Günlük
hayatımızda en çok konuşulan
kelimelerin başında
“işsizlik”
kelimesi vardır.Amiri de memuru da,siyasetçisi de bürokratı da
hemen herkes işsizlikten
yakınır,çözüm ister,iş
ister. Ama
çözüm üreten çok az veya çözüm üretenlerin istihdam
oluşturanların
önü kapatılır.Olmadık engeller çıkartılır.
Ama
bu gün özellikle “TÜRKİYEDE
İŞSİZLİĞİN
OLMADIĞI,AMA
İŞSİZ
İNSANLARIN
ÇOK OLDUĞU
” görüşünü
irdelemek istiyorum.Ve bu görüşe
katılanlardanım.
Olayı
öncelikle İLÇEMİZ
açısından değerlendirelim.Dernek
lokalleri ile beraber ilçemizde 250 nin üzerinde kahvehane
mevcuttur.Buralarda günlük ortalama 10 kişi
8 saat zaman geçirse tüm EREĞLİ
de 250 x 10 x8=20.000. saat eder.Bunu yazı ile de yazalım “yirmi
bin saat “ zaman boşa
harcanıyor.Bu insanlara desek ki kamu yararına falanca işe
kahveye ayırdığınız
zamanın 1 saatini ayırın.Bu da 2000 saat eder ki karşılığı
1 kişinin
10 ay çalışması
demektir.Ama bu teklifi hiç kimse kabul etmez. Olayı biraz
farklılaştıralım.İlçemiz
köylerinde 100.000 nin üzerinde insan yaşar.Bu
da ortalama 20.000 hane yapar. Bunlara plan-proje ve sermaye
takviyesi ile seracılık,hayvancılık,arıcılık gibi üretim
teşviki
verilse kaç kişi
yapar.Yapan çok az olur.Çünkü bunların hepsi veriliyor.Ama çok
az kişi
bu imkanlardan faydalanıyor.Bunların çoğu
da işsiz
değil.Yani
işsizler
yüne bekliyor.
Olaya
daha farklı bir boyuttan bakalım.Her sene olmasa da 2-3 yılda bir
evlerimizi boya badana yaptırırız.Evini aynı ustaya 3 kez üst
üstü yaptıran kaç kişi
var.Cevap hiç kimse.Çünkü boyacılığı
yapan ya ev sahibini üzmüş,ya
gününde gelmemiş,ya
da yaptığı
işi
düzgün yapmamış.Veya
da az iş
çok para almış.Bu
sadece boyacı için geçerli değil.Kaç
kişinin
sürekli çalıştığı
elektrikçisi,sucusu,boyacısı,marangozu var. Ya hiç yok ya da çok
az var.Çünkü kalifiye işçilik
yapıp hakkına razı olan sanatkar sayısı çok çok azdır da
ondan.
Evet
ortada işsiz
insan çok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder