28 Ekim 2017 Cumartesi

Kdz.EREĞLİ T.S.O. NASIL OLMALIDIR ?



EKİM 2017


Kdz.EREĞLİ T.S.O nın ;


A-Olması gereken şekli,
B-Çalışma düzeni
   C-Ve projeler.

T.S.O Meclis üyelerinin  4 yıllık görev süresi sona erdi. Önümüzdeki günlerde yapılacak ORGAN SEÇİMLERİ ile YENİ YÖNETİM belli olacak.
Yapılacak seçimlerin iki çok önemli özelliği var;
1-4 yılda TSO Genel Sekreterliğinin görevleri haricinde iş üretmeyen ve son iki dönemdeki yönetimin MİSYONUNU üstlenen bir YÖNETİM gördük. Bu yönetim mutlaka değişmeli.
2-3 Dönemdir aynı zihniyetin yönettiği TSO sının ŞEHRİMİZE 4 yıl daha kaybettirme lüksü yoktur.
Bu nedenledir ki yönetim her hâlükârda değişmelidir. Değişimin yolu da ORTAK AKILDIR. Ortak AKIL üreten ,hiç kimsenin kurşun askeri olmayan, vizyon sahibi ve projeleri olan üyelerin oluşturduğu bir MECLİS bu değişimi gerçekleştirebilir.
Oda Muamelat Yönetmeliği
.
1-Olağan ve olağanüstü toplantılar         Madde 17                               2-Olağan ve olağanüstü toplantılar         Madde  26
3-İstatistik düzenlenmesi                        Madde 44                               4-Örf, adet ve teamüller                         Madde 46
5-Örf, adet ve teamüller                         Madde 47                               6-Hakem veya hakem heyeti                  Madde 50
7-Tahkime başvurma ve itiraz                Madde 51                               8- Meclisin bilgi edinme ve denetim      Madde 79
9- Komisyonlar                                      Madde 80                               10-Oda ve borsalar arası ilişki               Madde 81
.
Dr.Mustafa Naci YALÇINKAYA
                                                                                                        Kdz.Ereğli T.S.O Meclis Üyesi








OLMASI GEREKEN ŞEKİL;

Öncelikle TSO sı kendini tanıması gerekir. Bunun için ;

1-Bir S.T.K olan Kdz EREĞLİ  T.S.O. nın şehrimizin yönetimindeki yerini iyi bilmesi gerekir. Bir şehrin yönetiminde 3 temel makam vardır. Bunlardan birincisi atanmış bürokrat olan vali-kaymakamlık makamıdır. Belirli bir süresi olmamakla birlikte en fazla birkaç yıl görev yaparlar. Daha sonra başka bir göreve atanırlar. İkincisi Belediye Başkanlığı makamıdır ki belirli bir süreliğine (5 yıl gibi) halk tarafından seçilir. Halkın sevgisini güvenini kazanırlarsa göreve devam ederler. Üçüncüsü ve en önemlisi  şehrin EŞRAFIDIR. Bu terimin günümüzdeki karşılığı ise TSO-Meslek Odalarıdır. Ve içlerinde en önemli ve belirleyici olan TSO lardır. Çünkü şehrin ticaret hayatını yönlendiren onlardır da ondan. Ve görevleri hiçbir zaman bitmez. Ticaretin içinde aktif olmasalar da ömür boyu devam eder. Sadece kendi içlerinden seçtikleri  TEMSİLCİLER değişir.
TSO yönetimine talip olan tüm üyeler bu hususu iyi bilmelidir. Gücünü bilmeyenden icraat beklemek anlamsızdır.

2-TSO üyelerinin her birinin özellikleri bilinmelidir;
Kurumsal olarak gücünü ve önemini kavramış bir TSO nun asıl gücü ÜYELERİNİN güçlerinin oluşturacağı sinerjidir. Nasıl ki kurumsal kimliği olan Üniversiteler, Spor Kulüpleri, Siyasi partiler,Şirketler,STK lar statü  olarak ortak bir yapıya sahiptirler. Kurumsal yapıyı oluşturan paydaşların farklılığından Üniversitelerin kaliteleri, spor kulüplerinin lig sıralaması, Siyasi Partilerin iktidar-muhalefet olmalarını ,STK larında etkinliğini belirliyorsa TSO larda üyelerinin bilgi-eğitim-donanım-kültürel yapı-ekonomik güç-insan gücü gibi özellikleri ile güçlü olurlar. İşte bu gücü ortaya çıkarmak ise üyelerin özelliklerini bilmek ile olur.



ÇALIŞMA DÜZENİ;

1-Meclis üyeleri-Başkanlık Divanı-Yönetim Kurulu ve Meslek Komitelerinin uyum içinde olması gerekir. Uyum içinde olmak demek herkes aynı şeyi söyleyecek demek değildir. Tam tersi, herkes fikrini söyleyecek. Yapılması gerekenler-yapılmaması gerekenler meşru zeminlerde tartışılacak ve ORTAK AKIL gereği bir karara varılacak. Uyumdan anladığımız budur.
2-Rutin olan Genel Sekreterlik hizmetleri verilirken “HİZMET VEREN “ olunmalıdır. TSO üyeleri herhangi bir işi için kurumun kapısından içeri girdikleri andan itibaren kendilerini “ev sahibi” hissetmeleri gerekir. Klasik “yüksekten bakan memur-bürokrat” yaklaşımı olmamalıdır. 
3-İletişim teknolojisini kullanarak üyeler ile yönetim arasında 7/24/365 aktif bağlantı olmalıdır. Bu sistemin detayları farklılık içerse de asıl amaç ÜYE-ODA arasındaki interaktif çalışma ortamının sağlanmasıdır.
4- Meclis-Meslek komiteleri-Başkanlık Divanı-Yönetim kurulu üyeleri arasındaki iletişim süreklilik arz etmeli. Ve ORTAK AKIL ile planlanan hedeflere ulaşılmalıdır.
5-Kdz.Ereğlinin en önemli STK olan T.S.O. bu sorumluluğu gereği ilçemizdeki ;
i-Siyasi Partileri     
ii-Sendikaları    
iii-Meslek Odalarını   
vi-Vakıfları           
v-Dernekleri         
vi-Medya Kuruluşlarını
vii-Kanaat Önderlerini  bir araya getirerek ORTAK AKIL oluşmalı. Sorunlar tespit edilerek çözümler üretilmelidir.


Ve PROJELER

Projeler kısa-orta-uzun vadeli olarak tespit edilmelidir.
Meclis Organ seçimleri bittikten hemen sonra yapılması gerekenler;
1-Meslek komiteleri asil ve yedek üyeleri dahil 100 kişi ile ilk toplantıyı gerçekleştirmek.
i-Her üye için; Çalışma alanı, eğitimi, çalışmak istediği komisyon vb bilgileri toplamak.
ii-İletişim bilgileri ve ayırabileceği zamanı öğrenmek.
iii-Kısa ,orta ve uzun vadeli istekleri-beklentilerini öğrenmek.
2-Şehrimizdeki çalışma paydaşları ile toplantı yapmak. Bunlar;
      i-Siyasi partiler       ii-Sendikalar           iii-Meslek Odaları
      iv-Dernek-vakıflar      v-Medya kuruluşları     vi-Kanaat Önderleri
vii-Diğer STK lar. Yapılacak toplantılarda oluşturulacak ÇALIŞMA GURUPLARININ hangilerinde aktif olacakları ,katkıları tespit edilecek.
3-İlk meclis toplantısını meslek komite üyeleri ile beraber yapmak. Burada ;
      i-Çalışma guruplarını
      ii-Kısa-orta-uzun vadeli hedefleri ve planlamalar belirlenmeli.
      iii-Çalışma guruplarına girecek üyeler belirlenmeli.
4-Çalışma Gurupları olarak ;(SAYILARI ARTIRILMALIDIR)
i-T.S.O sı AKADEMİK KURULU
ii-T.S.O. AKİL İNSANLAR KURULU
iii-Eğitim Kampüsü
      iv-Tersaneler bölgesi için “ENDÜSTRİYEL ALAN” çalışması.
      v-Kdz.Ereğli-Devrek Karayolunun bitirilmesi.
      vi-O.S.B nin durum tespiti ve tam kapasiteye ulaşmasını sağlamak.
vii-Başta Kaymakamlık-Belediye ve Erdemir  olmak üzere kurumlar arası sosyal iletişimi ve barışı sağlamak .
viii-Turizm potansiyeli tespit çalışma gurubu.
ix-Arsa üretimi ve yeni yerleşim alanları oluşturmak.
x-Kentsel dönüşümün masaya yatırılması.



 T.S.O. AKİL İNSANLAR KURULU

Kdz.EREĞLİ’mize sahip çıkacak,
Şehri iyi analiz edecek,
Sorunlara çözüm üretecek,
Geleceği planlarken aktif destek olacak;
Aklı ile     
Bilgisi ile,
İlmi ile,
İrfanı ile,
Çalışkanlığı ile,
Dürüstlüğü ile,
Güvenilirliği ile,
Yaptıkları ile ,
Örnek olacak
Vizyon sahibi,
Misyon sahibi,
Üretken,
Göründüğü gibi olan,olduğu gibi görünen …..
Ve yapılan işler için herhangi bir ücret veya makam talep etmeyen,
İnsanlarımızın bir araya gelmesi gerekir.
Bu kurulun doğal üyeleri arasında daha önce TSO Meclis Başkanlığı ,Yönetim Kurulu Başkanlığı ,Belediye Başkanlığı,Milletvekilliği yapanlar da olmalıdır.



T.S.O. AKADEMİK  KURULU

En küçük birim olan “Aile”den “Birleşmiş Milletler”e kadar her yerde yöneten ve yönetilenler vardır.Yöneten olmak bir çok insan için büyük hedeftir.Ancak o iş o kadar da kolay değildir.Askerlik yapanlar bilir.En rahat iş “er”olmaktır.Çünkü yükümlülüğü sadece size verilen işi yapmaktır.Hatta yapılan işin eksik olmasından bile tam olarak sorumlu değildir.Zor olan”yönetmektir”.Bu zorluk dolaylı-dolaysız yönetilen insan sayısı ile doğru orantılı olarak artar.Zorluklar artınca yönetimin daha sağlıklı ve doğru olabilmesi için sorumluluğun paylaşımına gidilir.
İşte bu noktada AKADEMİK KURULLAR gündeme gelir.Bildiğimiz kadarı ile isim aynı olmasa bile kurumsal yapılarda  böyle bir kurullar  var.Ancak düşünüldüğü-istenildiği gibi işlev yapmadıkları da açık.Bu  kurulun bireylerin hizmet verdiği kişi-kurumlar ile astlık-üstlük ilişkisi yoktur.Tamamen bağımsız ve yapılan-üretilen çalışmalardan birebir (şahsi) maddi ve manevi beklentisi olmamalıdır.
*Bu kurullar neler yapmalıdır?
Öncelikli olarak kurulu oluşturan bireylerin seçiminde özen gösterilmelidir.
Daha sonra çalışma yapılacak işin-yerin-konunun tanımı yapılmalıdır.Ondan sonra da kısa,orta ve uzun vadeli hedefler belirlenmelidir.Bu hedefler için yapılacak çalışmalara öncülük yaparak üst düzey verim sağlanmalıdır.Şehrimizde böyle bir çalışmanın büyük hizmetler yapacağı kanaatindeyim.
Şunu tekrar etmekte fayda görüyorum.Bardağın dolu kısmını görmek önemlidir ama ondan daha önemlisi boş kısmın nasıl doldurulacağını görmektir.İşte bahsettiğim AKADEMİK KURULUN görevi bardağı tanımak,dolu ve boş kısımlarını görmek ve boş kısmının nasıl doldurulacağı konusunda çözümler üretmek.Hatta su fazla geliyorsa bunu önceden görüp istenilen sayı ve özelliklerde ek bardaklar ihdas etmektir.
Aklın ve bilimin önderliğinde yapılacak her iş başarılı olacaktır. Başarıyı sağlamak için bir an önce T.S.O. AKADEMİK  KURULU nu kurmamız gerekir.



“EĞİTİM” ÇALIŞMA GURUBU

İlçemizin eğitim potansiyeli bir çok ilimizden daha ileri düzeyde olduğunu hepimiz biliyoruz. Şu an her ilde bir üniversitemiz var. Lakin bundan 40-50 yıl öncesine yüksek Öğretim yapılan il sayısı çok azken ilçelerde hemen hemen yoktu. Kdz.Ereğli’de ise 1970 li yıllarda MESLEK YÜKSEK OKULU vardı. O dönemi yaşayanlar bu durumu çok iyi bilir. Var olan Yüksek okul önce Gülüç’e sonrada Alaplı’ya taşındı.1980 li yıllarda şehrimizdeki yüksek okul Hacettepe Üniversitesine bağlı eğitim veriyordu. O yıllar Zonguldak’ta kurulması planlanan Üniversite Kampüsü için DELİHAKKI civarı düşünülmüş. Lakin o günün şartlarında bu fırsatı değerlendiremedik.
Eğitim Fakültesinin kurulması ile ivme kazanan YÜKSEK ÖĞRETİM kapasitemiz maalesef yeterli mesafeye ulaşamadı. ERDEMİR özelleştirilirken lojmanlar bölgesi çok rahatlıkla şehrimize kazandırılabilecek iken yine o fırsatı kaçırdık. Değişik zamanlarda ERDEMİR’in  sözünü verdiği FAKÜLTE kurma işini de maalesef gerçekleştiremedik.
Ülkemizde yüksek öğrenim gören öğrenci sayısı şehir nüfuslarının  yaklaşık % 10 nunu oluşturuyor.110.000 nüfusa sahip olan şehrimizde ortalama 10.000-11.000 öğrenci sayısı olması gerekirken bizim sayımız sadece 3000 civarındadır.2 yıl önce Eğitim Fakültemiz formasyon eğitimi ile yaklaşık 1000 öğrenci ilave olmuştu. Lakin bu eğitim  sessiz sedasız Zonguldak Merkez kampüsüne alındı. Hiç birimizin de sesi çıkmadı.
Şehir dışına taşınan Devlet Hastanesinin arsası EĞİTİM KAMPÜSÜ olarak tahsis edildi. Rektörlük-Belediye-T.S.O-Siyasi İrade arasındaki uyumsuzluk bizi, hedefimiz olan 10.000 öğrencinin üzerine çıkmanın çok uzağına itti. Bir Turizm  Fakültesi kurulması ile sesimiz soluğumuz kesildi.
İşte tam bu noktada şehrin gerçek sahibi olan EŞRAFI ayağa kaldırması gereken kurum Kdz.EREĞLİ T.S.O dır. Bunun için aklın ve bilimin ışığında ORTAK AKIL üretmek vazifemizdir. Bu güne kadar olduğu gibi Kdz.EREĞLİ T.S.O. nın sorumluluktan kaçma lüksü yoktur.



“ENDÜSTRİYEL ALAN” ÇALIŞMA GURUBU
(TERSANELER BÖLGESİ)
Binlerce yıllık tarihi olan şehrimizin bir LİMAN ŞEHRİ olduğunu hepimiz biliyoruz. Liman hizmetlerinin olduğu kadar tekne imalatının yapıldığı da malumuzdur. Bu alt yapıya uygun olarak 2000 li yılların başında 5-6000 işçinin çalıştığı bir tersane kuruldu. Bir kaç yıl çalışan tersanelerimiz daha sonra dünyadaki kriz nedeniyle işçiler çıkarıldı, makineler sustu ve   kapanma noktasına geldi.

Bu güne kadar yapılan çalışmalar ise TERSANELER BÖLGEMİZİ ayağa kaldıramadı. Burada da maalesef ortak akıl üretemedik.Sadece Trabzon ve Zonguldak için çıkarılan özel bir yasa ile kıyı şeridimiz  “ENDÜSTRİYEL ALAN” olarak ilan edildi.

Çok hızlı bir şekilde oluşturulacak çalışma gurubu ,bu yasanın bölgemize neleri kazandıracağı hesap edilerek gerekli adımları atmamız lazım.Çalışma gurubunda konunun  uzmanları, profesyoneller, akademisyenler ve mutlaka T.S.O olmalıdır. Yapılacak çalışma ile atıl durumdaki TERSANELER BÖLGESİNİN aktif hale nasıl getirileceği ve ENDÜSTRİYEL BÖLGE olarak nelerin yapılabileceğini ortaya koyması gerekir.

Dünya şirketi olan bir ERDEMİR şehrimizde var iken SANAYİLEŞMENİN yollarını arayıp bulmalıyız.


“Kdz.Ereğli-Devrek Karayolu” ÇALIŞMA GURUBU

Yılan hikayesine dönen bir meselemiz daha.2000 yılların başından yapım çalışmalarına başlanan bu yol maalesef hala bitirilemedi. Kdz Ereğli-Devrek yolu hem ilçemiz hem de bölgemiz için çok önemli. Şöyleki;
İstiklal Mücadelemizin deniz savaşının merkezi olan Ereğli den Ankara’ya İç Anadolu’ya taşınan mühimmatların güzergahı DEVREK-MENGEN-GEREDE-ANKARA  YOLUDUR. Bu demektir ki Kdz. EREĞLİ-ANKARA arası en kısa yol burası. Bu durumun doğal sonuçlarını sıralarsak;
i-Şehrimizden Ankara’ya ulaşım yolu olarak burası kullanılacak.
ii-Doğal sonuç ;Delihakkı-Subaşı-Çaylıoğlu-Devrek’e kadar olan arazilerin kıymeti çok çok artacak.
iii-Ulaşım kolay olduğu için; Tarım ve hayvancılık gelişebilecek.
iv-Yine ulaşımın kolaylığı sayesinde doğal güzelliklere sahip olan bu bölgede EKO-TURİZM artacak.
v-Ulaşımı kolay olan bu bölgede; Planlı-imarlı ve lüks yerleşim alanları yapılabilecek. Tabi ki  tarım alanlarını ve çevreyi korumak şartı ile.
vi-Bütün bunların yanında şehrin ekonomisini artıracak çok önemli bir husus var ki sırf bunun için yol bitirilmelidir.ANKARA OSTİM SANAYİLERİNİNİ dünya ile alış-verişi KOCAELİ-DERİNCE limanı yerine Kdz Ereğli Limanından yapılabilecek. Çünkü;
Ankara-Ostim ile Kdz.Ereğli mesafesi ;280 km
Ankara-Ostim ile Derince mesafesi    ;355 km.
Arada 75 km fark var bu da gidilecek olan yolun yaklaşık ¼ eder ki nakliye maliyetini ciddi olarak düşürür. Otoban ücreti de olmayacak.
İşte bu sayede Kdz Ereğli limanları OSTİM’in dünyaya açılan penceresi olabilecek.
“Kdz.Ereğli-Devrek Karayolu” ÇALIŞMA GURUBU bir an önce kurulup çalışmaya başlamalıdır.


“O.S.B.” ÇALIŞMA GURUBU

Yine çok eksik ve geri kaldığımız bir alan. Üstelik sanayi ve üretim kültürünün olduğu bir bölge olmamıza rağmen.19 .yy lın ortalarından itibaren kömür çıkmaya başlayan Kdz.Ereğli bölgesi Cumhuriyetimizin de ilk sanayi şehridir. İlk kömür çıkan bölge olmamıza rağmen KARAELMASIMIZDAN SANAYİLEŞMEYE geçişi maalesef sağlayamadık.1960 lı yıllarda kurulan ve bu gün bir dünya şirketi olan ERDEMİR şehrimizde doğup bu günlere geldi. Şehrimizde ERDEMİR gibi bir dünya şirketi var iken maalesef  SANAYİLEŞMEDE yaya kaldık. Erdemir’e bile yeterince tedarikçi olamadık.

Şu an ikinci ve üçüncü ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİZİ hizmete koymamız gerekirken biz yıllar önce kurulan OSB bile tam kapasite çalıştıramadık. Gerekçeleri her ne olursa olsun 200-300 istihdamın sağlandığı OSB miz bu gün 1000 civarında istihdam sağlıyor
.
Çok çok gerilerde kaldığımız SANAYİLEŞME KONUMUZU masaya yatıracak ,sorunları ve çözümleri ORTAK AKIL ile üretecek bir ÇALIŞMA GURUBUNA acil ihtiyaç vardır.







“SOSYAL BARIŞ” ÇALIŞMA GURUBU

Atasözümüz der ki “kavgalı evden kız alınmaz-veya kavgalı eve kız verilemez”. Her ikisi de geçerlidir. Şehrimizde maalesef her ikisini de fazlasıyla yaşıyoruz. Devlete olan saygımızdan olsa gerek “KAYAMAKAMLIK MAKAMI” ile pek fazla uğraşmıyoruz. Lakin özverili görev yapmak isteyen kaymakamlarımızı yeterince sahiplenmediğimiz de bir gerçek. Bu makamı hariç tuttuğumuzda diğer tüm kurum  ve kuruluşlar arasında sürekli bir çekişme  var. Bazılarında bu çekişme noktasında kalmayıp kavga-hakarete vardığını da görüyoruz. Hatta “KAVGACILIĞI” yaşam tarzı haline getirenlerimizin sayısı da az değil.
Bu güne kadar gelmiş geçmiş tüm belediye başkanlarımızı incelediğimizde gördüğümüz en önemli özellik ;Kurum içinde uyumsuzluk veya kurumlar arasında kavga. Kurumsal olarak uyum içinde hizmet üreten ve kurumlar arasında kavga yapamayan bir belediye hepimizin ortak arzusudur.
İktidarı ve muhalefeti ile Siyasi partilerimizi ortak bir hedef etrafında toplayamıyoruz. Son yıllarda böyle bir birlikteliği hiç yaşayamadık. Şehirlerin yönetiminde aktif rol alan siyasi partilerde ;Bir birileri ile ortak hedef birliği sağlanamadığı gibi siyasi gücü olan partilerimiz de kendi içlerinde bir uyumlu değil. 
Meslek Odalarımız da ise durum hiç farklı değil .Seçilene kadar etrafımızı yıkıp döktüğümüz için seçildikten sonra toparlamak mümkün olmuyor. Ve bu durum sürüp gidiyor. Bundan da kazanan hiç kimse olmuyor.
S.T.K. larda da durum aynı. En küçük bir dernek-vakıf kongrelerinde bile bu çatışmayı görebiliyoruz.
Son dönem Meclis üyesi olarak 4.5 yıl görev yaptığımız Kdz Ereğli T.S.O na BARIŞ kelimesinin B harfi dahi uğramamış. Seçimler öncesi yapılan konuşmalar rafa kaldırılıp BEYAZ BİR SAYFA açmak seçilen yönetimlerin yapması gereken İLK ADIMDIR. Maalesef bunu göremedik. Çok kısa özetleyecek olursak;
i-Seçimlerin hemen sonrasında “dörde üç kazandığınız bir seçim sonrası muhalefetten yönetime üye alacak mısınız “ sorusuna verilen cevap NE MÜNASEBET OLURMU ÖYLE ŞEY diyen bir Yönetim anlayışı daha ilk günden 21 Meclis üyesinin 9 unu dışlandı.
ii-Var olan yönetimin 4 hedefinden biri olan ERDEMİR ile iyi ilişkiler kurmayı ilk günden yerle bir ettiler.2 Meslek Gurubundan Meclise üye veren ERDEMİR ,temsilcisi vasıtası ile yönetimde görev aldığını beyan etmesine rağmen YÖNETİME alınmayarak dışlanmıştır.
iii-2 yıldan sonra Yönetim Kurulu ile Başkanlık Divanı aynı fotoğraf karesi içine girmez oldu. Meclis toplantılarında yapılan tartışmalar  zaman zaman hakaretlere varan boyutlara ulaştığı oldu.
iv-Yönetim Kurulu kendi içinde kavga ederek bir üyenin görevi sona erdirildi.
v-Meclis toplantılarında yapılan en ufak bir eleştiri hakarete varan cevaplara maruz kaldı.
vi-Yönetim, seçildiği ilk günlerde görev yapan Belediye Başkanı ile kavgalı, daha sonra değişen ve yeni seçilen Belediye Balkanı ile bir barışık bir kavgalı.
viii-Yönetim ,seçildiği ilk günlerde görev yapan Milletvekili ile kavgalı, daha sonra değişen ve yeni seçilen Milletvekili  ile de  kavgalı.
Önce TSO da sonrada şehirde barışı sağlayacak “SOSYAL BARIŞ” ÇALIŞMA GURUBU şart.


“TURİZM-SPOR-KÜLTÜR” ÇALIŞMA GURUBU
Turizm,spor ve kültür hizmetleri hizmet sektörünün ana başlıkları olup bu konuda da şehrimizin üst düzeyde potansiyel gücü vardır.Bu üç sektör de eğitim sektörü gibi bacasız fabrika olarak tanımlanır.İlçemizin var olan potansiyellerine  kısaca bakalım.
Şehrimiz sanayi şehri olarak bilinse de 4000 yıllık tarihi geçmişinin yanında doğal ve beşeri güzelliklere sahiptir.Bakanlar Kurulu kararı ile de “İNANÇ TURİZMİ” kapsamına alınan bir şehiriz.Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlere olan yakınlığımız nedeni ile de günübirlik turlar için çok uygun bir bölgeyiz.Hellenistik çağlardan başlayarak Roma ve Bizans dönemlerine ait sur kalıntıları,Herakles Sarayı,su kanalları kalıntıları,kaleler gibi beşeri eserlerin yanında ,mağaralar,şelaleler,vadiler ve küçük kumsalların olduğu kıyı güzellikleri mevcuttur.Turizm değerlerimizin özelliklerini anlatmadan isimlerini saymamız kafi gelecektir.
A-DOĞAL TURİSTİK KAYNAKLARIMIZ
1-MAĞARALAR:
1-Cehennemağzı mağaraları; a-Kilise Mağarasıb-Kocayusuf Mağarasıc-Ayazma Mağarasıd-Dördüncü Mağaraii-Alayurt Mağaraları:.iii-Göleviç Mağaraları:
 2-ŞELALELER
i-Göleviç Şelalesi: ii-Güneşli Şelaleleri:
 3-PLAJLAR ve YAT TURİZMİNE uygun MARİNA..
B-BEŞERİ TURİSTİK DEĞERLERİMİZ
 1-SUR KALINTILARI:i-Helenistik döneme ait sur kalıntılar-Roma devri sur kalıntılarıiii-Bizans devri sur kalıntıları
2-YAPILAR     i-Herakles Sarayı.Şehir merkezi Dikilidedir.    ii-Ereğli Kalesi.Tescilli Bizans Kalesidir.iii-Çeştepe Fener Kulesi     iv-Ayasofya Kilisesi:    v-Bizans Kilisesi.Kalıntıları vi-Kayabaşı sokağındaki “su sarnıcı”.
vii-Türk devrine ait tescilli 23 adet yalı ve konak mevcuttur.Ayrıca 2 tane hamam bir çok küçük tarihi çeşme ve antik kalıntılar mevcuttur.
         3-FESTİVAL ve ÖZEL GÜNLER
i-1 Temmuz da kutlanan KAPOTAJ BAYRAMI ii-8 Kasım Uzun Mehmet i anma töreni            iii-18 Haziran Çilek Festivali            iv-Temmuzun ilk haftası Kültür Sanat Festivali           v-Kasım ayında düzenlenen Hamsi festivali.
20.yüzyılın başından beri atletizm,futbol,tenis,basket ,voleybol,güreş,deniz sporları(yelken-sörf) gibi sporun hemen her branşında bölge ve ülke genelinde bir çok başarılı sporcu yetiştiren şehir günümüz teknolojisine uygun tesislerine ihtiyaç duymaktadır. Gelecek vaat eden bir çok gencimizi yetiştirmek ve bölgesel,ulusal hatta uluslar arası turnuvalara ev sahipliği yapabilecek insan gücüne sahibiz.Turizm,spor ve kültür etkinlikleri için hızlı ve planlı bir şekilde konaklama tesislerine ihtiyaç var.
Yeni kurulan TURİZM FAKÜLTESİ ile uyum içinde çalışacak “TURİZM-SPOR-KÜLTÜR” ÇALIŞMA GURUBUNUN şehrimize katacağı çok şey vardır.


 “ARSA ÜRETİMİ-YENİ YERLEŞİM ALANLARI ” ÇALIŞMA GURUBU
4000  yıllık geçmişi olup Hellenistik dönemden Roma  ve Bizans dönemine  oradan da Osmanlı ve Cumhuriyete kadar kadim bir geçmişe sahip olan şehrimiz konut ve işyeri binaları olarak çok gerilerde ve ilkel bir durumda kaldı.1960 lı yıllara kadar nüfusu 7-8 bine ulaşmayan şehrimiz son 50 yılda 110 bin nüfusa çok hızlı ulaşınca alt yapı ve imar eksikliği gün yüzüne çıkmış oldu.
Şehrin ekonomisini en kısa ve hızlı bir şekilde hareketlendirecek olan sektör her zaman   İNŞAAT SEKTÖRÜDÜR. Bu konuda yeni seçilecek YÖNETİM en kısa sürede üniversitelerle ortak bir mastır çalışması yaparak şehir yeniden inşa edilmelidir.
Şehrimizin geleceğini planlamak için en az 20.000 konutluk arsa üretimi yapılmak zorunda.Bu hem şehir merkezini rahatladır hem de planlı bir yerleşim sahibi oluruz.Zaten gelişmiş ülkelerde iş ve alışveriş alanları ayrı, konut alanları da şehrin dışında olur.Delihakkı-Subaşı-Kızılcapınar bölgesinin tarıma elverişsiz bölgeleri bu amaç için değerlendirilebilir.
Misal ;XXX mahallesinde bir kaç bin dönüm arazi üzerinde  2-3-4  katlı bahçe nizamlı evlerin NAZIM PLANLARI yapılsa.Sonra da elektrik-su-kanalizasyon-telefon-internet-doğalgaz gibi tüm alt yapı çalışmaları hazırlanıp yatırımcılara sunulsa.Hatta inşaatlar yapılmadan çevre düzenlemesi ile peyzaj çalışmaları da yapılmış olsa. O bölgenin alt yapısı da yapıldıktan sonra uygulama aşamasına geçilse. Bu tür çalışmalar BALI,PENÇES,SARIKORKMAZ, KEPEZ,ÖREN-DELİHAKKI-SUBAŞI vd.bölgelerin özelliklerine göre planlansa.
Sadece misal olarak gösterdiğim bölgelerin birinde ARSA ÜRETİMİ yapılabilse. Bu binlerce daire ve bir çok  modern iş yeri demektir. Kdz.Ereğlinin sosyo-ekonomik yapısı bu projeyi taşıyacak düzeyde olup şehir ekonomisini de uzun yıllar ayakta tutar.
Arsa üretimi ve yeni yerleşim alanları oluşturmak gelişimin ve modern belediyeciliğin özelliklerindendir.Bu konuda T.S.O sı “ARSA ÜRETİMİ-YENİ YERLEŞİM ALANLARI ” ÇALIŞMA GURUBUNA çok iş düşüyor.


“KENTSEL DÖNÜŞÜM” ÇALIŞMA GURUBU

Şehirleri yönetenler  ve yönlendirenler  günlük işlerin yanında geleceği de planlamak zorundadırlar. Buradaki gelecekten bahsettiğim süre en azından 10-25 hatta 50 yıllık süreleri kapsamalıdır.Ve bu planlamalar yapılırken işin uzmanlarından gerekli bilgiler alınarak yapılırsa başarılı olunur. Kdz.Ereğlide yaşayan bir vatandaş olarak bu güne kadar bu ve benzeri planlamaların yapıl(a)madığını görüyorum maalesef.Yine de düşüncelerimi paylaşmak isterim.
*Osmanlı döneminde kurulan 135 yıllık bir belediyeye sahibiz.
*Yine Osmanlı döneminde kurulan(1894) 122  yıllık ticaret-ziraat odası olan bir şehirde yaşıyoruz.
*1848 de kurulan Ereğli Kömür İşletmesi (EKİ) ,
*1964 de de ERDEMİR in kurulduğu bir şehirden bahsediyoruz.
Bütün bu özelliklere sahip olan şehrimiz 1960 lı yıllara kadar 8-10.000 nüfusu olan bir BALIKÇI KASABASI idi.Bu gün ise nüfusu 100.000 geçen bir SANAYİ KENTİ olmaya gayret eden  şehirden bahsediyoruz.
Teknik terimleri bilemem ama belediyelerin 1/5000 lik “nazım imar”  planları, 1/1000 lik “uygulama imar planları” olduğunu biliriz.10 bin nüfustan 100 bin nüfusa geçerken ya planlama yapılmamış ya da yapılan planlamaya uyulmamış.Şehir merkezinden çevre mahallelere kadar çarpık bir yerleşime sahibiz.Şehir merkezinde evler bitişik, sokak ve caddeler araç trafiğine uygun değil.Biraz çevreye gidildiğinde ise araçların yol-kenarlarında park ettiği eciş bücüş bina ve  apartmanlarla dolu.

Merkezi yönetim ve Çevre-Şehircilik Bakanlığı DİKEY mimariden YATAY mimariye geçilmesi gerektiğini söylüyor.Kdz.Ereğli olarak  hem şehir merkezinde KENTSEL DÖNÜŞÜM çalışması hem de çevre mahallelerde yatay mimari ile arsa üretimi yapılmalıdır.
EKİM 2017 Kdz.EREĞLİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder