2004-20065-2006 YILLARINDAKİ MAKALELERİM
1-SEMT SAHALARI
2005
yılı mayıs ayındayız ve ülke genelinde ilçemiz birçok ilden
daha fazla ekonomik sosyal ve kültürel zenginliklere
sahip.Belediyemizin kuruluşunun
125 yılı görkemli bir şekilde
kutlandı.Belediyede çalışıp
şehrimize
hizmet eden herkese ulaşılmaya
çalışılmış
ve yaşayanlar
bir araya getirilmiş.”Vefa”
çok önemlidir.Hele bu kurumlar açısından değerlendirildiğinde
çok daha önem arz eder.Bu vesile ile Ereğlimizin
belediyesinin kuruluşunun
125 yılı kutlamalarını gerçekleştiren
herkese teşekkür
ederiz.Teşekkürün
en büyüğü
şehrimize
125 yıldan bu yana hizmet edenlere.Ve de bu vefayı Ereğli
adına yapan Sn. Halil Posbıyık’a.Teşekkürler
başkanım.
Şehrimizi
bu günlere taşıyanlar
aynı zamanda yarınlar için de hedef büyütmüş
oldular. Bu hedef büyütme beraberinde yeni projeleri de
getiriyor.Kısa,orta ve uzun vadeli projeler olarak
sıralayabiliriz.İhtiyaçlarımızı
iş
merkezleri,çarşılar,terminal,pazar
yeri,yeni iş
sahaları,şehir içi
trafiğinin
çözümü,konaklama yerleri,öğretmen
evi,yeni adliye binası gibi müşahhas
projelerin yanında genel anlamı ile yeni istihdam sahaları,
eğitim,
sağlık,gıda,giyim,sanayi,spor,konut,organize
sanayisi,yan sanayi,yerel tarım alanları,yerel gıda üretimi, vb.
olarak ta belirlenebilir.Ama her halükarda saydığımız
işler
yapılmalıdır.Şehrimizin
gelişmişlik
çıtası yükseldi.
Genel
olarak bahsettiğimiz
projelerin her biri ayrı ayrı ele alınarak incelenmesi gerekir.Ve
sırayla bu işlemi
yapacağız.
Dünkü
yerel gazetelere yansıyan bir haber vardı.Ereğli
sporun yeni yönetimi belirlendi.Başkan
Sn.Posbıyık önümüzdeki sene için hedefin daha büyük olacağını
söyledi.Bu vesile ile kısaca şehrimizde
yapılması gereken semt sahalarından bahsetmek istedim.
Şehrimiz
profesyonel manada basketbol ve voleybol konusunda Türkiye
1.liglerinde mücadele eden takımlara sahip.Ne yazık ki bu
potansiyel şehre
yansımıyor.Erdemir kendi iç bünyesinde bunu yaşıyor.Bu
takımların kendi sahamızdaki maçlarının EREĞLİ
ye fazlaca bir katkısı yok.
Özellikle
ilköğretim
okullarımızın spor salonları yok.Devlete ait sadece
Beyçayırındaki stadyum var.Başkaca
kapalı-açık spor tesisi, semt sahaları yok.Belediyenin de yeni
yapılan halı saha haricinde bir spor tesisi yok.
Gençliği
eğitecek,sağlam
bir ruh ve beden sağlığı
için geliştirecek
spor tesislerine,semt sahalarına ihtiyacımız var.
Kemer,uzunmehmet,kepez,yeşil
tepe ve kışla-gülüç
olmak üzere en az 5 yerde bu tesisler olmalı. Semt
sahaları;Futbol,voleybol,basketbol,atletizm ve bisiklet sporlarının
yapılmasına uygun olmalıdır.Çocuklarımız,gençlerimiz ve
yetişkin insanlarımız
bu tesislerden yararlanarak her türlü kötü alışkanlıklardan
uzaklaşmış
olacaklar..Yaz tatili yaklaştı.Çocuklarımızın
bisiklet sürebilecek yerleri yok. Yapılacak semt sahaları ile
bisiklet kazaları sonucu ölüm ve sakat kalmalarda önlenmiş
olur.Bu soruna çok acil olarak çözüm gerek.Hiçbir şey
çocuklarımızın hayatından kıymetli olamaz.
İlçemizde
Türkiye futbol 1.liginde bir takımımız olsa bunun Ereğli
ve civarına sağlayacağı
ekonomik katkıyı da hesap etmeliyiz.Ereğlinin
buna yetecek gücü vardır.Bunun alt yapısı da semt sahaları ile
olur.
Yukarıda
bahsettiğimiz
projeler konusunda hemşehrilerimizin
tamamına yakınının bakışı
olumludur.Bu projeleri yerine getirmesi gerekenlerin de farklı
düşünmediği
kanaatindeyim. Ancak iş
üretecekler mazeretleri hemen sıralayıveriyorlar.Unutulmamalıdır
ki;
Başarılı
olan herkesin bir mahareti , başarısız
olan herkesin de bir mazerete mutlaka vardır. Bu projeler ve
özellikle de semt sahaları için mazereti olanlar hep oldu.Ancak
mahareti olanları alkışlamak
istiyoruz(m).
Saygılarımla.
18.05.2005
2-MAHALLE KONAKLARI
Medeni
ülkelerde hizmetler “insan “ merkezli olur.Diğer
bir ifade ile devletler insanlar için vardır.Yoksa insanlar
devletler için değil.Devletlerin
hizmet anlayışı
insan merkezli olduğu
zaman hizmetin her kademesi bu ana fikre göre düzenlenir.
Merkezi
yönetimler milli politikaları üretir.Uluslar arası ilişkileri
belirlenen ana politikalar doğrultusunda
millet menfaatlerini gözeterek yönetirler.Ve merkezi yönetimlerin
politikaları günlük haftalık olmaz.En az onlu yıllar hatta
asırlık politikalar belirlenir.Büyük millet ,büyük devlet
olmanın yoludur bu.
Merkezi
yönetimin “insan “odaklı yönetim anlayışı
yerel yönetimlerde kendini daha iyi hissettirmeli.Hissettirmekten
öte yaşatmalıdır.
Aslında
her konuda olduğu
gibi bu konuda da kanunlarımız müsait.Sıkıntı
uygulayıcılarımızda.Zaman zaman gündeme taşıdığımız
hatta siyasi çalışma
yaptığımız
günlerde de bu konuyu “yönetim
anlayışımız”
olarak ifade etmiştik.Bursa
merkez ilçelerinden YILDIRIM BELEDİYESİ
nin benzer bir uygulamaya geçtiğini
gazetelerden okuduk. Yıldırım belediyesi hizmetlerini vatandaşın
ayağına
götürmeye karar vermiş.Bu
amaçla da mahallelerde “MAHALLE KONAKLARI” yaptırmış.
Yerel
yönetimler hem hizmeti vatandaşın
ayağına
götürmesi hem de vatandaşın
şikayet
istek arzu ve memnuniyetini ilk ağızdan
öğrenebilmesi
için MAHALLAE KONAKLARI nı muhakkak yapmalıdır.Daha önceki
yazılarımızda üzerinde hassasiyetle durduğumuz
SEMT SAHALARI ile MAHALLE KONAKLARI birlikte düşünüldüğünde
hizmet kalitesi artar.
Konakların
çalışma
esası hizmeti vatandaşın
ayağına
götürmek olmalıdır.Bu günkü teknoloji ile zaten bilgi nakli çok
kolay.Verilebilecek hizmetlerden kısaca bahsedelim;
*Belediyelerin
mahalle temsilcileri vasıtası ile istekler alınır.
*Birinci
Basamak Sağlık
hizmetini verebilecek bir ekip kurulur.
*Mahalle
muhtarlarının büroları olur.
*Elektrik-su-emlak
paraları ödemesi yapılabilir.
*Kütüphanesi
ve günlük-haftalık gazeteler konur.
*Özellikle
yazılı basın nüshaları ile HEMŞEHRİLİK
BİLİNCİ
OLUŞTURULUR.
*Toplumsal
dayanışma
örneği
olacak toplantılar düzenlenir.
Yaptığımız,yapacağımız
ve yapmayacağımız
işlerin
tümünde NİYETİMİZ
önemlidir. Eğer
insanımıza hizmeti ön plana alır da işlerimizi
o niyetle yaparsak aşılamayacak,yapılamayacak
hiçbir iş
yoktur.Ama öncelikle kendi egomuzu tatmin ve peşinden
cebimizi doldurmaya niyet etmişsek
BAŞARILARIMIZ
OLSA DA DAİM
OLMAZ.Bir dostumdan duyduğum
sözü aktarmak istiyorum.Cenaze töreninde yaşlı
bir zat genç dostuma diyor ki “ölüm
yaşlılar
için sıra sıra,gençler için ara sıra” olur.
Göçüp gittiğimizde
hayır dua ile anılmak için kalıcı eserler bırakalım.
Saygılarımla.12.07.2005
3-MODERN
PAZARYERİ
Ulusal
gazetelerin birinde “5 yıldızlı Pazar” haberini gördüm.Merakla
haberin devamını okudum.İstanbul
da Bahçeşehir
Belediyesi modern bir Pazar yeri yapmış.İsmini
de TÜRKPAZARI koymuş.Gerekçesi
de Japon Pazarı,Çin Pazarı, Polonya Pazarı ve gibi bir çok Pazar
yeri isimleri var.Bizde yaptığımız
yere TÜRK ismi verelim demişler
ve pazarın ismini TÜRKPAZARI koymuşlar.
Önemli olan pazarın sadece ismi değil.Gazeteden
okuduğum kadarı ile
alt yapısı ,çevre düzenlemesi,güvenliği,alış
veriş yapılan
yerleri,otoparkı,tuvaletleri gibi düzenlemelerinin modern
olması.Tanımlama da “ 5 yıldızlı Pazar” dı.
Ereğlimiz;herkesin
hem fikir olduğu
gelişime
açık,eğitimli,ülke
genelinin üzerinde sosyo-ekonomik düzeyi ile böyle bir pazarı hak
ediyor.Zaten PZARYERİ
düzenlemesine ihtiyacımız var.Nasıl bir Pazar yeri;
*Pazar
yeri esnafının müşteriye
karşı davranışının
değişmesi
gerekiyor. Müşteriye
hizmet ibadet düzeyinde kabul edildiği
zaman hem alış veriş
yapanlar birbirine sımsıcak duygular ile bakar,hem de ticari
kazançları da iyi olur.Müşterinin
de esnafa bakışı
değişmeli.Paramla
alıyorum,para benim değil
mi?.Yerine esnafın çektiği
eziyeti görmeli ve değerlendirmeli.Çünkü
Pazar tezgahına gelen mal o noktaya kadar bir çok kademelerden
geçiyor.Ürünün üretildiği
tarlaya atılan ilk tohum ile başlayan
yolculuğu tarladan
toptancıya oradan kabzımallara ve buradaki toptancıya ve
tezgaha.Her bir safha ciddi sıkıntılarla doludur.Yağmur
çok olunca ürün sele gider.Kuraklık olur ürün hiç
yetişmez.Ürün
toplanırken,taşınırken,alınır
ve satılırken hep risklerle dolu yolculuk yapar.”Zamanla”
yapılır yarış.Nihayet
pazara gelir ve tezgaha çıkar. Tabi bu süreçte ürünün başına
bir kaza gelmezse.
*Kapalı
bir mekan olmalıdır.Çalışanlarda
alış verişe
gelenlerde sıcaktan soğuktan
yağmur ve kardan
etkilenmez.
*Işıklandırması
teknolojiye uygun ve ürünü olduğundan
farklı göstermeyecek şekilde
olmalıdır.Ne satıcı ne de alıcı zarar görsün istemeyiz.
*Giriş
ve çıkışlarda
güvenlik personeli bulundurarak olası kap-kaç olayları
önlenir.Alış veriş
yapanlar güven ve huzur içinde alış
verişlerini yaparlar.
*Satıcıların
yüksek sesle satış
yapmaları önlenir.
*İnsanların
temel fizyolojik ihtiyaçlarından olan tuvalete gitmek işi
çözüme kavuşturulur.Düşünün
pazardasınız kendiniz veya çocuğunuzun
tuvalet ihtiyacı oldu.Bu ihtiyaç temiz bir şekilde
karşılanmalıdır.
*Ülke
genelinin özelde şehrimizin ciddi sorunlarından biri
OTOPARK.Yapılacak Pazar içinde yeterli otopark yapılarak alış
verişin rahatlığı sağlanmış olur.
4-Kdz.EREĞLİ’de YENİ YERLEŞİM ALANLARI
Yüzyıllardan
beri yerleşik hayata
geçen Türk Milleti son asırda apartman hayatına alıştırılmaya
çalışılıyor.
Halbuki çok katlı apartman hayatı sosyal yapımıza yapılmış
en büyük darbedir.Millet olarak tek katlı veya konak şeklindeki
evlere yaşamış
ve o kültürle yoğrulmuşuz.
Apartman
hayatı;Özellikle sosyal bütünlüğü
bozan komşuluk
ilişkilerini yıkan
bir yapı şeklidir.Hele
hele site şeklinde
8-10 katlı her katta 3-4 daire olan binalar var ki kapı komşunu
tanımazsın.Binanın önüne yük kamyonu çekip evin eşyalarını
çalan hırsızlara komşular
tanışmadığı
için müdahale demez bile.Alt kat,üst kat yan kat arada sadece bir
duvar olan komşu
dairelerde aile mahremiyeti de kalmaz.Komşuda
konuşulan her şey
duyulur.İnsan doğal
ihtiyacını bile karşılarken
tuvalette rahatsız olur.Hele hele mimarisi düzgün olmayan
dairelerde misafir kabulü zorlaşır.Çok
çok yakın akraba olmadığı
durumlarda yatılı misafir kabul edilemez.
Yine
apartman hayatında önemli bir sıkıntı da genel giderlerin
karşılanması ve
fiili kullanım tecavüzleri yaşanır.İstatistik
yapılsa yapım tarihinden 10 yıl sonra dış
cephesi değişmeyen
apartman yok gibidir.İç
mimarisi değişenler
de çoktur.Bu değişikliler
yapılırken ekseri komşuluk
hakları göz ardı edilir.Aidatlar,yakıt giderleri,dış
cephe bakımı çatı onarımı gibi işlemlerde
her apartmanda 1-2 uyumsuz aile çıkar.
Bütün
bu yaşanan gerçekler
insanlar arasında huzursuzluk ve kavgaya sebebiyet verir.Ve aile içi
geçimsizlikler başlar.Mutsuz
aileden mutsuz çocuklar ve mutsuz bir nesil yetişir.Bu
durumdaki nesil mutluluğu
başka mecralarda
arar.
Çözüm...
Çözüm
kolay.Tek veya iki katlı evlerden oluşan
yeni yerleşim
merkezleri üretmek.Konut sayısı ne kadar çok olursa alt yapı ve
çevre düzenlemesi sosyal tesislerin maliyeti o kadar düşük
olur.
Bahsettiğim
yerleşim merkezleri
şehir merkezlerinde
olması gerekmez.Şehre
5-10-15 hatta büyük şehirlerde
bu rakam 25-30 km ye kadar çıkabilir.500-1000 dönüm veya daha
büyük araziler tespit edilerek imar çalışmaları
alt yapı ve çevre düzenlemeleri yapıldıktan sonra 500-1000-1500
m2 gibi parselasyonlarla tek katlı veya iki katlı ev projeleri
yapılır.Sokak-mahalle -semt kültürü yeniden oluşturulur.
Geçmişi
anlatırken biz falan mahalle çocuğuyuz
veya burası bizim sokak veya şu
şu özelliklere sahip
olanlar ancak bu semtte oturabilir gibi aidiyet duyguları hakim
olur.
Şehrimizin
etrafında bahsettiğim araziler var ve arayan muhakkak bulur.Yeter
ki istemesini bilelim.Saygılarımla.22.11.2005
5-Kdz.EREĞLİ-DENİZ OTOBÜSLERİ
Kdz.EREĞLİ,ülkemizde
her türlü potansiyeli çok yüksek olan bir bölge olduğunu
düşünür
ve söylerdik.Bu düşüncenin
bilimsel olarak ta ispat edilmiş
olması beni çok heyecanlandırdı. Atatürk Üniversitesi Kazim
Karabekir Eğitim
Fakültesi Coğrafya
Bölümünden DOKTORA TEZİ
olarak Kdz.EREĞLİ
incelenmiş.Bu
tez yaklaşık
4 yıllık bir çalışmanın
ürünü.Tezin ön sözünde niçin Kdz.Ereğli
sorusunun cevabı;Tarihi geçmişi
yanında coğrafi
olarak bir çok çeşitliliği
içinde barındıran , ülke sanayisinin kuruluşunda
önemli bir yer tutup şu
an bile lokomotif görevi gören bir yer olarak cevaplanıyor.
Kdz.Ereğli….
Yapılacak
çok iş
var…
Son
günlerde Önder Gazetesinde haber-yazı dizisi takip
ediyorum.Kdz.Ereğli
Deniz Ticaret Odası Başkanı
iş
adamı Sn. İrfan
ERDEM ile yaptığı
görüşmeleri
gazeteye ve köşesine
taşımış
Sn. Eyüp Bektaş.Çok
da güzel olmuş.Şahsen
bende çok heyecanlandım.Liman şehriyiz.
Yüz yıllardır şehrimizde
denizcilik-balıkçılık önemli bir sektör olmuş.Ama
günümüzde …Cevabını dahi söylemek gelmiyor içimden.
Denizcilik
sektörü deyince aklıma DENİZ
OTOBÜSLERİ
geliyor.Neden EREĞLİ-İSTANBUL
arasında deniz otobüsü seferleri konmaz.Ciddi hava muhalefeti
olmazsa 2 saatlik bir yolculuk sonrası İstanbul’a
varmak mümkün.Trafik kazası derdi yok,kar-kış
engeli yok.Trafik sıkışıklığı
diye bir dert yok.HEP İLKLERİ
YAPAN şehrimiz
bu tür çalışmalarda
da ilkleri yapsa çok iyi olacak.Deniz otobüsçülüğü
şu
anki otobüs firmalarını hiç etkilemez.Şayet
bu işin
içinde onlarda olursa.Üstelik cazibe merkezi olacak olan şehrimize
yakın şehirlerden(Alaplı,Akcakoca,Devrek,Zonguldak
gibi) kısa mesafe yolcu taşımacılığı
olacak.Hulasa üretilen emek verilen her iş
o bölgeye artı katkı sağlar.Taş
üstüne taş
koyanlara her zaman müteşekkiriz.
Son
haftanın gündemini belediye binasına yapılan silahlı saldırı
oluşturdu.Kaba
kuvvetle,şiddetle
terörle hiçbir şeyin
çözülemeyeceğini
bir gerçek.Bu eylemi yapan(lar)ı kınıyorum.En kısa sürede
yakalanmaları ve yargılanmalarını diliyorum.Yaralanma ve ölüm
olmaması tek teselli kaynağımız.
Olay
için çok kısa bir yorum yapmak istiyorum.1-Olay adi bir iş
olup kendini bilmez kişi
veya kişilerin
işi
olabilir.2-Olay organize bir eylem olabilir.Üçüncü bir şık
yok.
Eğer
birinci şık
ise eylemi bu düzeyde büyütüp günlerce gazete manşetlerine
taşımak
doğru
değil.Eğer
ikinci şık
ise;Çok ciddi bir eylem kabul edilip tüm istihbarat birimlerinin ve
muhatapların aktif katkısı ile çözülüp suçluları yargıya
teslim etmek gerekir.Ancak bu durumda da olayın gündemde kalması
hiç doğru
değil.Çünkü
bu tür organize suçlar ,reklamla gündemde kalmakla beslenir.Özet
olarak ülkemizde en önemli istihbaratçılardan olan emekli MİT
mensubu Prof. Dr. Mahir KAYNAK’IN şöyle
bir tespiti var.Bir olay,bir eylem olunca olayın faillerini bulmak
için şüpheli
sıralaması,olaydan en fazla kimlerin faydalandığına
bakılarak yapılır.
Kimlerin
faydalandığına
emniyet güçleri bakarak şüphelileri
sıralayacaktır.Ama bildiğim
ve anladığım
EREĞLİ’NİN
KAYBETTİĞİDİR.Kdz.Ereğli
de yapılacak çok iş
var.
Saygılarımla.22.02.2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder