30 Nisan 2014 Çarşamba

EGEMENLİK ve YOLSUZLUK

EGEMENLİK ve YOLSUZLUK


Sorun çıkmadan düzenleme yapma kültürüne ülke ve insan olarak sahip olmadık.Hep kervan yolda düzülür hesabı ile iş yapıyoruz.Hangi konu olursa olsun “düzenlemeleri “aklın ve bilimin rehberliğinde yapmadığımız için her seferinde düzeltmek zorunda kalıyoruz.Ve en önemli hususlardan biri de  var olan düzensizliklerden kurumsal olarak yararlanan “yapılar “ hep  olmuştur.
Son yıllarda tavan yapmış bir sorunumuz var ;Osmanlıdan günümüze kadar ülkemizin yönetiminde hep “EGEMENLİK” tartışması,yarışı,kavgası ve nihai olarak ta savaşı yaşanmaktadır.Bu kavga her devletin meselesi olduğu gibi bir kişiden fazla olan her sosyolojik  biriminde meselesidir.İnsanlık tarihi ile var olan “ailenin reis kimdir ?“       sorusunun cevabı bulunabilmiş değildir. Nasreddin hocanın  “parayı veren düdüğü çalar” sözü hayatımızın her safhasında yer bulur.Ne yazık ki parayı verenin kim olduğu düdüğü kimin çalacağı ne kadar paraya ne kadar düdük çalınacağı vs sorular cevaplarını bulmaz.Belirli cevapları bulanların oluşturduğu topluluklar kabileleri,milletleri ve devletleri oluşturur.Millet olarak yüzyıllardır yaşadığımız tartışmaların-kavgaların hatta savaşların  temelinde yatan işte bu “EGEMENLİK” tanımıdır.Ülkemizde en küçük sosyolojik birim olan ailede başlayan egemenlik savaşı,mahallede muhtarlık,şehirler de belediye başkanlığı,ülke geneli için  başbakanlık olarak devam eder.Bunun devamında da Dünyanın egemenliği kavgası başlar.İnsanoğlu var olduğu sürece kavga da devam edecektir.
Bu mücadeleye ;Osmanlıyı parçalamak için çıkartılan birinci dünya savaşı sonrası kurtuluş savaşını yürütmek için kurulan T.B.M.M  ile başlayıp günümüze kadar süren mücadeleye göz atmak istiyorum.Akıl ve bilim derken ilk iş olarak “kavramların” manalarına bakmak gerek.Türk Dil Kurumu Internet sitesindeki  EGEMENLİK tarifine bakalım;
Egemenlik; 1-Egemen olma durumu.2-Milletin ve onun tüzel kişiliği olan devletin yetkilerinin hepsi, hükümranlık, hâkimiyet. "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."-Türk Dil Kurumundaki açıklamalar bunlar.Kurtuluş savaşını “kazanan iradenin”  tecelli ettiği ve  Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün önderliğinde kurulan TBMM de.“EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” sözü ile hayat bulan ve aziz MİLLETİMİZE  ait olan EGEMENLİĞİN  anayasalarımızdaki  yeri ve değişimleri şu an yaşanan mücadele ve savaşları izah etmeye  yeter.
23 Nisan 1920 de açılan  Kurtuluş savaşını yönetip “parçalanan imparatorluğun küllerinden” yeniden Türkiye Cumhuriyetini kurabilmek  meclisimizin 1921 deki anayasasında Egemenliğin kayıtsız şartsız Millete ait olduğu fikri , inanışı ve uygulaması ile mümkün olabilmiştir.Birinci meclisimiz hem kurtuluş savaşını yönetmiş hem de ülkemizi yönetmiş.Buradaki en önemli husus     EGEMENLİĞİN KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR prensibinin harfiyen uygulanmasıdır.Öyle güçlü bir yetki ve uygulama ki Lozan a gidecek olan heyetin harcırahının miktarını belirlemekten,başbakanın beraber çalışmak istediği bakanların onaylanmasına kadar hatta kurtuluş savaşını yürüten başkumandan Mustafa Kemal Atatürk ün görev suresi ve yetkilerini tayin etmeye kadar  Millete ait olan Egemenlik hakkını tam olarak kullanmıştır.Bu hakkın hakkıyla kullanılması sayesindedir TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ nin kurulması sağlanabilmiştir.
1924,1961 ve 1982 Anayasaları ile millete ait olan egemenlik hakkının milletten alınıp vesayeti temsil eden ve milli iradenin dışında kendine yaşam alanı yaratan   kurumlara adım adım aktarılması sağlanmıştır.Bu kurumların  hepsi de yeni yapılan anayasalarla korunma altına alınmıştır.
Ülkelerin yönetiminde söz  sahibi olabilmek için mücadele edildiği gibi dünyayı yönetmek iddiasında olanların da belirli bir mücadelenin içinde olmaları kaçınılmazdır.Şu an ülkemizde yaşanan olayların ve savaşın temelinde yatan husus  bu mücadelenin ülkemizdeki yansımasıdır.Savaşan tarafların arasında  zafere giden her yolun mubah olduğuna inanalar olduğu için bizlerin aklını karıştırmak istemektedirler.İnsanlık tarihi kadar eski olan  rüşvet,yolsuzluk ve hırsızlıkla mücadele gibi sunulmasının asıl amacı MİLLETİMİZE AİT OLAN EGEMENLİK hakkının elinden alınmasıdır.Gerisi teferruattır.Saygılarımla.20.01.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder