahaları, eğitim, sağlık,gıda,giyim,sanayi,spor,konut,organize sanayisi,yan sanayi,yerel tarım alanları,yerel gıda üretimi, vb. olarak ta belirlenebilir.Ama her halükarda saydığımız işler yapılmalıdır.Şehrimizin gelişmişlik çıtası yükseldi.
Genel olarak bahsettiğimiz projelerin her biri ayrı ayrı ele alınarak incelenmesi gerekir.Ve sırayla bu işlemi yapacağız.
Dünkü yerel gazetelere yansıyan bir haber vardı.Ereğli sporun yeni yönetimi belirlendi.Başkan Sn.Posbıyık önümüzdeki sene için hedefin daha büyük olacağını söyledi.Bu vesile ile kısaca şehrimizde yapılması gereken semt sahalarından bahsetmek istedim.
Şehrimiz profesyonel manada basketbol ve voleybol konusunda Türkiye 1.liglerinde mücadele eden takımlara sahip.Ne yazık ki bu potansiyel şehre yansımıyor.Erdemir kendi iç bünyesinde bunu yaşıyor.Bu takımların kendi sahamızdaki maçlarının EREĞLİ ye fazlaca bir katkısı yok.
Özellikle ilköğretim okullarımızın spor salonları yok.Devlete ait sadece Beyçayırındaki stadyum var.Başkaca kapalı-açık spor tesisi, semt sahaları yok.Belediyenin de yeni yapılan halı saha haricinde bir spor tesisi yok.
Gençliği eğitecek,sağlam bir ruh ve beden sağğı için geliştirecek spor tesislerine,semt sahalarına ihtiyacımız var. Kemer,uzunmehmet,kepez,yeşil tepe ve kışla-gülüç olmak üzere en az 5 yerde bu tesisler olmalı. Semt sahaları;Futbol,voleybol,basketbol,atletizm ve bisiklet sporlarının yapılmasına uygun olmalıdır.Çocuklarımız,gençlerimiz ve yetişkin insanlarımız bu tesislerden yararlanarak her türlü kötü alışkanlıklardan uzaklaşş olacaklar..Yaz tatili yaklaştı.Çocuklarımızın bisiklet sürebilecek yerleri yok. Yapılacak semt sahaları ile bisiklet kazaları sonucu ölüm ve sakat kalmalarda önlenmiş olur.Bu soruna çok acil olarak çözüm gerek.Hiçbir şey çocuklarımızın hayatından kıymetli olamaz.
İlçemizde Türkiye futbol 1.liginde bir takımımız olsa bunun Ereğli ve civarına sağlayacağı ekonomik katkıyı da hesap etmeliyiz.Ereğlinin buna yetecek gücü vardır.Bunun alt yapısı da semt sahaları ile olur.
Yukarıda bahsettiğimiz projeler konusunda hemşehrilerimizin tamamına yakınının bakışı olumludur.Bu projeleri yerine getirmesi gerekenlerin de farklı düşünmediği kanaatindeyim. Ancak iş üretecekler mazeretleri hemen sıralayıveriyorlar.Unutulmamalıdır ki;
Başarılı olan herkesin bir mahareti , başarısız olan herkesin de bir mazerete mutlaka vardır. Bu projeler ve özellikle de semt sahaları için mazereti olanlar hep oldu.Ancak mahareti olanları alkışlamak istiyoruz(m).
Saygılarımla. 18.05.2005

2-MAHALLE KONAKLARI


Medeni ülkelerde hizmetler “insan “ merkezli olur.Diğer bir ifade ile devletler insanlar için vardır.Yoksa insanlar devletler için değil.Devletlerin hizmet anlayışı insan merkezli olduğu zaman hizmetin her kademesi bu ana fikre göre düzenlenir.
Merkezi yönetimler milli politikaları üretir.Uluslar arası ilişkileri belirlenen ana politikalar doğrultusunda millet menfaatlerini gözeterek yönetirler.Ve merkezi yönetimlerin politikaları günlük haftalık olmaz.En az onlu yıllar hatta asırlık politikalar belirlenir.Büyük millet ,büyük devlet olmanın yoludur bu.
Merkezi yönetimin “insan “odaklı yönetim anlayışı yerel yönetimlerde kendini daha iyi hissettirmeli.Hissettirmekten öte yaşatmalıdır.
Aslında her konuda olduğu gibi bu konuda da kanunlarımız müsait.Sıkıntı uygulayıcılarımızda.Zaman zaman gündeme taşıdığımız hatta siyasi çalışma yaptığımız günlerde de bu konuyu “yönetim anlayışımız” olarak ifade etmiştik.Bursa merkez ilçelerinden YILDIRIM BELEDİYESİ nin benzer bir uygulamaya geçtiğini gazetelerden okuduk. Yıldırım belediyesi hizmetlerini vatandaşın ayağına götürmeye karar vermiş.Bu amaçla da mahallelerde “MAHALLE KONAKLARI” yaptırmış.
Yerel yönetimler hem hizmeti vatandaşın ayağına götürmesi hem de vatandaşın şikayet istek arzu ve memnuniyetini ilk ağızdan öğrenebilmesi için MAHALLAE KONAKLARI nı muhakkak yapmalıdır.Daha önceki yazılarımızda üzerinde hassasiyetle durduğumuz SEMT SAHALARI ile MAHALLE KONAKLARI birlikte düşünüldüğünde hizmet kalitesi artar.
Konakların çalışma esası hizmeti vatandaşın ayağına götürmek olmalıdır.Bu günkü teknoloji ile zaten bilgi nakli çok kolay.Verilebilecek hizmetlerden kısaca bahsedelim;
*Belediyelerin mahalle temsilcileri vasıtası ile istekler alınır.
*Birinci Basamak Sağlık hizmetini verebilecek bir ekip kurulur.
*Mahalle muhtarlarının büroları olur.
*Elektrik-su-emlak paraları ödemesi yapılabilir.
*Kütüphanesi ve günlük-haftalık gazeteler konur.
*Özellikle yazılı basın nüshaları ile HEMŞEHRİLİK BİLİNCİ OLUŞTURULUR.
*Toplumsal dayanışma örneği olacak toplantılar düzenlenir.
Yaptığımız,yapacağımız ve yapmayacağımız işlerin tümünde NİYETİMİZ önemlidir. Eğer insanımıza hizmeti ön plana alır da işlerimizi o niyetle yaparsak aşılamayacak,yapılamayacak hiçbir iş yoktur.Ama öncelikle kendi egomuzu tatmin ve peşinden cebimizi doldurmaya niyet etmişsek BAŞARILARIMIZ OLSA DA DAİM OLMAZ.Bir dostumdan duyduğum sözü aktarmak istiyorum.Cenaze töreninde yaşlı bir zat genç dostuma diyor ki “ölüm yaşlılar için sıra sıra,gençler için ara sıra” olur. Göçüp gittiğimizde hayır dua ile anılmak için kalıcı eserler bırakalım.
Saygılarımla.12.07.2005



3-MODERN PAZARYERİ


Ulusal gazetelerin birinde “5 yıldızlı Pazar” haberini gördüm.Merakla haberin devamını okudum.İstanbul da Bahçeşehir Belediyesi modern bir Pazar yeri yapmış.İsmini de TÜRKPAZARI koymuş.Gerekçesi de Japon Pazarı,Çin Pazarı, Polonya Pazarı ve gibi bir çok Pazar yeri isimleri var.Bizde yaptığımız yere TÜRK ismi verelim demişler ve pazarın ismini TÜRKPAZARI koymuşlar. Önemli olan pazarın sadece ismi değil.Gazeteden okuduğum kadarı ile alt yapısı ,çevre düzenlemesi,güvenliği,alış veriş yapılan yerleri,otoparkı,tuvaletleri gibi düzenlemelerinin modern olması.Tanımlama da “ 5 yıldızlı Pazar” dı.
Ereğlimiz;herkesin hem fikir olduğu gelişime açık,eğitimli,ülke genelinin üzerinde sosyo-ekonomik düzeyi ile böyle bir pazarı hak ediyor.Zaten PZARYERİ düzenlemesine ihtiyacımız var.Nasıl bir Pazar yeri;
*Pazar yeri esnafının müşteriye karşı davranışının değişmesi gerekiyor. Müşteriye hizmet ibadet düzeyinde kabul edildiği zaman hem alış veriş yapanlar birbirine sımsıcak duygular ile bakar,hem de ticari kazançları da iyi olur.Müşterinin de esnafa bakışı değişmeli.Paramla alıyorum,para benim değil mi?.Yerine esnafın çektiği eziyeti görmeli ve değerlendirmeli.Çünkü Pazar tezgahına gelen mal o noktaya kadar bir çok kademelerden geçiyor.Ürünün üretildiği tarlaya atılan ilk tohum ile başlayan yolculuğu tarladan toptancıya oradan kabzımallara ve buradaki toptancıya ve tezgaha.Her bir safha ciddi sıkıntılarla doludur.Yağmur çok olunca ürün sele gider.Kuraklık olur ürün hiç yetişmez.Ürün toplanırken,taşınırken,alınır ve satılırken hep risklerle dolu yolculuk yapar.”Zamanla” yapılır yarış.Nihayet pazara gelir ve tezgaha çıkar. Tabi bu süreçte ürünün başına bir kaza gelmezse.
*Kapalı bir mekan olmalıdır.Çalışanlarda alış verişe gelenlerde sıcaktan soğuktan yağmur ve kardan etkilenmez.
*Işıklandırması teknolojiye uygun ve ürünü olduğundan farklı göstermeyecek şekilde olmalıdır.Ne satıcı ne de alıcı zarar görsün istemeyiz.
*Giriş ve çıkışlarda güvenlik personeli bulundurarak olası kap-kaç olayları önlenir.Alış veriş yapanlar güven ve huzur içinde alış verişlerini yaparlar.
*Satıcıların yüksek sesle satış yapmaları önlenir.
*İnsanların temel fizyolojik ihtiyaçlarından olan tuvalete gitmek işi çözüme kavuşturulur.Düşünün pazardasınız kendiniz veya çocuğunuzun tuvalet ihtiyacı oldu.Bu ihtiyaç temiz bir şekilde karşılanmalıdır.
*Ülke genelinin özelde şehrimizin ciddi sorunlarından biri OTOPARK.Yapılacak Pazar içinde yeterli otopark yapılarak alış verişin rahatlığı sağlanmış olur.









4-Kdz.EREĞLİ’de YENİ YERLEŞİM ALANLARI


Yüzyıllardan beri yerleşik hayata geçen Türk Milleti son asırda apartman hayatına alıştırılmaya çalışılıyor. Halbuki çok katlı apartman hayatı sosyal yapımıza yapılmış en büyük darbedir.Millet olarak tek katlı veya konak şeklindeki evlere yaşamış ve o kültürle yoğrulmuşuz.
Apartman hayatı;Özellikle sosyal bütünlüğü bozan komşuluk ilişkilerini yıkan bir yapı şeklidir.Hele hele site şeklinde 8-10 katlı her katta 3-4 daire olan binalar var ki kapı komşunu tanımazsın.Binanın önüne yük kamyonu çekip evin eşyalarını çalan hırsızlara komşular tanışmadığı için müdahale demez bile.Alt kat,üst kat yan kat arada sadece bir duvar olan komşu dairelerde aile mahremiyeti de kalmaz.Komşuda konuşulan her şey duyulur.İnsan doğal ihtiyacını bile karşılarken tuvalette rahatsız olur.Hele hele mimarisi düzgün olmayan dairelerde misafir kabulü zorlaşır.Çok çok yakın akraba olmadığı durumlarda yatılı misafir kabul edilemez.
Yine apartman hayatında önemli bir sıkıntı da genel giderlerin karşılanması ve fiili kullanım tecavüzleri yaşanır.İstatistik yapılsa yapım tarihinden 10 yıl sonra dış cephesi değişmeyen apartman yok gibidir.İç mimarisi değişenler de çoktur.Bu değişikliler yapılırken ekseri komşuluk hakları göz ardı edilir.Aidatlar,yakıt giderleri,dış cephe bakımı çatı onarımı gibi işlemlerde her apartmanda 1-2 uyumsuz aile çıkar.
Bütün bu yaşanan gerçekler insanlar arasında huzursuzluk ve kavgaya sebebiyet verir.Ve aile içi geçimsizlikler başlar.Mutsuz aileden mutsuz çocuklar ve mutsuz bir nesil yetişir.Bu durumdaki nesil mutluluğu başka mecralarda arar.
Çözüm...
Çözüm kolay.Tek veya iki katlı evlerden oluşan yeni yerleşim merkezleri üretmek.Konut sayısı ne kadar çok olursa alt yapı ve çevre düzenlemesi sosyal tesislerin maliyeti o kadar düşük olur.
Bahsettiğim yerleşim merkezleri şehir merkezlerinde olması gerekmez.Şehre 5-10-15 hatta büyük şehirlerde bu rakam 25-30 km ye kadar çıkabilir.500-1000 dönüm veya daha büyük araziler tespit edilerek imar çalışmaları alt yapı ve çevre düzenlemeleri yapıldıktan sonra 500-1000-1500 m2 gibi parselasyonlarla tek katlı veya iki katlı ev projeleri yapılır.Sokak-mahalle -semt kültürü yeniden oluşturulur.
Geçmişi anlatırken biz falan mahalle çocuğuyuz veya burası bizim sokak veya şu şu özelliklere sahip olanlar ancak bu semtte oturabilir gibi aidiyet duyguları hakim olur.
Şehrimizin etrafında bahsettiğim araziler var ve arayan muhakkak bulur.Yeter ki istemesini bilelim.Saygılarımla.22.11.2005












5-Kdz.EREĞLİ-DENİZ OTOBÜSLERİ



Kdz.EREĞLİ,ülkemizde her türlü potansiyeli çok yüksek olan bir bölge olduğunu düşünür ve söylerdik.Bu düşüncenin bilimsel olarak ta ispat edilmiş olması beni çok heyecanlandırdı. Atatürk Üniversitesi Kazim Karabekir Eğitim Fakültesi Coğrafya Bölümünden DOKTORA TEZİ olarak Kdz.EREĞLİ incelenmiş.Bu tez yaklaşık 4 yıllık bir çalışmanın ürünü.Tezin ön sözünde niçin Kdz.Ereğli sorusunun cevabı;Tarihi geçmişi yanında coğrafi olarak bir çok çeşitliliği içinde barındıran , ülke sanayisinin kuruluşunda önemli bir yer tutup şu an bile lokomotif görevi gören bir yer olarak cevaplanıyor.
Kdz.Ereğli….
Yapılacak çok iş var…
Son günlerde Önder Gazetesinde haber-yazı dizisi takip ediyorum.Kdz.Ereğli Deniz Ticaret Odası Başkanı iş adamı Sn. İrfan ERDEM ile yaptığı görüşmeleri gazeteye ve köşesine taşımış Sn. Eyüp Bektaş.Çok da güzel olmuş.Şahsen bende çok heyecanlandım.Liman şehriyiz. Yüz yıllardır şehrimizde denizcilik-balıkçılık önemli bir sektör olmuş.Ama günümüzde …Cevabını dahi söylemek gelmiyor içimden.
Denizcilik sektörü deyince aklıma DENİZ OTOBÜSLERİ geliyor.Neden EREĞLİ-İSTANBUL arasında deniz otobüsü seferleri konmaz.Ciddi hava muhalefeti olmazsa 2 saatlik bir yolculuk sonrası İstanbul’a varmak mümkün.Trafik kazası derdi yok,kar-kış engeli yok.Trafik sıkışıklığı diye bir dert yok.HEP İLKLERİ YAPAN şehrimiz bu tür çalışmalarda da ilkleri yapsa çok iyi olacak.Deniz otobüsçülüğü şu anki otobüs firmalarını hiç etkilemez.Şayet bu işin içinde onlarda olursa.Üstelik cazibe merkezi olacak olan şehrimize yakın şehirlerden(Alaplı,Akcakoca,Devrek,Zonguldak gibi) kısa mesafe yolcu taşımacılığı olacak.Hulasa üretilen emek verilen her iş o bölgeye artı katkı sağlar.Taş üstüne taş koyanlara her zaman müteşekkiriz.
Son haftanın gündemini belediye binasına yapılan silahlı saldırı oluşturdu.Kaba kuvvetle,şiddetle terörle hiçbir şeyin çözülemeyeceğini bir gerçek.Bu eylemi yapan(lar)ı kınıyorum.En kısa sürede yakalanmaları ve yargılanmalarını diliyorum.Yaralanma ve ölüm olmaması tek teselli kaynağımız.
Olay için çok kısa bir yorum yapmak istiyorum.1-Olay adi bir iş olup kendini bilmez kişi veya kişilerin işi olabilir.2-Olay organize bir eylem olabilir.Üçüncü bir şık yok.
Eğer birinci şık ise eylemi bu düzeyde büyütüp günlerce gazete manşetlerine taşımak doğru değil.Eğer ikinci şık ise;Çok ciddi bir eylem kabul edilip tüm istihbarat birimlerinin ve muhatapların aktif katkısı ile çözülüp suçluları yargıya teslim etmek gerekir.Ancak bu durumda da olayın gündemde kalması hiç doğru değil.Çünkü bu tür organize suçlar ,reklamla gündemde kalmakla beslenir.Özet olarak ülkemizde en önemli istihbaratçılardan olan emekli MİT mensubu Prof. Dr. Mahir KAYNAK’IN şöyle bir tespiti var.Bir olay,bir eylem olunca olayın faillerini bulmak için şüpheli sıralaması,olaydan en fazla kimlerin faydalandığına bakılarak yapılır.
Kimlerin faydalandığına emniyet güçleri bakarak şüphelileri sıralayacaktır.Ama bildiğim ve anladığım EREĞLİ’NİN KAYBETTİĞİDİR.Kdz.Ereğli de yapılacak çok iş var.

Saygılarımla.22.02.2006

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder