İSLAM’A SALDIRMANIN DAYANILMAZLIĞI(!)

İSLAM’A SALDIRMANIN DAYANILMAZLIĞI(!)

DİNİMİZ(İSLAM) içerikli  konularda yazmayı planladığım makalelerimin ilki olarak ; İslam’da “okumak-anlamak, düşünmek-akletmek, ilim-araştırma-bilgi, adaletli olmak-çalışmak-üretmek-ticaret, vatan sevgisi-ihanet, liyakat-hakkaniyet, yalan söylemek-hırsızlık-toplumda kargaşa çıkarma,,vb.” kelimelerin kişisel ve toplumsal yaşamımızdaki yerlerinin nerelerde olduğu hakkında düşüncelerimi paylaşmak idi. Lakin uzun yıllardan bu yana var olan ve son günlerde hızlı bir şekilde artış gösteren masumiyet maskesi altında DİN(İSLAM) DÜŞMANLIĞI yapılması bana başlangıç makalesini değiştirtti.

Herhangi birinin herhangi bir konuda bilgisini-becerisini-inancını ölçmek-tartmak haddimi aşan bir durumdur. Öyle bir yetkim de yok  sorumluluğum da yok. Lakin benim hayatıma etki edecek bir hususta karar verici olanın YETERLİ BİLGİ-BECERİ DONANIMI olmalıdır. Tıpkı “yarım hoca dinden yarım hekim insanı canından eder” sözünde olduğu gibi. Özellikle DİN(İSLAM) konusunda ise herkes kendini İLAHİYAT OTORİTESİ olarak görüyor. Bilgi kaynakları ise “ya dedesi hacıdır-müftüdür ya da babaannesinin başı örtülü abdesinde-namazında biridir”. Bu şekilde edindikleri derin bilgileri(!) ile eleştirmeyi kendilerine hak görürler.

Bilgisi olmadan hüküm sahibi olanlara basit bir soru soruyorum; Rahmetli dedem ve babamın meslekleri terzilik idi. Bizleri bu meslekleri ile büyüttüler. Ben de diğer kardeşler ve amca çocuklarım gibi  “terzilik” mesleğinin içinde büyüdük. Sorum şu; Kendinize GELİNLİK-DAMATLIK diktirmek istiyorsunuz. En pahalı ve kaliteli kumaşı da satın almışsınız. Babası,dedesi ve ağabeyi de ( ağabeyim de uzun yıllar terzilik yaptı)  terzi olan bana ELİNİZDEKİ KUMAŞI TESLİM EDERMİSİNİZ ?. Tabi ki etmezsiniz. Edenler var ise onların her konuda herkesi eleştirme hakkı vardır. Mahallenin delisi sıfatını kabul etmek şartı ile.

Peki neden bu kadar bilgisizken eleştiri yapıyoruz. Çünkü bu eleştiri yapanların derdi çözüm üretmek, önce kendisi sonra etrafı için doğruyu aramak-bulmak-yaşamak değil de ondan. Amaç DİNDARI kötüleyerek DİNİ aşağılamak. Sonrasında da “Elhamdülillah hepimiz Müslümanız deyip ASLINDA DİNİMİZ EN GÜZEL DİN AMA AH BU YOBAZ DİNCİ HACI-HOCALAR VARYA “ deyip içindeki safraları boşaltmak.

Son örneklerden biri; Cuma hutbesinde tesettür konusu işlendi. İslam Dinine göre TESETTÜR hem kadın için hem de erkek için var. Hutbede de söylendiği gibi tesettür sadece giyimle ilgili olmadığı da izah edildi. Ama saldırılar hemen başladı. ***Diyanetin işimi kalmamış, ***erkeğin tesettürüne de uzandınız ,***artık erkekler dar pantolon giyemeyecek vs vs gibi. Saldıranların “İslam’da böyle bir şey yok, Diyanet uyduruyor işin aslı esası şudur gibi bir izahları yok. Ama saldırmak işin kolayı.

Önümüzde Kurban bayramı var. Kurban kesimleri için de aynı şeyleri duyacağız. Kurban kesiminin  ne kadar vahşi bir iş olduğunu ,bunu yapanların barbar-cahil-gerici olduğunu anlattılar anlatacaklar. Bir kaç fotoğrafta eklenince al sana popüler bir KURBAN  BAYRAMI HABERİ. Ama bunu söyleyen, yazan çizenlerden ömründe hiç ET yemeyen var mı?. Yedikleri et bir hayvanın eti olmayıp TARLADA MI yetişmiş. Giyilen kürklerin, ayakkabıların, montların  derileri AĞAÇ DALINDA mı yetişmiş?.

İslam'ın ilk emri olan OKUMAYI(sadece yazılı bir metni okuma emri değil ) ,anlamayı ,araştırmayı ,bilgi sahibi olmayı sonra da “OKUDUKLARI” ile yaşamayı hedef edinmekle başlamalıyız. Bu başlangıcı da  “AYETLERİN İNİŞ SIRASI ve SEBEPLERİ ile KUR’AN TERCÜMESİ” ile yapmalıyız.31.07.2019 Kdz.EREĞLİ