EKİM
2017
Kdz.EREĞLİ
T.S.O nın ;
A-Olması gereken şekli,
B-Çalışma düzeni
C-Ve projeler.
T.S.O Meclis
üyelerinin 4 yıllık görev süresi sona
erdi. Önümüzdeki günlerde yapılacak ORGAN SEÇİMLERİ ile
YENİ YÖNETİM belli olacak.
Yapılacak
seçimlerin iki çok önemli özelliği var;
1-4 yılda TSO
Genel Sekreterliğinin görevleri haricinde iş üretmeyen ve son iki dönemdeki yönetimin
MİSYONUNU üstlenen bir YÖNETİM gördük. Bu yönetim mutlaka değişmeli.
2-3 Dönemdir
aynı zihniyetin yönettiği TSO sının ŞEHRİMİZE 4 yıl daha kaybettirme lüksü yoktur.
Bu nedenledir ki
yönetim her hâlükârda değişmelidir. Değişimin
yolu da ORTAK AKILDIR. Ortak AKIL üreten
,hiç kimsenin kurşun askeri olmayan, vizyon sahibi ve projeleri olan üyelerin
oluşturduğu bir
MECLİS bu değişimi gerçekleştirebilir.
Oda Muamelat Yönetmeliği
.
1-Olağan ve olağanüstü toplantılar Madde 17 2-Olağan
ve olağanüstü toplantılar Madde 26
3-İstatistik düzenlenmesi Madde 44 4-Örf,
adet ve teamüller Madde
46
5-Örf, adet ve teamüller Madde 47 6-Hakem veya hakem
heyeti Madde 50
7-Tahkime başvurma ve itiraz Madde
51 8-
Meclisin bilgi edinme ve denetim Madde
79
9- Komisyonlar Madde
80 10-Oda ve
borsalar arası ilişki Madde
81
.
Dr.Mustafa Naci YALÇINKAYA
Kdz.Ereğli T.S.O Meclis Üyesi
OLMASI GEREKEN ŞEKİL;
Öncelikle
TSO sı kendini tanıması gerekir. Bunun için ;
1-Bir S.T.K olan Kdz EREĞLİ T.S.O. nın şehrimizin yönetimindeki yerini
iyi bilmesi gerekir. Bir şehrin yönetiminde 3 temel makam vardır.
Bunlardan birincisi atanmış bürokrat olan vali-kaymakamlık
makamıdır. Belirli bir süresi olmamakla birlikte en fazla birkaç yıl görev
yaparlar. Daha sonra başka bir göreve atanırlar. İkincisi Belediye Başkanlığı makamıdır ki belirli bir süreliğine (5 yıl
gibi) halk tarafından seçilir. Halkın sevgisini güvenini kazanırlarsa göreve
devam ederler. Üçüncüsü ve en önemlisi
şehrin EŞRAFIDIR. Bu
terimin günümüzdeki karşılığı ise TSO-Meslek Odalarıdır. Ve içlerinde en
önemli ve belirleyici olan TSO lardır. Çünkü şehrin ticaret hayatını
yönlendiren onlardır da ondan. Ve görevleri hiçbir zaman bitmez. Ticaretin
içinde aktif olmasalar da ömür boyu devam eder. Sadece kendi içlerinden
seçtikleri TEMSİLCİLER değişir.
TSO yönetimine
talip olan tüm üyeler bu hususu iyi bilmelidir. Gücünü bilmeyenden icraat
beklemek anlamsızdır.
2-TSO
üyelerinin her birinin özellikleri bilinmelidir;
Kurumsal olarak
gücünü ve önemini kavramış bir TSO nun asıl gücü ÜYELERİNİN güçlerinin
oluşturacağı sinerjidir. Nasıl ki kurumsal kimliği olan Üniversiteler, Spor
Kulüpleri, Siyasi partiler,Şirketler,STK lar statü olarak ortak bir yapıya sahiptirler. Kurumsal
yapıyı oluşturan paydaşların farklılığından Üniversitelerin kaliteleri, spor
kulüplerinin lig sıralaması, Siyasi Partilerin iktidar-muhalefet olmalarını ,STK
larında etkinliğini belirliyorsa TSO larda üyelerinin
bilgi-eğitim-donanım-kültürel yapı-ekonomik güç-insan gücü gibi özellikleri ile
güçlü olurlar. İşte bu gücü ortaya çıkarmak ise üyelerin özelliklerini bilmek
ile olur.
ÇALIŞMA DÜZENİ;
1-Meclis üyeleri-Başkanlık Divanı-Yönetim
Kurulu ve Meslek Komitelerinin uyum içinde olması gerekir. Uyum içinde
olmak demek herkes aynı şeyi söyleyecek demek değildir. Tam tersi, herkes
fikrini söyleyecek. Yapılması gerekenler-yapılmaması gerekenler meşru
zeminlerde tartışılacak ve ORTAK AKIL
gereği bir karara varılacak. Uyumdan anladığımız budur.
2-Rutin olan Genel Sekreterlik
hizmetleri verilirken “HİZMET VEREN “ olunmalıdır. TSO üyeleri
herhangi bir işi için kurumun kapısından içeri girdikleri andan itibaren
kendilerini “ev sahibi” hissetmeleri gerekir. Klasik “yüksekten bakan memur-bürokrat” yaklaşımı olmamalıdır.
3-İletişim teknolojisini kullanarak
üyeler ile yönetim arasında 7/24/365 aktif bağlantı olmalıdır. Bu sistemin
detayları farklılık içerse de asıl amaç ÜYE-ODA
arasındaki interaktif çalışma ortamının sağlanmasıdır.
4- Meclis-Meslek
komiteleri-Başkanlık Divanı-Yönetim kurulu üyeleri arasındaki iletişim süreklilik arz etmeli.
Ve ORTAK AKIL ile planlanan
hedeflere ulaşılmalıdır.
5-Kdz.Ereğlinin en önemli STK olan T.S.O.
bu sorumluluğu gereği ilçemizdeki ;
i-Siyasi
Partileri
ii-Sendikaları
iii-Meslek
Odalarını
vi-Vakıfları
v-Dernekleri
vi-Medya
Kuruluşlarını
vii-Kanaat
Önderlerini bir araya getirerek ORTAK AKIL oluşmalı.
Sorunlar tespit edilerek çözümler üretilmelidir.
Ve PROJELER
Projeler kısa-orta-uzun vadeli olarak
tespit edilmelidir.
Meclis
Organ seçimleri bittikten hemen sonra yapılması gerekenler;
1-Meslek
komiteleri asil ve yedek üyeleri dahil 100 kişi ile ilk toplantıyı
gerçekleştirmek.
i-Her
üye için; Çalışma alanı, eğitimi, çalışmak istediği komisyon vb bilgileri
toplamak.
ii-İletişim bilgileri ve ayırabileceği
zamanı öğrenmek.
iii-Kısa ,orta ve uzun vadeli
istekleri-beklentilerini öğrenmek.
2-Şehrimizdeki
çalışma paydaşları ile toplantı yapmak. Bunlar;
i-Siyasi partiler ii-Sendikalar iii-Meslek
Odaları
iv-Dernek-vakıflar v-Medya kuruluşları vi-Kanaat
Önderleri
vii-Diğer STK lar. Yapılacak
toplantılarda oluşturulacak ÇALIŞMA
GURUPLARININ hangilerinde aktif olacakları ,katkıları tespit edilecek.
3-İlk
meclis toplantısını meslek komite üyeleri ile beraber yapmak. Burada ;
i-Çalışma guruplarını
ii-Kısa-orta-uzun vadeli hedefleri ve
planlamalar belirlenmeli.
iii-Çalışma guruplarına girecek üyeler
belirlenmeli.
4-Çalışma
Gurupları olarak ;(SAYILARI ARTIRILMALIDIR)
i-T.S.O sı AKADEMİK KURULU
ii-T.S.O. AKİL İNSANLAR KURULU
iii-Eğitim Kampüsü
iv-Tersaneler bölgesi için “ENDÜSTRİYEL
ALAN” çalışması.
v-Kdz.Ereğli-Devrek Karayolunun
bitirilmesi.
vi-O.S.B nin durum tespiti ve tam
kapasiteye ulaşmasını sağlamak.
vii-Başta Kaymakamlık-Belediye ve
Erdemir olmak üzere kurumlar arası
sosyal iletişimi ve barışı sağlamak .
viii-Turizm potansiyeli tespit çalışma
gurubu.
ix-Arsa üretimi ve yeni yerleşim
alanları oluşturmak.
x-Kentsel dönüşümün masaya yatırılması.
T.S.O. AKİL İNSANLAR KURULU
Kdz.EREĞLİ’mize
sahip çıkacak,
Şehri
iyi analiz edecek,
Sorunlara
çözüm üretecek,
Geleceği
planlarken aktif destek olacak;
Aklı
ile
Bilgisi
ile,
İlmi
ile,
İrfanı
ile,
Çalışkanlığı
ile,
Dürüstlüğü
ile,
Güvenilirliği
ile,
Yaptıkları
ile ,
Örnek
olacak
Vizyon
sahibi,
Misyon
sahibi,
Üretken,
Göründüğü
gibi olan,olduğu gibi görünen …..
Ve
yapılan işler için herhangi bir ücret veya makam talep etmeyen,
İnsanlarımızın
bir araya gelmesi gerekir.
Bu
kurulun doğal üyeleri arasında daha önce TSO Meclis Başkanlığı ,Yönetim Kurulu
Başkanlığı ,Belediye Başkanlığı,Milletvekilliği yapanlar da olmalıdır.
T.S.O.
AKADEMİK KURULU
En küçük birim olan “Aile”den “Birleşmiş Milletler”e kadar her yerde
yöneten ve yönetilenler vardır.Yöneten olmak bir çok insan için büyük
hedeftir.Ancak o iş o kadar da kolay değildir.Askerlik yapanlar bilir.En rahat
iş “er”olmaktır.Çünkü yükümlülüğü sadece size verilen işi yapmaktır.Hatta
yapılan işin eksik olmasından bile tam olarak sorumlu değildir.Zor olan”yönetmektir”.Bu
zorluk dolaylı-dolaysız yönetilen insan sayısı ile doğru orantılı olarak
artar.Zorluklar artınca yönetimin daha sağlıklı ve doğru olabilmesi için sorumluluğun
paylaşımına gidilir.
İşte bu noktada AKADEMİK KURULLAR gündeme gelir.Bildiğimiz kadarı ile
isim aynı olmasa bile kurumsal yapılarda böyle bir kurullar var.Ancak düşünüldüğü-istenildiği gibi işlev
yapmadıkları da açık.Bu kurulun
bireylerin hizmet verdiği kişi-kurumlar ile astlık-üstlük ilişkisi
yoktur.Tamamen bağımsız ve yapılan-üretilen çalışmalardan birebir (şahsi) maddi
ve manevi beklentisi olmamalıdır.
*Bu kurullar neler yapmalıdır?
Öncelikli olarak kurulu oluşturan bireylerin seçiminde özen
gösterilmelidir.
Daha sonra çalışma yapılacak işin-yerin-konunun tanımı
yapılmalıdır.Ondan sonra da kısa,orta ve uzun vadeli hedefler
belirlenmelidir.Bu hedefler için yapılacak çalışmalara öncülük yaparak üst
düzey verim sağlanmalıdır.Şehrimizde böyle bir çalışmanın büyük hizmetler
yapacağı kanaatindeyim.
Şunu tekrar etmekte fayda görüyorum.Bardağın dolu kısmını görmek
önemlidir ama ondan daha önemlisi boş kısmın nasıl doldurulacağını
görmektir.İşte bahsettiğim AKADEMİK KURULUN görevi bardağı tanımak,dolu ve boş
kısımlarını görmek ve boş kısmının nasıl doldurulacağı konusunda çözümler
üretmek.Hatta su fazla geliyorsa bunu önceden görüp istenilen sayı ve
özelliklerde ek bardaklar ihdas etmektir.
Aklın
ve bilimin önderliğinde yapılacak her iş başarılı olacaktır. Başarıyı sağlamak
için bir an önce T.S.O. AKADEMİK KURULU nu kurmamız gerekir.
“EĞİTİM” ÇALIŞMA GURUBU
İlçemizin eğitim potansiyeli bir çok
ilimizden daha ileri düzeyde olduğunu hepimiz biliyoruz. Şu an her ilde bir
üniversitemiz var. Lakin bundan 40-50 yıl öncesine yüksek Öğretim yapılan il
sayısı çok azken ilçelerde hemen hemen yoktu. Kdz.Ereğli’de ise 1970 li
yıllarda MESLEK YÜKSEK OKULU vardı. O dönemi yaşayanlar bu durumu çok iyi
bilir. Var olan Yüksek okul önce Gülüç’e sonrada Alaplı’ya taşındı.1980 li
yıllarda şehrimizdeki yüksek okul Hacettepe Üniversitesine bağlı eğitim veriyordu.
O yıllar Zonguldak’ta kurulması planlanan Üniversite Kampüsü için DELİHAKKI
civarı düşünülmüş. Lakin o günün şartlarında bu fırsatı değerlendiremedik.
Eğitim Fakültesinin kurulması ile ivme
kazanan YÜKSEK ÖĞRETİM kapasitemiz maalesef yeterli mesafeye ulaşamadı. ERDEMİR
özelleştirilirken lojmanlar bölgesi çok rahatlıkla şehrimize kazandırılabilecek
iken yine o fırsatı kaçırdık. Değişik zamanlarda ERDEMİR’in sözünü verdiği FAKÜLTE kurma işini de
maalesef gerçekleştiremedik.
Ülkemizde yüksek öğrenim gören öğrenci
sayısı şehir nüfuslarının yaklaşık % 10
nunu oluşturuyor.110.000 nüfusa sahip olan şehrimizde ortalama 10.000-11.000
öğrenci sayısı olması gerekirken bizim sayımız sadece 3000 civarındadır.2 yıl
önce Eğitim Fakültemiz formasyon eğitimi ile yaklaşık 1000 öğrenci ilave
olmuştu. Lakin bu eğitim sessiz sedasız Zonguldak
Merkez kampüsüne alındı. Hiç birimizin de sesi çıkmadı.
Şehir dışına taşınan Devlet
Hastanesinin arsası EĞİTİM KAMPÜSÜ olarak tahsis edildi.
Rektörlük-Belediye-T.S.O-Siyasi İrade arasındaki uyumsuzluk bizi, hedefimiz
olan 10.000 öğrencinin üzerine çıkmanın çok uzağına itti. Bir Turizm Fakültesi kurulması ile sesimiz soluğumuz
kesildi.
İşte tam bu noktada şehrin gerçek
sahibi olan EŞRAFI ayağa kaldırması gereken kurum Kdz.EREĞLİ T.S.O dır. Bunun
için aklın ve bilimin ışığında ORTAK AKIL üretmek vazifemizdir. Bu güne kadar
olduğu gibi Kdz.EREĞLİ T.S.O. nın sorumluluktan kaçma lüksü yoktur.
“ENDÜSTRİYEL
ALAN” ÇALIŞMA
GURUBU
(TERSANELER
BÖLGESİ)
Binlerce yıllık tarihi olan şehrimizin bir LİMAN ŞEHRİ
olduğunu hepimiz biliyoruz. Liman hizmetlerinin olduğu kadar tekne imalatının
yapıldığı da malumuzdur. Bu alt yapıya uygun olarak 2000 li yılların başında
5-6000 işçinin çalıştığı bir tersane kuruldu. Bir kaç yıl çalışan
tersanelerimiz daha sonra dünyadaki kriz nedeniyle işçiler çıkarıldı, makineler
sustu ve kapanma noktasına geldi.
Bu güne kadar yapılan çalışmalar ise TERSANELER BÖLGEMİZİ
ayağa kaldıramadı. Burada da maalesef ortak akıl üretemedik.Sadece Trabzon ve
Zonguldak için çıkarılan özel bir yasa ile kıyı şeridimiz “ENDÜSTRİYEL ALAN” olarak ilan edildi.
Çok hızlı bir şekilde oluşturulacak çalışma gurubu ,bu
yasanın bölgemize neleri kazandıracağı hesap edilerek gerekli adımları atmamız
lazım.Çalışma gurubunda konunun
uzmanları, profesyoneller, akademisyenler ve mutlaka T.S.O olmalıdır.
Yapılacak çalışma ile atıl durumdaki TERSANELER
BÖLGESİNİN aktif hale nasıl getirileceği ve ENDÜSTRİYEL BÖLGE olarak nelerin yapılabileceğini ortaya koyması
gerekir.
Dünya şirketi olan bir ERDEMİR şehrimizde var iken
SANAYİLEŞMENİN yollarını arayıp bulmalıyız.
“Kdz.Ereğli-Devrek
Karayolu” ÇALIŞMA
GURUBU
Yılan hikayesine dönen bir meselemiz
daha.2000 yılların başından yapım çalışmalarına başlanan bu yol maalesef hala
bitirilemedi. Kdz Ereğli-Devrek yolu hem ilçemiz hem de bölgemiz için çok
önemli. Şöyleki;
İstiklal Mücadelemizin deniz savaşının
merkezi olan Ereğli den Ankara’ya İç Anadolu’ya taşınan mühimmatların güzergahı
DEVREK-MENGEN-GEREDE-ANKARA YOLUDUR. Bu
demektir ki Kdz. EREĞLİ-ANKARA arası en kısa yol burası. Bu durumun doğal
sonuçlarını sıralarsak;
i-Şehrimizden Ankara’ya ulaşım yolu
olarak burası kullanılacak.
ii-Doğal sonuç
;Delihakkı-Subaşı-Çaylıoğlu-Devrek’e kadar olan arazilerin kıymeti çok çok
artacak.
iii-Ulaşım kolay olduğu için; Tarım ve
hayvancılık gelişebilecek.
iv-Yine ulaşımın kolaylığı sayesinde
doğal güzelliklere sahip olan bu bölgede EKO-TURİZM artacak.
v-Ulaşımı kolay olan bu bölgede;
Planlı-imarlı ve lüks yerleşim alanları yapılabilecek. Tabi ki tarım alanlarını ve çevreyi korumak şartı
ile.
vi-Bütün bunların yanında şehrin
ekonomisini artıracak çok önemli bir husus var ki sırf bunun için yol
bitirilmelidir.ANKARA OSTİM SANAYİLERİNİNİ dünya ile alış-verişi
KOCAELİ-DERİNCE limanı yerine Kdz Ereğli Limanından yapılabilecek. Çünkü;
Ankara-Ostim ile Kdz.Ereğli mesafesi
;280 km
Ankara-Ostim ile Derince mesafesi ;355 km.
Arada 75 km fark var bu da gidilecek
olan yolun yaklaşık ¼ eder ki nakliye maliyetini ciddi olarak düşürür. Otoban
ücreti de olmayacak.
İşte bu sayede Kdz Ereğli limanları
OSTİM’in dünyaya açılan penceresi olabilecek.
“Kdz.Ereğli-Devrek
Karayolu” ÇALIŞMA GURUBU bir an
önce kurulup çalışmaya başlamalıdır.
“O.S.B.”
ÇALIŞMA
GURUBU
Yine
çok eksik ve geri kaldığımız bir alan. Üstelik sanayi ve üretim kültürünün
olduğu bir bölge olmamıza rağmen.19 .yy lın ortalarından itibaren kömür çıkmaya
başlayan Kdz.Ereğli bölgesi Cumhuriyetimizin de ilk sanayi şehridir. İlk kömür
çıkan bölge olmamıza rağmen KARAELMASIMIZDAN SANAYİLEŞMEYE geçişi maalesef
sağlayamadık.1960 lı yıllarda kurulan ve bu gün bir dünya şirketi olan ERDEMİR
şehrimizde doğup bu günlere geldi. Şehrimizde ERDEMİR gibi bir dünya şirketi
var iken maalesef SANAYİLEŞMEDE yaya
kaldık. Erdemir’e bile yeterince tedarikçi olamadık.
Şu an
ikinci ve üçüncü ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİZİ hizmete koymamız gerekirken biz
yıllar önce kurulan OSB bile tam kapasite çalıştıramadık. Gerekçeleri her ne
olursa olsun 200-300 istihdamın sağlandığı OSB miz bu gün 1000 civarında
istihdam sağlıyor
.
Çok
çok gerilerde kaldığımız SANAYİLEŞME KONUMUZU masaya yatıracak ,sorunları ve
çözümleri ORTAK AKIL ile üretecek bir ÇALIŞMA GURUBUNA acil ihtiyaç vardır.
“SOSYAL
BARIŞ” ÇALIŞMA GURUBU
Atasözümüz
der ki “kavgalı evden kız alınmaz-veya kavgalı eve kız verilemez”. Her ikisi de
geçerlidir. Şehrimizde maalesef her ikisini de fazlasıyla yaşıyoruz. Devlete
olan saygımızdan olsa gerek “KAYAMAKAMLIK MAKAMI” ile pek fazla uğraşmıyoruz.
Lakin özverili görev yapmak isteyen kaymakamlarımızı yeterince
sahiplenmediğimiz de bir gerçek. Bu makamı hariç tuttuğumuzda diğer tüm
kurum ve kuruluşlar arasında sürekli bir
çekişme var. Bazılarında bu çekişme
noktasında kalmayıp kavga-hakarete vardığını da görüyoruz. Hatta “KAVGACILIĞI”
yaşam tarzı haline getirenlerimizin sayısı da az değil.
Bu
güne kadar gelmiş geçmiş tüm belediye başkanlarımızı incelediğimizde gördüğümüz
en önemli özellik ;Kurum içinde uyumsuzluk veya kurumlar arasında kavga.
Kurumsal olarak uyum içinde hizmet üreten ve kurumlar arasında kavga yapamayan
bir belediye hepimizin ortak arzusudur.
İktidarı
ve muhalefeti ile Siyasi partilerimizi ortak bir hedef etrafında
toplayamıyoruz. Son yıllarda böyle bir birlikteliği hiç yaşayamadık. Şehirlerin
yönetiminde aktif rol alan siyasi partilerde ;Bir birileri ile ortak hedef
birliği sağlanamadığı gibi siyasi gücü olan partilerimiz de kendi içlerinde bir
uyumlu değil.
Meslek
Odalarımız da ise durum hiç farklı değil .Seçilene kadar etrafımızı yıkıp
döktüğümüz için seçildikten sonra toparlamak mümkün olmuyor. Ve bu durum sürüp
gidiyor. Bundan da kazanan hiç kimse olmuyor.
S.T.K.
larda da durum aynı. En küçük bir dernek-vakıf kongrelerinde bile bu çatışmayı
görebiliyoruz.
Son
dönem Meclis üyesi olarak 4.5 yıl görev yaptığımız Kdz Ereğli T.S.O na BARIŞ
kelimesinin B harfi dahi uğramamış. Seçimler öncesi yapılan konuşmalar rafa
kaldırılıp BEYAZ BİR SAYFA açmak seçilen yönetimlerin yapması gereken İLK
ADIMDIR. Maalesef bunu göremedik. Çok kısa özetleyecek olursak;
i-Seçimlerin
hemen sonrasında “dörde üç kazandığınız bir seçim sonrası muhalefetten yönetime
üye alacak mısınız “ sorusuna verilen cevap NE MÜNASEBET OLURMU ÖYLE ŞEY diyen
bir Yönetim anlayışı daha ilk günden 21 Meclis üyesinin 9 unu dışlandı.
ii-Var
olan yönetimin 4 hedefinden biri olan ERDEMİR ile iyi ilişkiler kurmayı ilk
günden yerle bir ettiler.2 Meslek Gurubundan Meclise üye veren ERDEMİR
,temsilcisi vasıtası ile yönetimde görev aldığını beyan etmesine rağmen
YÖNETİME alınmayarak dışlanmıştır.
iii-2
yıldan sonra Yönetim Kurulu ile Başkanlık Divanı aynı fotoğraf karesi içine
girmez oldu. Meclis toplantılarında yapılan tartışmalar zaman zaman hakaretlere varan boyutlara
ulaştığı oldu.
iv-Yönetim
Kurulu kendi içinde kavga ederek bir üyenin görevi sona erdirildi.
v-Meclis
toplantılarında yapılan en ufak bir eleştiri hakarete varan cevaplara maruz
kaldı.
vi-Yönetim,
seçildiği ilk günlerde görev yapan Belediye Başkanı ile kavgalı, daha sonra
değişen ve yeni seçilen Belediye Balkanı ile bir barışık bir kavgalı.
viii-Yönetim
,seçildiği ilk günlerde görev yapan Milletvekili ile kavgalı, daha sonra
değişen ve yeni seçilen Milletvekili ile
de kavgalı.
Önce
TSO da sonrada şehirde barışı sağlayacak “SOSYAL BARIŞ” ÇALIŞMA
GURUBU şart.
“TURİZM-SPOR-KÜLTÜR”
ÇALIŞMA
GURUBU
Turizm,spor
ve kültür hizmetleri hizmet sektörünün ana başlıkları olup bu konuda da
şehrimizin üst düzeyde potansiyel gücü vardır.Bu üç sektör de eğitim sektörü
gibi bacasız fabrika olarak tanımlanır.İlçemizin var olan potansiyellerine kısaca bakalım.
Şehrimiz
sanayi şehri olarak bilinse de 4000 yıllık tarihi geçmişinin yanında doğal ve
beşeri güzelliklere sahiptir.Bakanlar Kurulu kararı ile de “İNANÇ TURİZMİ”
kapsamına alınan bir şehiriz.Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlere olan
yakınlığımız nedeni ile de günübirlik turlar için çok uygun bir
bölgeyiz.Hellenistik çağlardan başlayarak Roma ve Bizans dönemlerine ait sur
kalıntıları,Herakles Sarayı,su kanalları kalıntıları,kaleler gibi beşeri
eserlerin yanında ,mağaralar,şelaleler,vadiler ve küçük kumsalların olduğu kıyı
güzellikleri mevcuttur.Turizm değerlerimizin özelliklerini anlatmadan
isimlerini saymamız kafi gelecektir.
A-DOĞAL TURİSTİK
KAYNAKLARIMIZ
1-MAĞARALAR:
1-Cehennemağzı
mağaraları; a-Kilise Mağarasıb-Kocayusuf Mağarasıc-Ayazma Mağarasıd-Dördüncü
Mağaraii-Alayurt Mağaraları:.iii-Göleviç Mağaraları:
2-ŞELALELER
i-Göleviç
Şelalesi: ii-Güneşli Şelaleleri:
3-PLAJLAR ve YAT TURİZMİNE uygun MARİNA..
B-BEŞERİ TURİSTİK
DEĞERLERİMİZ
1-SUR KALINTILARI:i-Helenistik
döneme ait sur kalıntılar-Roma devri sur kalıntılarıiii-Bizans devri sur
kalıntıları
2-YAPILAR i-Herakles Sarayı.Şehir merkezi
Dikilidedir. ii-Ereğli Kalesi.Tescilli
Bizans Kalesidir.iii-Çeştepe Fener Kulesi iv-Ayasofya
Kilisesi: v-Bizans Kilisesi.Kalıntıları
vi-Kayabaşı sokağındaki “su sarnıcı”.
vii-Türk
devrine ait tescilli 23 adet yalı ve konak mevcuttur.Ayrıca 2 tane hamam bir
çok küçük tarihi çeşme ve antik kalıntılar mevcuttur.
3-FESTİVAL ve ÖZEL GÜNLER
i-1
Temmuz da kutlanan KAPOTAJ BAYRAMI ii-8
Kasım Uzun Mehmet i anma töreni iii-18
Haziran Çilek Festivali iv-Temmuzun
ilk haftası Kültür Sanat Festivali v-Kasım
ayında düzenlenen Hamsi festivali.
20.yüzyılın
başından beri atletizm,futbol,tenis,basket ,voleybol,güreş,deniz
sporları(yelken-sörf) gibi sporun hemen her branşında bölge ve ülke genelinde
bir çok başarılı sporcu yetiştiren şehir günümüz teknolojisine uygun
tesislerine ihtiyaç duymaktadır. Gelecek vaat eden bir çok gencimizi
yetiştirmek ve bölgesel,ulusal hatta uluslar arası turnuvalara ev sahipliği
yapabilecek insan gücüne sahibiz.Turizm,spor ve kültür etkinlikleri için hızlı
ve planlı bir şekilde konaklama tesislerine ihtiyaç var.
Yeni kurulan TURİZM
FAKÜLTESİ ile uyum içinde çalışacak “TURİZM-SPOR-KÜLTÜR” ÇALIŞMA
GURUBUNUN şehrimize katacağı çok şey vardır.
“ARSA
ÜRETİMİ-YENİ YERLEŞİM ALANLARI ” ÇALIŞMA GURUBU
4000 yıllık geçmişi olup
Hellenistik dönemden Roma ve Bizans
dönemine oradan da Osmanlı ve
Cumhuriyete kadar kadim bir geçmişe sahip olan şehrimiz konut ve işyeri
binaları olarak çok gerilerde ve ilkel bir durumda kaldı.1960 lı yıllara kadar
nüfusu 7-8 bine ulaşmayan şehrimiz son 50 yılda 110 bin nüfusa çok hızlı
ulaşınca alt yapı ve imar eksikliği gün yüzüne çıkmış oldu.
Şehrin ekonomisini en kısa ve hızlı bir şekilde hareketlendirecek olan
sektör her zaman İNŞAAT SEKTÖRÜDÜR. Bu
konuda yeni seçilecek YÖNETİM en kısa sürede üniversitelerle ortak bir mastır
çalışması yaparak şehir yeniden inşa edilmelidir.
Şehrimizin geleceğini planlamak için en az 20.000 konutluk arsa üretimi
yapılmak zorunda.Bu hem şehir merkezini rahatladır hem de planlı bir yerleşim
sahibi oluruz.Zaten gelişmiş ülkelerde iş ve alışveriş alanları ayrı, konut
alanları da şehrin dışında olur.Delihakkı-Subaşı-Kızılcapınar bölgesinin tarıma
elverişsiz bölgeleri bu amaç için değerlendirilebilir.
Misal ;XXX mahallesinde bir kaç bin dönüm arazi üzerinde 2-3-4
katlı bahçe nizamlı evlerin NAZIM PLANLARI yapılsa.Sonra da
elektrik-su-kanalizasyon-telefon-internet-doğalgaz gibi tüm alt yapı
çalışmaları hazırlanıp yatırımcılara sunulsa.Hatta inşaatlar yapılmadan çevre
düzenlemesi ile peyzaj çalışmaları da yapılmış olsa. O bölgenin alt yapısı da
yapıldıktan sonra uygulama aşamasına geçilse. Bu tür çalışmalar BALI,PENÇES,SARIKORKMAZ,
KEPEZ,ÖREN-DELİHAKKI-SUBAŞI vd.bölgelerin özelliklerine göre planlansa.
Sadece misal olarak gösterdiğim bölgelerin birinde ARSA ÜRETİMİ
yapılabilse. Bu binlerce daire ve bir çok
modern iş yeri demektir. Kdz.Ereğlinin sosyo-ekonomik yapısı bu projeyi
taşıyacak düzeyde olup şehir ekonomisini de uzun yıllar ayakta tutar.
Arsa
üretimi ve yeni yerleşim alanları oluşturmak gelişimin ve modern
belediyeciliğin özelliklerindendir.Bu konuda T.S.O sı “ARSA
ÜRETİMİ-YENİ YERLEŞİM ALANLARI ” ÇALIŞMA GURUBUNA çok iş düşüyor.
“KENTSEL
DÖNÜŞÜM” ÇALIŞMA GURUBU
Şehirleri
yönetenler ve yönlendirenler günlük işlerin yanında geleceği de planlamak
zorundadırlar. Buradaki gelecekten bahsettiğim süre en azından 10-25 hatta 50
yıllık süreleri kapsamalıdır.Ve bu planlamalar yapılırken işin uzmanlarından
gerekli bilgiler alınarak yapılırsa başarılı olunur. Kdz.Ereğlide yaşayan bir
vatandaş olarak bu güne kadar bu ve benzeri planlamaların yapıl(a)madığını
görüyorum maalesef.Yine de düşüncelerimi paylaşmak isterim.
*Osmanlı
döneminde kurulan 135 yıllık bir belediyeye sahibiz.
*Yine
Osmanlı döneminde kurulan(1894) 122
yıllık ticaret-ziraat odası olan bir şehirde yaşıyoruz.
*1848
de kurulan Ereğli Kömür İşletmesi (EKİ) ,
*1964
de de ERDEMİR in kurulduğu bir şehirden bahsediyoruz.
Bütün
bu özelliklere sahip olan şehrimiz 1960 lı yıllara kadar 8-10.000 nüfusu olan
bir BALIKÇI KASABASI idi.Bu gün ise nüfusu 100.000 geçen bir SANAYİ KENTİ
olmaya gayret eden şehirden
bahsediyoruz.
Teknik
terimleri bilemem ama belediyelerin 1/5000 lik “nazım imar” planları, 1/1000 lik “uygulama imar planları”
olduğunu biliriz.10 bin nüfustan 100 bin nüfusa geçerken ya planlama yapılmamış
ya da yapılan planlamaya uyulmamış.Şehir merkezinden çevre mahallelere kadar
çarpık bir yerleşime sahibiz.Şehir merkezinde evler bitişik, sokak ve caddeler
araç trafiğine uygun değil.Biraz çevreye gidildiğinde ise araçların
yol-kenarlarında park ettiği eciş bücüş bina ve
apartmanlarla dolu.
Merkezi yönetim ve Çevre-Şehircilik Bakanlığı DİKEY mimariden YATAY
mimariye geçilmesi gerektiğini söylüyor.Kdz.Ereğli olarak hem şehir merkezinde KENTSEL DÖNÜŞÜM
çalışması hem de çevre mahallelerde yatay mimari ile arsa üretimi yapılmalıdır.
EKİM 2017 Kdz.EREĞLİ

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder